Uzaydan bunu da görecek misiniz?
Fotoğraf: Envato
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez 10 gün önce uyarmıştı: Şatafatlı iftarlardan kaçının. Ramazan çadırlarını reklam malzemesine döndürmeyin.
Nicedir ikisi de (Hem şatafat hem de çadır) iktidara eleştiri oklarının yönelmesine neden oluyordu.
Ramazan çadırları birilerine reklam malzemesi verirken, çadırların önündeki uzun kuyruklar da ülkenin yoksulluğunu insanların gözlerine sokuyordu.
Otellerdeki şatafatlı iftarlar da artık protestoların hedefi haline gelmişti.
Yani şatafat da, çadır da iktidarın büyük bir uçurumla ikiye böldüğü (zengin-fakir) Türkiye’nin fotoğrafını netliyordu.
Ramazan gelip çatınca Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bir açıklama daha yaptı: “Ramazan coşkusunu asla bir eğlenceye, bir reklama ve bir tanıtıma ve gösteriye dönüştürmemelidir. İftar sofralarını bir şatafata dönüştürmemek, bir israfa dönüştürmemek hepimizin en önemli vazifesi olacaktır”
Diyanet İşleri Başkanı bu fetvayı verirken ilanlar fetvadan çok daha hızlı yayılıyordu. İşte bir örnek; The Marmara otelleri ramazan için misafirlerine keyifli anlar sunuyor. The Marmara Taksim, Pera, Şişli ve The Marmara Esma Sultan’da lezzetli iftar sofraları için özel mönüler hazırladı.
Başka bir örnek (Yemeklere dikkat!): Vox Brasserie konuklarını terasta ağırlıyor. Patlıcanlı bonfile, dana kaburga, fırında tavuk but, zeytinyağlı tabakları gibi alternatifler…
Boğaz’a nazırını mı istersiniz, tarihi mekanlı olanını mı? Yok yok anlayacağınız!
40 DERECEDE 25 TL
Ramazanın ilk cuma namazıyla açılışını yaptığı Ataşehir Mimar Sinan Camii’nde konuşan Başbakan da şöyle diyor: Birbirimizi sevmek, imanımızın gereğidir. Onun için birbirimizi sevmeye mecburuz. Birbirimizi dışlayamayız, ötekileştiremeyiz. Dayanışma içinde olacağız…”
Şimdi ‘Bundan ala ötekileştirme mi olur’ diyeceğimiz örneklere bakalım. Ki bu örnekler Türkiye’nin fotoğrafını yansıtan küçük bir karedir.
Diyarbakır’da ‘büyükler’ karar verdi: Başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu Anadolu bölgesinde tarımda çalışacak mevsimlik işçiler 12 saat çalışacak.
Sabah 6 akşam 6 arası…
Alacakları ücret de belirlendi.
40 derecenin üzerindeki kavurucu sıcakta çalışıp günlük 25 TL alacaklar.
Öğlen az bir süre yemek arası, gerisinde sürekli çalışma. Bildiğimiz kölelik düzeni…
Verilen günlük yevmiye sigara ve yemek parasına denk.
Sigorta her hangi bir sosyal güvence yok!
Başbakanın kulakları çınlasın! Şimdi bir de öteki yüze bakalım.
Türkiye’de 100 kişi aydan arsa satın aldı!
Evet, yanlış okumadınız. Türkiye’de 100’ün üzerinde kişi ‘Ay’dan arsa satın aldı.
Türkiye’nin ilk kişiye özel uluslararası hediye markası olan Out of Turkey Gifts tarafından satışa sunulan bu arsaları, insanlar sevdiklerine hediye amaçlı alıyor. Satın alma ile birlikte, satın alan kişinin adı soyadı ve 4 dönümlük Ay’daki arsanın koordinatlarının yazılı olduğu arsanın tapusu, arsanın aydaki konumunu işaretli olarak gösteren “ay haritası”, ayrıca ileride o araziden çıkabilecek değerli maden ve mineral haklarına sahip olduğunun bir belgesi gönderiliyor.
Şimdilik ucuz bir pazarlama.
Geceleri her kafanızı kaldırdığınızda, yukarıda yalnızca sizin sahip olduğunuz bir şey görüyor olma hissi yaşatma amacı taşıyor.
Şimdilik ucuz. Ama bir gün Türkiye manzaralı bir arsa isterseniz… İşte o zaman 2 sene önce aydan arsa alan ünlü Rus Milyarder Roman Abramovich gibi 5 milyon dolar bayılmalısınız!
Bu meblağı peşin bayılabileceklerin sayısı her gün artıyor bu ülkede…
Bunu biz değil araştırmalar söylüyor.
SÜPER DOLAR
MİLYONERLERİ
ABD’li Boston Consulting Group’un (BCG) dünya genelinde yaptığı “Global Servet Araştırması”na göre… ‘Süper dolar milyonerleri’ kulübüne 26 Türkiyeli daha girdi.
Türkiye, 100 milyon dolar ve üzerinde kişisel serveti bulunan ‘süper zenginler’ liginde 2011’de atağa kalktı.
ABD’nin 61 süper zengini listeden düşerken Türkiye 344’ü yakaladı.
Köleler ve efendilerin sayısı artıyor.
Bilmem aydan bakınca görülebilecek mi?
Bu derin uçurum. Bu derin ötekileştirme…
Başbakan Erdoğan’ın isim babası olduğu… Her safhasını bizzat takip ettiği Ataşehir Mimar Sinan Camii’nin açılışında ‘olmasın’ dedikleri her gün hayat buluyor bu topraklarda.
Başbakan ne yapıyor?
Her tepeye bir cami…
Neden?
Yarattığı derin ayrışma, yaptırdığı görkemli camilerin heybetinde silikleşsin diye…
YİNE IRGATLAR YİNE ÖLÜM
Mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 6 kişi yaşamını yitirdi.
Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında ayrıca 6 kişi de yaralandı.
Kaza geçirenlerin Ankara’dan Kırşehir’in Kaman ilçesine çalışmaya giden mevsimlik işçiler olduğu öğrenildi.
Kazada ölen Mehmet Kılıç henüz 19 yaşında… Eşi Fatma Kılıç 18 yaşında.
Çocuklarından Melike 1, İbrahim Halil ise 3 yaşında…
Fatma Nur Kılıç, Musa Diler daha 4 yaşında.
Çoluk çocuk bir yere taşınmak zorunda kalmak.
Bu ülkede böyle geçinen 3 milyon insandan bahsediliyor.
Ve bu insanlar, çok kötü koşullarda yaşamaları yetmezmiş gibi bir de her yıl yollarda can veriyorlar.
Büyüyen Türkiye ekonomisi ise bunlara iş vermek yerine bu insanların işsizlik rakamlarının düşük çıkmasına yaptığı katkıyla övünüyor.
TANINMIŞ FİRMALARA DA FAZLA GÜVENMEYİN
İstanbul’da satılan 19 litrelik damacana sularının laboratuvarda inceleme sonuçları ortaya inanılmaz bir tablo çıkardı.
55 tanınmış firmanın sularından sadece 14’ü temiz çıktı.
41 suda başta ‘koliform’ (dışkı yoluyla bulaşan) bakteriler olmak üzere insan sağlığına zararlı maddeler bulundu
A haber’de Mehmet Ali Önel’in sunduğu ‘Deşifre’ programında konuşan laboratuvar yetkilisi Can Demir, “Bandrollü 55 damacana, 11 ayrı laboratuvara götürüldü. Burada tahlil edildi. 14’ü uygun çıktı, 41’i sağlığa zararlı” dedi. Büyük firmalar olduğu için isimlerini açıklamadıklarını belirten Önel, ancak firma isimlerini Sağlık Bakanlığına bildireceklerini söyledi.
Ne yediğimize ne de içtiğimize güvenemiyoruz artık.
Kâr için üretimin doğal sonucu değil mi?
Kapitalizmin ruhuna çok uygun şeyler bunlar.
TRT’DE İHALE ŞEBEKESİ
TRT’nin sürekli hizmet alımı yaptığı 10 şirketin sahiplerinin hep aynı kişiler olduğu ortaya çıktı. O kadar ki bunlardan üçünün şirket adresleri bile aynı! Makam odası tadilatı ihalesini, personel alımı ihalesini, yayın hizmetlerinde çalıştırılmak üzere açılan bir başka ihaleyi alan üç firmanın isimleri farklı olmasına rağmen merkezlerinin Ankara’da aynı adreste olduğu açığa çıktı.
Aydınlık gazetesinin haberine göre ayrıca yapılan ihaleler de usulsüz...
Son dönemde sürekli skandallar ve yolsuzluklarla anılan TRT’nin hizmet alımlarında da usulsüzlük yaptığının açığa çıkması bakalım bu kuruma bir şeffaflık getirecek mi?
İhale Kanunu’na göre yapılan hizmet alımlarında öne çıkan 10 şirketin yapısı incelendiğinde ortaya çıkan çok ilginç bilgiler ve profesyonelce düzenlenmiş ilişkiler ağının bakalım üzerine ne kadar gidilecek?
‘Ya şu mübarek günler hatırına biraz adaletli olalım ve tüm kirli ilişkileri sorgulayalım’ denilebilecek mi?
Hiç sanmam!
- Ezdirmemek ne kelime suyunu sıktılar 26 Aralık 2024 06:55
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55