07 Temmuz 2012 09:12

Yaz ekranında bir vaha

Yaz ekranında bir vaha

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yaz dizisi, tahammülü zor bir hadise. Zaten sevdiğin diziler gitmiş, ortalık çöl olmuş. Bir de birbirinden seçmece dandik hikayeleri toplayıp üst üste koyunca seyirciye çoğunlukla sabır çekmek düşüyor. Bu yazın en şanslısı Leyla ile Mecnun seyircisi olabilir, çünkü şimdiden sosyal medyadan anlaşıldığı kadarıyla İşler Güçler, en çok o dizinin boşluğunu dolduruyor, onun seyircisini memnun ediyor. Bir de Akasya Durağı seyircisi için birbirinden kovalamacalı komediler var ki, kimse pazar pazar onlardan söz edip kimsenin sabrını sınamasın.
Leyla ile Mecnun’u hatırlatması, İşler Güçler onu taklit ettiğinden falan değil, pek ilgisi yok. Sadece televizyonda bu derece özgün bir işin yapılabileceğini göstermesiyle o dizi bir öncü olmuştu, uzunca bir süredir ilk kez. Absürt komedi anlayışıyla ve şimdiden iki bölümde gördüğümüz kadarıyla, kendisini çok seven bir izleyici kitlesi yaratmasıyla İşler Güçler de o yoldan gidiyor ki, yaz dizisi olarak kalmamayı şimdiden talep ediyor, besbelli. Birkaç bölümü bulmaz, kendi aralarında bu dizinin diliyle konuşan, izlemeyenlerin anlamadığı esprileri art arda sıralayan gençlere rastlamanız.
Ne anlatıyor da bu kadar acayip sayılıyor bu dizi? Dünyanın en alışılmadık öyküsünü değil, birkaç oyuncunun hayatlarında olup biteni konu ediniyor. Tutunmaya çalışan birkaç genç oyuncu diyelim, yolları meslek hikayeleri belgeselinde kesişen üç arkadaş, Ahmet Kural, Murat Cemcir, Sadi Celil Cengiz. “Gazi dizisinden beri bir türlü tutunamayan Ahmet Kural” gibi esprilere yer verecek kadar da kendiyle dalga geçmeyi kafasına koymuş, hikayelerini biraz da kendi yaşadıklarından üreten bir ekibin işi.
Aslında oyuncular üstüne dizilerin birçoğu, kolaycılıktan çıkan işler olmaktan kurtulamıyor. Zaten, diziler ezberi çok sevdiği için orada patronlar ve ağalar çoğunlukta ama filmlerin karakterlerinin çoğunluğunun ya oyuncu, ya yazar, ya da bilemedin reklamcı olması, hemen etrafında gördüklerini yazıveren ticari film ve dizi üreticilerinin kolayına geldiğindendir. İşler Güçler’in buna hiç benzemeyen yanı, kendi dünyalarını basbayağı dalga konusu haline getiren genç oyuncuların hikayesinden dem vurması. Bunu yaparken de, absürdün tanıdığı olanakları kullanarak bir anda bambaşka taraflara açılabilmesi. Böylece aslında bütün bir sektörü, televizyon dünyasını, ona konu edilen işleri, izleyiciyle kurduğu ilişkiyi, giderek her birimizin hayatını etkileyen yanlarıyla oyuncuların yaşadıklarını işlemiş oluyor.
Ahmet Kural ile Murat Cemcir’i bilenler, başrollerini paylaştıkları, hiçbir saniyesi boş geçmeyen hareketli komedi Çalgı Çengi’den bilir. Şimdiden sonra da Selçuk Aydemir’i bilmeye hazır olabilirler, Çalgı Çengi’nin de yazarı ve yönetmeni, televizyona daha önce Ramazan Güzeldir ve Üsküdar’a Giderken gibi işlerde imzası olan, şimdi de İşler Güçler’in kamera arkasındaki isim. Bu üretkenlikle, Aydemir’in, kuşağının, sinemada, televizyonda komedi türünün en yetenekli senaristlerinden ve yönetmenlerinden biri olduğunu ispatlaması uzun sürmeyecektir.
Sağlam ve incelikli bir komedi bulmanın zorluğunu televizyon seyircisine anlatmaya gerek yok herhalde. Burada iyi düşünülmüş, yaratıcı, hayatın televizyonda alışık olduğumuz ezberi dışındaki kaynaklarından da beslenen zeka işi bir komedi olması İşler Güçler’i, başına bir aksilik gelmezse, kısa sürede yaz falan dinlemeden seyirci gözünde apayrı bir yere taşıyacaktır.
İşler Güçler’in düzgün bir rol ayarlamaya çalışan üçlüsü bir yana, en yaratıcı karakterin yalan söylemeyi beceremeyen Zehra mı, dalavereci yıllanmış oyuncu Rüstem mi, ailesiyle yaşayan tuhaf işler adamı hovarda Salih mi olduğuna karar vermek zor. İkinci bölümde, bizimkilerin biraz çapkınlık, biraz iş arama niyetiyle gittiği hayvan hakları eyleminde, soyunma kısmı dünyanın en yaratıcı esprisi değildi belki ama sloganda sona kalan eylemcinin hali, sahici ve özgün sahnelerden biri olarak akılda kaldı. Başlarının dertte olduğu, programları yerine yayınlanan Rambo’ya gösterdikleri “Bütün dünyayı patlattın sıra bize mi geldi” tepkisi İşler Güçler ekibinin, başta kendileri olmak üzere dalga geçecekleri hedefleri seçme konusunda pek sınırlamaya gelmeyeceklerini son karede hatırlatıverdi.
Seyircinin zekasına hakaret etmeyen çizgilerinden sapmazlarsa, incelikten anladığını ispatlayan seyirci haklarını verecektir.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa