Tuz kokmadan

Devletimiz, bizi düşünüyor.
Kapalı ortamlarda tütün yasağı, halkımıza “temiz hava sahaları” yaratmak içindi.
Meyhane masalarının sokaklara atılmasını yasaklamak, içki tüketimini azaltmak içindi.
Ekmekteki tuz oranını düşürmek halkımızı obeziteden kurtarmak içindi.
Ekmeğin gramajını düşürmek, öyle eskiden beri yapıldığı gibi “gizli zam” amacıyla değil, sofralarda tüketimini azaltmak, yerine “et yemeğini” ikame etmek içindi.
***
Devletimiz, bizi çok düşünüyor.
Yeni copların ithal edilmesi, bu yasaklara uymayanları hizaya sokmak içindi.
Biber gazları, toplumu “sağlığına” kavuşturmak içindi.
İçişleri Bakanının, “Biber gazı sağlığa zararlı değildir” demesi, tuz ve ekmek yerine biber gazı tüketimini teşvik etmek içindi.
Sağlık Bakanının devreye girip, “Biber gazının orantılı kullanılmasını” tavsiye etmesi, obeziteye ve tuzun zararlarına karşı mücadele kampanyasının bir parçasıydı.
Sağlık Bakanının, masa masa dolaşıp sofradaki tuzlukları toplaması halkımıza sağlıklı yaşam mesajı vermek içindi.
Sağlık Bakanının, topluluklara müdahale eden polislerin ellerindeki biber gazlarını da “orantılı” olarak toplamaya kalkışmaması; İçişleri Bakanının görev alanına girmemek ve böylece devlet yönetiminde zafiyet mesajı vermemek içindi.
***
Devletimiz, bizi her zaman düşünür.
Türk Ceza Kanunu’nda 2005 yılında yapılan “reformlar”, halkımızın fikirlerini, basın ve ifade özgürlüğünün “zehirleyici etkilerinden” korumak içindi.
Yayımlanmamış kitapları yasaklamak, “bomba” imalatını önlemek içindi.
Terörle Mücadele Kanunu’nun 2006 yılında değiştirilmesi, fikirlerini halkımıza yayan gazetecilerin,  yazarların, aydınların, akademisyenlerin, öğrencilerin “terörist” faaliyetlerini önlemek içindi.
***
Devletimiz bizi düşünmeyi hiç ihmal etmez.
Sezaryenle doğuma ve kürtaja müdahale edilmesi; kaç çocuk yapılacağını buyurmak için yatak odasına girilmesi; kafalardan polis copunun, karınlardan yavrunun, ciğerlerden biber gazının eksik edilmemesi; “tuzu kuruların” çıkarlarına uygun olarak toplumu terbiye etmek içindi.
***
Devletimiz, bizi düşünür.
Öğretim sistemini dört parça edip, mesleki eğitim adıyla herkese temel imam-hatip dersleri okutmak, yeni “kindar nesiller” yetiştirmek içindi.
Havacılık iş kolunda toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürerken; devletin, serbest toplu pazarlık hakkına müdahale ederek “kuralları değiştirmesi” ve “grev yasağı” getirmesi, THY’de çalışan 305 kişinin işten atılması, turizm sezonunda halkımızı “döviz gelirlerinden” mahrum etmemek içindi.
***
Devletimiz, bizi düşünür.
Devlet güvenlik mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler ve özel yetkili savcılar, terör mahkemeleri ve “Özgürlük Savcıları”, “fikirlerinden korkulan” aydınlardan, yazarlardan, gazetecilerden “terörist” yaratmak içindi.
Üçüncü yargı paketi adı altında TCK ve TMK’da yapılan değişiklikler, “katilleri”, “tecavüzcüleri”, “hırsızları” cezaevlerinden çıkarmak ve yeni “fikir suçlusu” gazetecilere hapishanelerde yer açmak içindi.
Yaşamın normal akışı altında hepimiz “terörist” olmakla itham edilirken, 60 yıldır susturulamayan Türkiye Gazeteciler Sendikasının yoğun çalışmaları nedeniyle üç haftalık aradan sonra yazabildiğim bu yazı, sofralarımızdaki tuz da kokmadan gerçekleri görebilmek içindi.