30 Haziran 2012 08:52

Özel bir gün

Özel bir gün

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bekarlardan evlilere göre daha fazla vergi alınan bir memleket. Çocuk sayısına göre ikramiye veriliyor, yedinci çocukta asıl büyük ikramiye. Her şey kendisinin tamamen eve hapsedilmesi anlamına gelse de liderine bir tuhaf aşkla bağlı olan kadın, gazetelerden fotoğraflar kesip kendine albüm yapıyor. Herkesin törene gittiği sırada komşusuyla geçirdikleri günün, kendisinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir şaşkınlık yaratacağını, henüz bilmiyor.
Öncesi bir yana, özellikle son haftalarda her gün üremeyi teşvik, özgürlüğü kısıtlama adına yapılan yeni bir girişimle tanışır olduğumuz için bunlar şaşırtmasın, yukarıda bizde olan bitenden söz edilmiyor. Henüz. 1930’ların Mussolini İtalyası’nda geçen bir film, bugünlerde olmadık şekillerde insanın aklına geliveriyor. Bugünün Türkiyesi’ni hatırlatan çok film bulunur elbet, karanlık distopyalardan savaş filmlerine, Orta Çağ’ın tarihi hikayelerinden çeşitli ayrımcılıkla mücadele filmlerine kadar. Özel Bir Gün, bunlardan sadece biri. Geçen yıl 80 yaşındayken sinemayı bıraktığını, çünkü piyasaya ayak uydurmakla özgürlüğünü kaybettiğini düşündüğünü açıklayan İtalyan Yönetmen Ettore Scola’nın 35 yıl önce çektiği, faşist İtalya’daki bir günü konu alan önemli yapıtı.
Her şey, faşizmin dostu Hitler’in Roma’yı ziyaret edeceği gün içinde bir toplu konutta geçer. Antonietta altı çocuğu ve kocasını uyandırıp kahvaltılarını hazırlayıp törene gönderir ve evde işlerle baş başa kalır. Kuşu kaçtığında törene gitmemiş bir başka adamla tanışır. Kibar kibar konuşan eski radyocu, yalnız kadına iyi davranır ama ortada ikisinin de alışık olmadığı bir tuhaflık vardır. Giderek radyodan sesinde “İtalyan gururunu yansıtmadığı” için atıldığını öğreniriz ki, asıl meselenin Gabriele’in eşcinsel olması olduğunu en son anlayan Antonietta olacaktır. Gabriele’in sorusu, “Her şeyin var, neden mutlu değilsin? Evin, kocan, altı çocuğun var madem, neden yüzün gülmüyor?” deyişi, Antonietta’nın kendi hayatını, seyircinin faşist İtalya’yı daha iyi anlaması için bir dönüm noktası olur.
Bugün, kadınları sadece anne olarak gören ve gebeliğin bütün süreçlerini de erkeklerin kontrolü altında tutmaya çalışanlar, kürtajı yasaklayarak, fişleyerek, gebeliği haber vererek ve kırk türlü yöntemi kullanırken belki kendilerinden önce de bunu sistemli olarak yapanlar olduğunun farkındalar, belki değiller. Belki de böyle şeyler söyleyerek eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüyor ama biz tarih öğrenirken varsın, bir yandan da öyle olsun.
Bizde her dakika tekrar edilen istikrar teranesinin önemini belki kimsenin gözünde küçültemeyecektir ama Gabriele’in “Düzen, vasatın meziyetidir” sözü faşizmin sıradanlığını, dünden bugüne gayet iyi açıklıyor olmalı.
Bugünü özel bir gün yapan bir başkası da, cinsel yönelimi nedeniyle yaşadıklarını topluma anlatmaya çalışan LGBT bireylerin onur haftasının sonu ve yürüyüş günü olması. Dışlanmaya itiraz ederek varlıklarını özgürce sürdürmek isteyen lezbiyen, gay, biseksüel, travesti ve trans bireylerin ve onlara destek olan herkesin seslerini bir kez daha duyuracağı gün, bugün.
Bir de, saatler bir saniye ileri alınıyormuş, atom saatini dünyanın devrine uydurmak için. Saniye saniye de olsa, 1930’lar İtalyası’ndan ileride olmaya başlamak bile güzel.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa