08 Temmuz 2012 09:50

‘Dengesizlik ve tutarsızlık’ mı?

‘Dengesizlik ve tutarsızlık’ mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Uzun süredir İçişleri Bakanı İ. Naim Şahin patavatsızlık vb tabirlerle eleştiriliyor. Önünü kesip iş isteyen işsize “bir takla at da görelim” dediği için örneğin “çam devirdiği” söyleniyor. Oysa adamcağızın suçu yok; hükümetin izlediği içte saldırı/savaş politikasına “cuk oturuyor!” Sözcülüğünü layıkıyla hak ediyor. Bundan iyisi can sağlığı!
Samsun Canik’te TOKİ binalarını sel götürmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanı E. Bayraktar benzer eleştirilere uğradı. Memleketin imarını üstlenmiş mümtaz kuruluşumuz ve onun başından gelip bakan olmuş mümtaz bakanımızın “suçu” mudur? Tıpkı “hızlandırmış tren”i deviren Ulaştırma Bakanı gibi, sadece onun “günah keçisi” ilan edilmesi caiz değil. Binali Yıldırım nasıl AKP’nin ataklığıyla aculluğunu, bilime, rayların taşıyıp taşımayacağına falan boş verip “ya Allah” deyû işe sarılmasını temsil etmişse... Selin TOKİ binalarından 12 can almasının ne bu kuruluş ne de kendisiyle bir ilgisi olmadığını, hatasız olduklarını açıklayan Bayraktar da, kuşkusuz ki, ne patavatsız ne de dengesizdir! Sadece AKP’nin, ekonominin sürükleyicisi inşaat sektörünün sürükleyicisi TOKİ’nin “bal tutan parmağını yalar” politikasının “dere yatağı”ymış, heyelan alanıymış dinlemeyişinin yürütücüsüdür. Ve şüphesiz ki, Bayraktar da “dengesiz” değildir, sadece sınıfının, TOKİ’ciliğin ve hükümet politikasının sözcülüğünü yapmaktadır.
Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı da öyle. “Laiklik din dışı bir hayat şekli”ymiş... Haşa patavatsızlıkla suçlananlar değil, ama “dinsiz insan, dengesiz ve densiz insan”mış... “15’inde kız ya erde, ya yerde olmalı”ymış... Ve hele “fakirlik fikirsizliktir, fakirin aklı olsa fakir olmaz”mış!.. Gel ne dersen de! Akademi başkanı ve polis yetiştirecek. Vay halimize! Bu kafayla yetişecek polisler, örneklerini izlediğimiz şekilde, 8’i 10’u bir arada, hamile yakınını hastaneye yetiştirmeye çalışanı ya da boşanmak isteyen eşini komalık edinceye kadar dövmez ya da vurup öldürmez mi? Dincilik var, kadın düşmanlığı ve yoksul düşmanlığıyla aşağılaması da var! Densizlik ve dengesizlik mi peki? Böyle deyip geçilmeli mi? Yoksa dindar olunca densizlikten kurtarıyor mu? Ama hayır, “suç” Remzi Bey’de değil, onu oraya getirende!
Ve kavramsallaştırmacılığını herkesin övdüğü, kimsenin patavatsızlık yakıştırmadığı Davutoğlu… Nisan sonunda Meclis’te Suriye politikasını anlatırken, “Yeni bir Ortadoğu doğuyor. Bu Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü, hizmetkarı olmaya devam edeceğiz” diyen ünlü Dışişleri Bakanımız, iki ay sonra bir Türk jeti düşürüldü diye, patavatsız mı sayılacak? “Komşularla sıfır sorun” ve Suriye’yle “stratejik ortaklık”tan, kısa sürede, bütün komşularla kanlı-bıçaklı olmaya ve savaşın eşiğine gelen/getiren bakanın mıdır başarısızlık ve suç?
Yayılmacılık ve dışarıda savaş politikası AKP’nindir, hükümetin ve sermayenindir. Üstelik ne dengesiz ne de tutarsızdır! Göz göre göredir, sınıf politikasıdır ve “ilkeli”dir!
“Türkiye bölgesinde merkez ülkedir, bunun gereğini de yapmıştır ve yapacaktır” sözleriyle başlamış... “Yeni Ortadoğu ile birlikte Türkiye’nin etrafında yeni bir barış kuşağı, istikrar ve refah kuşağı olacak. Ekonomik kalkınmamızı, demokratikleşmemizi bu yeni Ortadoğu ile birlikte geliştireceğiz” deyip... “Türkiye olarak bundan sonra da Ortadoğu’da değişim dalgasını yöneteceğiz. Bu değişim dalgasının öncüsü olmaya devam edeceğiz. Bütün Ortadoğu toplumlarında Türkiye sadece dost ve kardeş bir ülke olarak değil, geleceği belirleme fikrine sahip yeni bir fikrin, yeni bir bölgesel düzenin öncüsü bir ülke olarak görülmektedir” deyip Türk yayılmacılığını sadece tarif etmiştir bakan.
Geliştirilmesinde rol üstlenmiştir, ama kişisel politikası değildir. Üstelik yeni de değildir. Zaten neo Osmanlıcılık denmiştir. Enver Paşa’nın izi sürülmektedir. O Osmanlı’yı Almanların peşinden yürütmüştü. Şimdi Amerikan emperyalizminin politikasına bağlanılmıştır. Türk yayılmacılığıdır. Ama değişmez ilke, Davutoğlu’nun “insanlık bu ilişkiye ihtiyaç duyuyor ve ABD ile Türkiye birlikte, insanlığa katkıda bulunabilir” tanımıyla vurguladığı ABD ile uyumdur! “Bir tercih meselesi değil bir gereklilik” dediği ABD ile “model ortaklıktır”! Amerikan çıkarlarıdır!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa