01 Ağustos 2012 10:43

ÖSO

ÖSO

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İran’da Humeyni’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra en büyük yıkıntıyı İran sosyalistleri, komünistleri  yaşamıştı. Şah yandaşlarının bir çoğu keskin bir dönüşle yeni yönetime kapılanmayı başarmış ancak sosyalistler, devrime (?) yardım etmiş olmalarına rağmen canlarını kurtarabilmek için ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştı. O dönemde ailesinin bir kısmıyla Türkiye’ye kaçmayı başarabilmiş öğretim üyesi arkadaşım anlatmıştı İran’da olan biteni ilk ağızdan.
“70’li yılların sonlarıydı. ABD’nin bölgedeki en büyük ortaklarından biri olan İran Şahı gücünden ve tarihinden aldığı cesaretle ufak ufak palazlanmaya, İran burjuvası ve aristokrasisinin sıkıştırmasıyla İran pastasından sömürgeci emperyalistlerin aldığı pay konusunda mızıkçılık etmeye başlamıştı. Dünyanın en büyük ham petrolü satıcılarından biri olmanın üstüne İran, ulusal bir program geliştirerek üretilen petrolün en azından bir kısmını rafine ederek, işleyerek, katma değerini arttırarak satmaya karar vermişti. Üstelik bu kararını uygulayabilmesi, son derece gelişmiş teknoloji kullanarak bir tesis yapabilmesi ancak batılı, özellikle Alman desteğini gerektiriyordu. Büyük paralar ödeyerek bu desteği alan Şah İran’da bu tesisi kurdurdu, ancak çalıştıramadı. Humeyni taraftarları ‘Gavur işi’ diye bütün tesisi yağmalamış, en küçük parçalarına ayırmıştı. Tesisi yağmalayanların başında büyük olasılıkla yabancı ajanlar, ajan provokatörler ve yerli iş birlikçiler vardı. Sosyalistlerin direnişine rağmen buna benzer tesisler ‘Şeytan işi’ diye yok edilince devrim de tamamlanmış oldu. Yönetim değişmiş, Şah’ın yerine gelenler ham petrol satışını tekrar eski sisteme sokmuşlardı. Bu, batıda birçok petrol devinin tekerine çomak sokulması çalışmasının önlenmesi, doğal kaynakların artı değer kazanamadan batıya akması anlamına geliyordu. İran halkı, Şah ile beraber, devrimden sonra halkın malı olması beklenen tesisleri de yağmalamıştı.”   
Daha sonra benzer senaryoları Irak’ta, Libya’da gördük. Emperyalistler iş birlikçilerinin yardımıyla yerle bir ettikleri şehirleri, tesisleri eski durumuna getirme ihalelerini kimseye kaptırmıyorlardı. Dünyanın en güzel kenti Bağdat bombalarla yerle bir edilmiş, elektrik, su gibi tüm alt yapı batılı bombalarla çökertilmişti. Kentlerinin, ülkelerinin yerle bir olmasını, petrol kuyularının ABD askerlerince güvence (?) altına alınmasını zavallı Iraklılar terlikleriyle Saddam heykelini döverek kutlamıştı.
Şimdi benzer görüntüleri Suriye’de görüyoruz. Yerle bir olması planlanan Halep’e, Azaz’a yardıma (?) hazır batılı güçler, onların sınırdaki uşakları ellerinde kazma kürek Suriye’ye yardıma hazırlar. Irak’tan çıkıp en kısa yoldan sıcak denizlere ve batıya ulaşacak petrol boru hattının Suriye bölümünün planları batılı masalara serilmiş durumda. Silahlarını, üniformalarını, maaşlarını batının, ABD’nin, emperyalistlerin ve irili ufaklı uşaklarının sağladığı Özgür (?) Suriye Ordusu da Suriye’nin özgürlüğü için savaşıyor.
İyi mi?

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa