31 Temmuz 2012 10:26

Sağlıkta piyasalaşma: Öğrenciler hâlâ tutuklu

Sağlıkta piyasalaşma: Öğrenciler hâlâ tutuklu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Sağlık politikalarına dair itirazları, toplumsal yaşama dair tahayyülleri olan ve dünyanın daha iyi bir yer olacağı umudunu taşıyan 13 sağlık öğrencisi olarak Sincan F Tipi ve Kadın Kapalı Cezaevinde ikinci ayımızı doldurmak üzereyiz.”
Evet, tutuklu sağlık öğrencilerinden mektup var!
“Demokratik hak ve özgürlük mücadelesi yürüten herkese içten merhaba” ile başlayan mektupları TTB web sayfasında yayınlandı. 11 Tıp, 1 diş hekimliği ve 1 ergoterapi bölümü öğrencisi hâlâ tutuklu. Kamuoyu onların tutukluluk hallerinin devamına tepkili. Geçen hafta içlerinde TTB Merkez Konsey başkan ve üyeleri, TİHV başkanı ve SES yöneticilerinin olduğu bir heyet Kızıltepe’de kimi tutuklu öğrencilerin ailelerini ziyaret ettiler. TTB başkanı Özdemir Aktan “Tutuklu öğrencilerimizin suçsuz olduğunu biliyoruz ve davalarının takipçisi olacağız” derken kamuoyunun hislerine tercümandı aslında.
“İleride çalışacağımız tüm sağlık kurumları kâr amaçlı birer işletmeye dönüştürülüp, hastalar müşterileşirken; sağlık hizmetleri piyasalaştırılıp alınıp satılan bir meta haline getirilirken; daha insanca bir yaşam adına itiraz etmemek mümkün olabilirmişcesine sorulara ve sorgulamalara maruz kaldık.” Diyor genç sağlıkçı arkadaşlarımız ve devam ediyorlar: “Sağlık eğitimi toplumdan koparılıp uzmanlaşmaya odaklanmışken ve insanların ana dil problemi sebebi ile sorunlar yaşıyor olması gözardı edilmeye çalışılıyorken nasıl sessiz kalabilirdik?​”.
Evet; onlar sessiz kalma onursuzluğunu reddeden, eğitimini almakta oldukları sağlığın kodlarını yaşamın içinde arayan tutuklu ama bir o kadar da özgür tıp öğrencileri.
“Tüm bunlardan ötürüdür ki burada yargılananın bizler nezdinde ‘sağlık muhalefeti’ olduğunu düşünmekteyiz” derken bir o kadar da haklılar. Hepsine gönül dolusu selamlar.


SAĞLIKTA PARALI DÖNEM

Son zamanlarda hiç uçak bileti aldınız mı? Diyelim ki kampanya yapmışlar; misal vergiler dahil 40 TL diyorlar. Kulaktan kulağa yayıyoruz bu veriyi, ucuzumuza geliyor değil mi?
Ama acele etmeyin derim. Size soracaklar koltuk numaranızı seçmek ister misiniz diye? Sonra ilave edeceklerdir ön koltuklar ve geniş koltuk aralı çıkış kapılarından yer ister misiniz acaba? Evet derseniz yandınız; her biri için sizden yaklaşık yirmi lira talep edecekler; yani astarı biletinden pahalı olacaktır. Bu veriyi paylaşma nedenim sağlıkta olabilecekler üzerine giderek artan kaygılar.
Uçak bileti ile kamu hastanelerinde poliklinik katkı payları arasında niyet farkı yok özü itibarı ile. Bir süredir kamu hastaneleri için telefon ve İnternet üzerinden muayene randevusu almak mümkün. Üstelik hekimin adı üzerinden randevu alınıyor. Bir anlamda eskinin özel muayenehane hekimliği algısı kamu hastanelerine taşındı diyebiliriz. Zira bir kliniğin uzman kadrosundan değil de istenilen hekimden randevu alınabiliyor. Yani sağlıktaki ekip anlayışının sonu geldi diyebiliriz.
Sanırım Sağlık Bakanlığı hastaneleri için öngörülmüş yakın gelecekteki ticari beklentiyi anladınız. Kısa bir süre sonra hastanelerden telefonle randevu aldığınızda hekim ismi seçme arzunuz size ek fatura olarak yansırsa sakın şaşırmayın; aynen uçak bileti alırken yaşadıklarınız gibi. Üstelik ek para ödeme nedeni bununla da sınırlı kalmayacak. GSS’nın bütünlüklü uygulanımı sürekli ötelendiğinden gözünüzden kaçabilir.
Tekrar hatırlayacak olursak şu an aile hekimliğinden devlet hastanelerine, oradan eğitim hastaneleri veya tıp fakülteleri hastanelerine gidişte sevk belgesi istenmiyor. Bir anlam da tüm kamu sağlık birimleri sağlık ocağı kıvamında işliyor. Oysa GSS tam olarak uygulandığında sevksiz gitmek mümkün olmayacak. Ama tahmin edeceğiniz üzere cebinizden ek para öderseniz bir sorun yok. Yine kamu hastane birlikleri projesi cepten para tuzağı olarak vatandaşı bekliyor.
Tüm bu cepten ödemeler ile hepimizi sağlıkta özel sigortacılığa alıştırmaya başladılar. GSS taslaklarında var olan; sonrasında emek platformunun çabaları ile gelişen kamuoyu tepkisini örtmek adına ötelenen “GSS ek teminat paketi” yeniden kapımızda. Şimdilik kamu ve özel sağlık kuruluşlarından alınan katkı paylarını özel sigorta şirketleri üzerinden pazara çevirecek adımlar hükümetçe atıldı.
 Diyorlar ki paran varsa özel sigorta şirketine sigorta yaptır; katkı paylarını onlar ödesin. Ama sakın inanmayın; bu piyasacı anlayışa elini veren kolunu kaptırır. Yapılması gereken mücadeleyi yeniden yükseltmek ve sağlık ve sosyal güvenlikteki özelleştirme sürecine dur demek olmalı.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa