Bombanın babası
Fotoğraf: Envato
Hiroşima halkı 6 Ağustos 1945 sabahı Amerikan uçaklarının saldırısında ilk kez atom bombası ile tanışıyordu. Harabe haline gelen kentte yüz bin kişi yaşamını yitirirken, sağ olarak kurtulanlar da radyasyon etkisi ile birkaç kuşağı etkileyecek hastalıklarla yüz yüze kalıyorlardı. İnsanlığın hizmetine verilmesi gereken bilimsel çalışmalar emperyalist güçlerin elinde insanlığı, kentleri yerleşik kültürleri yok eden korkunç bir bombaya dönüşmüştü. Japonların çilesi henüz bitmemişti 9 Ağustosta bu kez bir başka kent, Nagazaki atom bombası ile yanıp yıkılıyor, kentle birlikte 70 bin kişi enkaza dönüşüyordu. 20.Yüzyılda Faşist ve Nazi ideolojisinin Guernica, Auschwitz, gibi insanlık ayıplarına; 2. Dünya Savaşı sonrası bu kez savaş galibi emperyalist güçler yayılmacı emel ve hırslarına nükleer silahlanmayla yeni bir boyut ekliyorlardı. Günümüzde gelinen noktada emperyalist devletlerin ve sistemin yarattığı çokuluslu şirketlerin nükleer gücü insan yararına kullanmak gibi bir kaygıları olmadığı açık. Bilim insanlarının uyarılarına karşın gezegenin doğa dengesi her gün biraz daha bozuluyor. Buzullar eriyor, Ormanlar yok oluyor. Doğal afetlerde insanlar canını malını yitiriyor.Yerel çatışmalarda,bölgesel savaşlarda insanlar ölüyor, öldürülüyor. 21.yüzyıl bir önceki yüzyılın uzantısı olarak sürüyor. Bir farkla ki çokuluslu şirketlerin sistem adına denetlediği iletişim devleri, bu kez şiddeti ve ölümleri insanlara seyirlik meta olarak sunuyor. Kapitalizmin acımasız çarkı dönmeye devam ediyor. Bu böyle gitmeyecek elbette. Uyanacak insanlar bir gün. Biz göremezsek de torunlarımız görecek…
Nâzım Hikmet atomun parçalandığı ve yeni teknolojilerin ortaya çıkmaya başladığı daha o yıllarda heyecanını ama aynı zamanda da endişelerini yansıtır kimi şiirlerine. Aşağıdaki dizeleri bir büyük sanatçının kehaneti gibidir:
“ Kendi kendimizle yarışmaktayız,gülüm
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek,ölüm.”
Gazetelere ve televizyonlara göz attım dün. Ana akım medyada Hiroşima hatırlanmamıştı bile. İnsanlık suçu değil de neydi Hiroşima ve Nagazaki’de insanlığa yaşatılanlar? Giderek verilenle yetinilen kaderci bir toplum olma yolundayız. İplerimiz birilerinin ellerinde kuklalar gibi gütmeye çabalıyorlar bireyleri. Ne yazık! Biz yine Hiroşima’ya dönelim. Bilinir ki Hiroşima’ya atom bombasının başarıyla atıldığı ABD Başkanı Truman’a iletildiğinde hazret şampanya patlatmış. Konuyu fazla dağıtmadan gelin burada Tarihçi, Yazar ve Düşünür Eduardo Galeano’ya bırakalım sözü. Onun Sel yayınlarından çıkan “Aynalar” kitabından bir anekdotu Süleyman Doğru’nun çevirisinden okuyalım:
“ Bombanın babası
İlk atom bombası New Mexico Çölü’nde denendi.Gökyüzü alev aldı ve deneyleri yönetmiş olan Robert Oppenheimer iyi bir iş başarmış olmaktan ötürü gurur duydu.
Ama Hiroşima ve Nagazaki’deki patlamalardan üç ay sonra Başkan Truman’a şöyle dedi :
-Ellerimin kana bulandığını hissediyorum.
“Bunun üzerine Truman Dışişleri Bakanına şöyle dedi:
-Bu orospu çocuğunu bir daha ofisimde görmek istemiyorum”
Evet dostlar günümüzde yaşananları anlamak istiyorsak dünde yaşanan insanlık ayıplarını hele de Hiroşima’yı unutmayalım,Unutturmayalım.
- Sabah esintileri 20 Kasım 2024 04:25
- Kayıp ülkem 13 Kasım 2024 04:05
- Samimiyetinizi sevsinler! 06 Kasım 2024 04:40
- Umut yaprakları 23 Ekim 2024 03:07
- Anılarda bir gezinti 16 Ekim 2024 04:47
- Çığlık 09 Ekim 2024 04:10
- İçe bakış 25 Eylül 2024 01:47
- Çivisi çıkmış toplumda çocuk olmak 18 Eylül 2024 04:28
- Çıkmaz sokak 11 Eylül 2024 04:44
- Çocuğun gördüğü düştür barış 04 Eylül 2024 04:10
- Orman Siyaseti 21 Ağustos 2024 04:24
- Akıncı ruhlar 14 Ağustos 2024 04:53