21 Temmuz 2012

Parasız eğitim devrimi!

DİĞER YAZILARI
Yüzümüzün karası 16 Ağustos 2014
İnsan sevmek 12 Temmuz 2014
Kavel\'de miyiz hâlâ? 28 Haziran 2014
Camın sırrı 21 Haziran 2014
Yasak bölge 14 Haziran 2014
Organik O.C 31 Mayıs 2014
Bir nefes... 24 Mayıs 2014
Soma\'nın iyi insanı 15 Mayıs 2014
YAZI ARŞİVİ

Birilerinin “Bu da mı gol değil” dediğini duyar gibiyim... “Parasız eğitim geliyor” kolay değil! Hiç değil, son 20 yılın gençliğinin uğruna ilk defa eyleme gittiği, ilk copunu yediği, ilk ‘gözaltı’sını yaşadığı, hapis yattığı, soruşturma yediği o “büyük” talep gerçek oluyor!
AKP MYK toplantısında Başbakan Erdoğan buyurmuş ki, “Harçların kaldırılması için çalışma yapın”. Müthiş haber!
Eee, niye sevinmiyoruz o zaman? Bertolt Brecht der ya hani; “Başkan barıştan söz ediyor / Demek ki savaş çıkacak yakında / Savaşı lanetliyor Bay Başkan / Demek ki başladı seferberlik”... Bizim iş o hesap; “parasız eğitimden söz ediyor Başkan adayı; demek ki...”
İlginçtir kimsenin bilgisi de yok, ne YÖK haberdar, ne Rektörler... Kimsenin fikrinin sorulduğu da yokmuş; “Sonuçta yürütmenin kararı” diyor garipler...
Bir de, “Sonuçta üniversite eğitimini devlet finanse ediyor, öğrencinin verdiği devede kulak” diye küçümsemezler mi! Yahu, bırakın öğrenciyi, yüz binlerce mezun, aldığı harç kredilerinin geri ödemelerinin eziyetini çekiyor hâlâ. Kaç tane “af” çıktı üst üste, alınan TEFE’nin, TÜFE’nin faizleri bile öde öde bitmiyor. Hayatı rakamlarla okumaya başladınız mı bir kere, sonu yok. Küçümsersiniz de, büyütürsünüz de; tüccar siyasetin adabı bu.
Bir yandan “küçük bir meblağ” deniyor, diğer yandan “Doğrudan üniversitelere kaldığı için, üniversiteler bu parayla dönüyordu”... Haber yeni ya, henüz ağız birliği sağlanamamış karşı cephede; alışırlar bir kaç güne...
Bizim cepheninse, “parasız eğitimi de getirdi, daha istiyorsunuz” salvolarına maruz kalacağı muhakkak. Gazeteler “Parasız eğitime doğru ilk adım” manşetleri atmaya başladı bile. Elbette, harçların kaldırılması iyidir; ama kesin bir şey var ki “parasız eğitim” anlamına gelmez kesinlikle... Şimdi bir üniversite öğrencinin yaptığı masrafları sıralamayalım burada; bilen bilir. Yaşayan daha iyi bilir.
Bir de; söz konusu olan AKP Hükümeti olunca, yerine ne gelecek, yasa nasıl çıkacak mutlak görmek lazım. “Sol” gösterip “sağ” vurmakta mahir bir iktidar var karşımızda. Kararı yorumlayan bütün rektörlerin kaygısı da bu. Harç paraları üniversite bütçesine giriyor ve pek çok işte kullanılıyormuş. Harç parası almayıp, yemek sübvansiyonları kaldırılırsa mesela? Öğrenci servisler, rektörlük bursları, eğitimle ilgili destekler... Basit hesap, yemekler 2 lira zamlansa; kaşıkla verilen kepçeyle geri alınmış olur. Hesap bu kadar basit!
Bazı rektörler haberi duyar duymaz, “farklı finans modelleri”, “şirketleşme”, “özelleştirme” gibi kavramlarla dolu bir dolu açıklama yapıyor. “Döner sermayeyi şirketleştirmek istiyoruz” diyen rektör, öğrencinin cebinde kalacak harç parasına şimdiden fazlasıyla göz koymuştur bilesiniz... Şüphe yok; astarı yüzünden pahalıya gelecek bu işin; kimse peşin peşin sevinmesin, bizden söylemesi...
AKP’nin “akılda kalıcı propaganda adımları”nın tümünde aynı sinsi tezgah var aslında... Harç meselesi de öyle... Kamu kaynaklarından üç kuruş aktarılacak; ki bu kaynaklar zaten halkın parası, üstüne çuvalla para istenecek. Ders kitabı, Fatih Projesi; hepsi aynı tezgah... Yersen.. Adı “Harçları kaldıran adam” olacak işte; kat be kat fazlası tahsil edilmiş yine, ne gam!
Elbette bu atmosferde, sanılmasın ki, özel okullara gidenler unutulacak. Onlar bu halkın evlatları değil mi! On binlerce öğrenci, oralarda devlet tarafından okutulacak, halkın parası bu kurumlara aktarılacak. AKP’nin ilk yıllarından bugüne hayaliydi bu, tüm Milli Eğitim Şura’larının odağında yer aldı. Ufak teşvikler kurtarmıyor artık; devlet okullarında harçların kaldırılmasının yarattığı “meşruiyet” ile özel üniversiteler ihya olacak. Kimin parasıyla, senin benim paramla... Dön dolaş aynı “para”yı konuşuyoruz aslında...
Geçin efendim tüm bu propagandayı bir kalemde... Yemezler. “Parasız Eğitim İstiyoruz” yazmıyor muydu, Berna ile Ferhat’ın açtığı pankartta. Gençlik Federasyonu üyesi bu iki genç, tam 8.5 yıl hapis cezası yediler bu yüzden. Memlekette savcı kaldıysa, bir dava da Başbakan Erdoğan’a açsın; talep aynı talep, suç aynı suç!
Üniversite yıllarımızdan hatırımızda, bir gecede yüzde bin artan harçlar... Biz “Paralı eğitime hayır” diye sesimizi yükseltmeye çalışırken, “anarşist” arkadaşların “paralı parasız eğitime hayır” sloganını gülümseyerek izlerdik. Sonunda geleceğiz galiba o noktaya...
Anaokulundan üniversiteye; eğitim sisteminin zaten bozuk olan çarkı iyice zıvanadan çıkıyor çünkü. Ders kitabı versen, tablet dağıtsan, harçları hepten kaldırsan; ne yazar! Kat kat fazlasını velinin, öğrencinin cebinden çıkaran özelleştirme tezgahı işliyor; eğitim içeriği zaten kelimenin her anlamıyla Allah’lık...
Eğitim sistemi bu yoldan yürüdükçe, hurafe her tarafı kuşattıkça, YÖK varlığını iktidara armağan ettikçe, bilim sermayenin hizmetine girdikçe ve elbette daha büyük soygunlar mümkün iken; “üç beş kuruş”un hesabını yapmaz oluyorlar demek ki!
Olan basitçe budur... Nasıl sevinelim?

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et