24 Temmuz 2012 09:31

Tıbba işçiler öğretti: Vazelin

Tıbba işçiler öğretti: Vazelin

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tıp tarihi işçilerden çok şey öğrenildiğinin kanıtlarıyla doludur. Misal geçmiş yüzyıllarda yüz binlerce insanın ölümüne yol açan skorbüt hastalığına limon ve diğer narenciyelerin iyi geldiğini ilk uzun yol denizcileri fark etmiştir. Kimi zaman da işçilerin gözlemleri yeni ilaçlar için yol gösterici olmuştur: Sözgelimi vazelin. Vazelin salt ilaç olarak kalmamış; kozmetik yanı sıra pas önleyici, parlatıcı ve yağlayıcı özelliği nedeni ile sanayide de kendine yer bulmuştur. “Her derde şifa” misali ilk zamanlarında ekmeğe sürülüp yendiği de söylenir. Öyle ki petrol işçilerinden öğrendiği vazelini ticari bir ürüne çeviren Robert Chesebrough uzun yaşamasının sırrını “Günde bir kaşık vazelin yemesine” bağlamıştır. Zatın 1933 yılında doksan altı yaşında öldüğü söylenmektedir. Oysa vazelin bitkisel bir ürün değildir. Ham petrolden elde olunan ve 31 san
tigrat derecede eriyen mineral bir yağdır. Yaşı kırkı geçenler çocukluluk dönemlerinden hatırlayacaktır onu. Özellikle yetmişli yıllara kadar bakkallarda satılan en tercih edilen el kremiydi vazelin. Soğuk kış günlerinde anneler çocuklarının ellerine koruyucu olarak vazelin sürerlerdi. Kimimiz onu kadın sayfalarının “Kaş gürleştirmekte vazelin çok yararlı” cümlesinden hatırlarız; prostat hastaları takılan sondalarda kayganlaştırıcı özelliğinden, toprağı çanak çömleğe çevirenler testilerin dış yüzüne sürüldüğünde parlaklık ve dayanıklılık sağladığından; tamirciler pas önleyici özelliğinden... Peki nasıl mı bulundu vazelin? ABD’nin Pensilvanya eyaletinde petrol kuyusu açan işçiler ayaklarına yapışan parafin benzeri bir madde fark etmişlerdir. Bu madde pompaları tıkadığı için patron adına şikayetçidir işçiler ama kendi adlarına yarar görmüşlerdir. Bu yağlı maddenin o yıllarda adı henüz yoktur ama işçiler yara iyileşmesine iyi geldiğini fark ederek kesik ve yanıklarda ilaç niyetine kullanmaya başlarlar. 1859 yılında ticari nedenle bölgeye giden R. Chesebrough işçilerden öğrendiği petrol türevi maddeden numune alarak aylarca asıl etkeni ayrıştırmak için uğraşır. 1870 yılında ise “Vazelin Petrol Jeli” adı ile piyasaya sürülür. O gün bugündür vazelin hayatımızın orta yerinde duruyor: Ev kadınları için en doğal ahşap koruyucu ve el kremi, çiftçiler için yağış altındaki tarım makine aksamının pas önleyicisi, boyacılar için zemin boya sökücüsü, dericiler için canlandırıcı, eczacılar için bilumum kremin ana maddesidir vazelin. Zihninizi zorlarsanız daha nice kullanım alanı aklınıza düşebilir. Misal geçmişte kimi zaman fotoğrafçıların hatları yumuşatmak için objektifin bir bölümüne ince tabaka vazelin sürdüğü olmuştur. Argodan tıbba, tarımdan sanayie nice alanda yüzyılı aşkın bir zamandır yer edinen vazelinin kısa tarihi işte böyle. Sağlıcakla kalın.


TIBBI SEÇTİM DİYENLERE

Sınav sonuçları nihayet açıklandı. Sınavdan önce zamanı kullanma kılavuzundan tutun da beslenme önerilerine nice uzman görüşü dinledik. Şimdi ise üniversite ve bölüm tercihleri için boy gösteriyor uzmanlar. Tıp fakülteleri bu sene de bol tarafından öğrenci alıyorlar. Tercihlerinde tıp olanlara çokça öğütte bulunulur etrafça. En ummadık olanlarımız bile bir de fark etmişiz ki kutsallık atfetmişizdir tıbba; öyle değil mi? Tıp iyidir hoştur ama yeni hekim adayları sağlıktaki piyasacı girdabın farkında mı acaba? Her geçen gün artan sağlıkçılara yönelik şiddetin üstesinden gelebilecekler mi? Kime sorsalar “Hekimlik kutsal bir meslek” cevabını alırlar ama mezun olduklarında  meslektaşı olan hastalarından muayene ücreti almadıklarında maliyenin ceza tehdidi altında olacaklarını biliyorlar mı? Sağlık ocağına gelen hastaların ölçtükleri tansiyonları için para almayan sağlık çalışanlarının Ak Partili yıllarda para cezasına çarptırıldıklarını biliyorlar mı? Maaşlarının kuşa çevrildiğini; geliri artırmak için adına performans denen rekabetçi ve çalışma arkadaşlarına düşmanlaştırıcı bir sistemin hayata geçirildiğini onlara söyleyen oldu mu? Sağlık kurumlarında daha iyi sağlık hizmeti değil daha hızlı ve para getiren tıbbi işlemlerin dayatıldığını biliyorlar mı? Bir emekli savcı veya hakim maaşının üç aktif çalışan hekim maaşına denk geldiğini onlara söyleyen oldu mu?
Yerleştirme kılavuzları hekimler için uygulanan zorunlu hizmetten bahsediliyor mu? Tıp fakültesini özel bir üniversitede okusalar bile sonrasında devletin emrettiği yerde pratisyen iken en az iki yıl, uzmanlıkta iki yıl ve eğer yan dal uzmanlığına devam ederlerse yeniden
iki yıl; yani toplamda en az altı yıl zorunlu hizmetten onlara söz eden oldu mu? Daha da ötesi zorunlu hizmete gitmediklerinde ömür boyu hekimlik yapmalarının yasak olduğunu biliyorlar mı? Ya iyi hekimlik değerleri ile daha öğrenci iken buluşma çabasındaki Tıp öğrencilerinin hapislik öykülerini biliyorlar mı? Evet; herkese eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hakkı için mücadele eden TTB-Tıp Öğrenci Kolu ve SES Sendikası Öğrenci Kolu üyesi olup yakın zamanda gözaltı süreci yaşayan 43 sağlık öğrencisinden 13’ü hâlâ tutuklu. Onlar da yakın yıllarda ÖSYM çarkından geçtiler; hatta içlerinde ilk yüze girenler vardı. Şimdi onlar tutuklu! TTB ve KESK geçen hafta yaptıkları basın açıklaması ile tutuklu öğrenciler yanı sıra KESK yönetici ve üyelerinin serbest bırakılmaları gerektiğini bir kez daha kamu oyu ile paylaştılar. Ne yazık ki henüz sonuç alınamadı. Onlar serbest kalıncaya kadar biliyoruz ki hiçbirimiz özgür olamayacağız.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa