6 Ağustos 2012

10 binlik değil, 75 milyonluk cami bile açsanız…

Bundan bir süre önce AKP’lilerin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un Kadıköy yakasında VIP salonlu 10 bin kişilik Mimar Sinan Camii’nin açılışını yapmıştı.
Caminin bir duvarına da yazdığı yazıyı koydurtmuş. Şöyle diyor yazıda: “Sinan Usta! Sen ki eserlerinle bir milletin ve medeniyetin görkemli yüzünü dünyaya gösterdin, tarihe nakşettin, sana teşekkür etmek için kelimeler kifayetsiz kalır. Şükran ve minnettarlığımızın nişanesi olarak ancak yaptığımız eserlere adınızı verebiliyoruz.”
Eminin İslam alemine bu VIP salonlu 10 bin kişilik camiyle iyi hava atmışızdır. Bizim Türkiyeli İslamcılar da, dinciler de, Müslümanlar da kasımpatı gibi kasım kasım kasılmışlardır, “Biz neymişiz be abi,” diyerek.
Ama Türkiye’de öylesine korkunç şeyler oluyor ki,  değil 10 binlik cami, tüm ülkenin üstünü kubbeyle kapatıp 75 milyon kişilik cami bile yapsanız yöneticilerin günahlarını örtemez…
Örneğin bu düzende, Bahçelievler Katliamı’nın ülkücü katilleri, Hizbut Tahrir Terör Örgütünün katilleri serbest bırakılıyor. Ama bunun yanında insan haklar savunucuları zindanda tutuluyor. 79 yaşındaki Siti Ana’yı zindana atıyorlar (neyse sonra birileri utandı da, apar topar çıkardılar)…
Örneğin AKP’nin TRT’sinde yasaya aykırı işlemler yaptığı için suçlanan ödüllendiriliyor, buna karşılık bu usulsüzlükleri şikayet eden cezalandırılıyor… İşte AKP’nin THY’si. THY yönetimi sıradan bir basın açıklaması yaptığı için şirketi 2 milyon dolar zarara uğrattığı gerekçesiyle 305 kişiyi işten atarken ve bu paranın işçilerden alınması istenirken, aynı yönetim 2002 yılından bu yana kurumu 48 milyon lira zarara uğratanlara dokunmuyor bile…
10 binlik değil,75 milyonluk cami bile yapsanız,bu günahlarınızdan arınamazsınız…
Bir başka örnek… Ya da örnekler… PolisSS terörü her geçen gün azıyor. Ya karakola ters baktın diye ölümüne dövülüyor ya da bir başkası Kürt olduğu için darp ediliyor, akciğerleri parçalanıyor, polisSS tarafından…
Örneğin eğitim konusu tam bir facia. Neredeyse doktor, “Artık Türkiye ne yerse yesin, bu eğitim düzelmez, kurtulmaz,” diyecek… 3 ay tatil yapan, çalıştıkları zaman da  uyuyarak falan oy veren (tabi tümü değil, bazıları) kişilerin olduğu ülkede, öğretmenler çok tatil yapıyorlar diye onların tatilleri kısıtlanıyor. Atanmaları söz verildiği halde yapılmayan on binlerce öğretmen adayı kan ağlıyor… Ya öğrenciler?.. Yolunacak kaz gibi görülüyor, buna itiraz edenler ise zindanı boyluyor…
Örneğin zindanlarda ağır hastalar ölüyor. AKP’nin Çankaya’daki temsilcisi, kadim büyüğü Necmettin Erbakan’ı (Hani Bosna-Hersek, Mercümek olayları falan) kurtarıyor, hastalığından dolayı. Bay Erbakan, affa mazhar olduktan sonra yabancı bir ülkeye gidip konferanslar veriyor. Ama gerçek hastalar zindanda ölüyor…
10 binlik değil, 75 milyonluk cami bile yapsanız bu günahlarınızdan arınamazsınız…
Uludere Cinayeti hasıraltı edilmek üzere. Deniz Feneri, Yüce Rabbim’e şükürler olsun, halledildi. Rekora giden dokunulmazlık dosyalarına kimse ilişmiyor. Yiyen yiyene ülkeyi. Artık bir bölüm Müslüman bile bu yağmaya, bu talana, bu soyguna karşı çıkmaya başladı…
Baskın Oran’ı tehdit eden TİT (Türk İntikam Tugayı) üyesi kişi örgüt suçu işlemediği gerekçesiyle yırtıyor. Bir başka davada da sanık ırkçı tehditleri düşünce özgürlüğü sayan kafa yüzünden aklanıyor… Ama buna karşılık, bir öğrencinin evinde bulunan “Ters Lale” fotoğrafı suç unsuru sayılıyor. İddianamedeki şu sözlere ne dersiniz: “Ters Lale sadece Güneydoğu Bölgesi’nde yetişen bir bitkidir. Kadın teröristlerin onlarla çekilmiş fotoğrafları vardır. Ters Lale fotoğrafını taşımak örgütsel bir şeye işaret edebilir.” TİT, Hizbut Tahrir, Ülkücü Katiller pir-ü pâk, “Ters Lale” ise nükleer silah neredeyse…
10 binlik değil, 75 milyonluk bir cami bile yapsanız, bu günahlarınızdan arınamazsınız…
Devlet, Diyarbakır’da kendi halkına karşı güvenlik güçleriyle, tankla, topla savaş açmıştı. (Sahi, Suriye’deki Esat rejimine niçin kızıyor ki bizim anlılar-şanlılar?)
Anayasa Mahkemesi “Kürtçe tabela nedeniyle dava açılamaz,” derken İçişleri Bakanlığı, bazı sokak ve caddelere Kürtçe isim verilmesine karşı çıkıyor. Bir mahkeme de bazı kültür evlerine ve parklara verilen Kürtçe isimleri yasaklıyor.
Milyonlarca işsiz sokakları kaplıyor, genciyle, orta yaşlısıyla. Aldırış eden yok…
İşçilerimiz, emekçilerimiz sudan iş kazaları yüzünden ya ölüyor ya da sakat kalıyor. Yine aldırış eden yok…
Kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel taciz sayısında patlama var. Çocukların yüzde 25’i cinsel istismara uğruyor. Ve şanlı devletimiz bu işi düzenlemek ve düzeltmek için 100 bin imamı görevlendirecekmiş…
Sağlık konusu ayrı bir rezalet…
10 binlik değil, 75 milyonluk cami bile yapsanız, bu günahlarınızdan arınamazsınız…

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et