05 Ağustos 2012 13:06

Türk-İslam sentezci gericilik…

Türk-İslam sentezci gericilik…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türban vardı önce, ama “özgürlük” sorunu sayılmış; gericilik, kendisini “hak” ardında kamufle ederek demokratlara bile kabul ettirmişti. Demokratizm, herkesin istediği gibi giyinme hakkının ötesinde türbanın desteklenmesi sayılmıştı liberallerce ve topluma da dayatılmıştı.
“Taksim’e cami”nin de sözü edilirdi. Ses alçak çıkardı ve toplum hazır olmadığında biraz güçlüce “olur mu?​” dendiğinde geri alınır, ertelenirdi. Evet, ertelenirdi. Şimdi sadece Taksim’e değil, Çamlıca’ya da cami yapılacak. Tartışma konusu olmaktan çıktı, projeleri hazırlanıyor. İstanbul’un en yüksek tepesine oturtulacak ve “ecdadın yaptığından daha büyük” tasarlanıyor ki, şan olsun ve dört bir yandan görünsün. Artık sıra “hava atma” ya gelip dayandı!
Yetmiyor, “bonus” olarak, opera ve tiyatrolara birer mescit yapılma kararı alınıyor. Öyle ya, senfoni dinlemeye gidenler akşamı ve yatsıyı kaçırmasınlar! Senfoni ya da arya söyleyenler mi yoksa izleyicileri mi namaz kılacaklar, bu önemli olmadan, boşunalığın aptallığı olamayacağına göre, saf “hava atma” karinesi olarak mescitler dayatılıyor.
Ama sadece opera-bale salonlarında mescit dayatılmıyor. Alevi cemevi dediğinde “olmaz” çekiliyor! Hem “cümbüş evi” denerek siyaseten, hem siyasal hukukla. Yargıtay, üstelik Kemal’in “devrim kanunları”nı dayanak göstererek cemevine izin vermiyor! Peki, o kanunlarda operada mescide yer var mı?
O kadar da değil! Kesmiyor beyleri. Kürtaj sorunu getiriliyor. Günah deniyor! “Allah’ın verdiği can nasıl alınır.. Cenin candır, canlıdır” deniyor. Ve sezaryen. Ölümler sökün ediyor.
AKP gerisin geriye patinaj yapmaya başladığını ilk hissettiğinde, en iyi bildiği konuya sarılıyor. Din istismarı, inançlı milyonları inançları dolayısıyla peşinde tutma ve kaybetmeme, biliniyor ki, şimdiye kadar hep işe yaramış. Yeniden işe koşuluyor.
Ama bu sefer Demirel’in, Menderes’in sair burjuva politikacıların yaptıkları sıradanlıkla değil. Damardan! En içinden. İmam-Hatiplikten gelmeliği bilgisiyle. Ve olabilir inandırıcılığıyla.. Referansı din ve dincilik olanlar, Kurtulmuşların falan bir araya toplanmasıyla birlikte… Osmanlı vurgusuyla bir arada. Irak, Suriye açılımı ile aynı anda.
İlk sonuç Sürgü! Zaten zemini olan, kışkırtılagelmiş Sünni-Alevi ayrımı, Suriye’ye yönelik mezhepçi dış siyasetin de pekiştirmesiyle, “Ramazan davulu” sorunu patlıyor. Ve Balıkesir’de Alevi evlerine yine çarpı işareti atılması. Alevilere yönelik saldırganlık! AKP’nin Türk-İslam sentezci neoliberalizminin dolaysız ürünü.
Alevi içeride de hedef tahtasına yerleştirilmiştir, dışarıda da! Bakın haberlere: Suriye’de “Şebiha milisleri” yutturmacasıyla Sünni bir aşiret reisinin evi basılıyor “Esed muhalifleri”nce. Dövülerek, işkenceyle, sonunda “şeriat mahkemesi” kararıyla kurşuna dizilerek katlediliyorlar. Türkiye, sözde bu ülkedeki katliamlar dolayısıyla rejimin devrilmesini istediğini söylüyordu! Parmağını kımıldatmıyor. Üstelik “ibret olsun” diye, Esad rejimi yanlısı olan Sünnilere yönelik zulüm ve katliam karşısında hiç istifini bozmuyor. Sözde düzeni ve düzenin mahkemelerini savunurdu Türk-İslam sentezcileri.. Ne idüğü, kimin kurduğu belirsiz şeriat mahkemesi kararıyla infazlar hiç rahatsız etmiyor beyleri. Son haber Nusayri diye öldürülen Suriye TRT’si sunucusunun El Kaideci grupça öldürülmesi. El Nusra Cephesi isimli Kaide müfrezesi, sunucuyu kaçırıyor. Önce işkenceyle “sorguluyor” ne öğrenecekse1 Zevk için tabii. Kaide bayrakları önünde. Sonra “rejime destek verenlere ders olsun” bildirisi de yayınlayarak idam ediyor! Sözde El Kaide ve terör karşıtı hükümet ve arkasındaki Amerikan yönetiminden ne bir ses ne bir nefes!
Hükümet sadece ve sadece Suriye’nin kuzeyinde Esad’la zalim “muhalifleri”nin zulmünden korunma önlemi olarak özerkliğe yönelmiş olan Suriye Kürtlerinin derdinde! Sınıra asker yığıyor. Tehdit üstüne tehdit yağdırıyor. Barzani’ye gidiyor. Şu bu.. Bir de içeride yükleniyor Kürdün üzerine. Önce Şemdinli. Neredeyse on beş gündür tam bir savaş hali sürüyor. Ardından Cudi. Dağ taş bombalanıyor. İçeride ve dışarıda ölüm. Öldürmek, katliam çare biliniyor.
Rejim, sadece Sünni İslamcı değil. Türkçü de. Türk-İslam sentezcisi ve emek düşmanı neoliberal.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa