Her yerin ucu be!

Bir heykel vardı; sınırın tam karşısında, dostluğu ve barışı simgeleyen…
Sınırın ucu be, sınırın ucu!
Uçuruverdiler hiç acımadan.
Heykeller vardı; şehirlerin meydanlarını süsleyen…
Tükürüverdiler…
Masalar vardı; üzerlerinde rakı sofrası kurulan…
Kaldırımdan atıverdiler…
Çocuk vardı; lokantada ailesiyle yemek yiyen…
Mekan içkili diye ebeveynlerinden ayırıverdiler…
Gelin görün ki, dumansız hava sahası derken uyuşturucu kullanımını patlattılar.
Öyle ki, “duble” yollarda sadece alkol değil uyuşturucu kontrolüne de ihtiyaç duydular.
***
Gazeteciler, yazarlar, aydınlar, öğrenciler, bilim insanları vardı; barışa, insanlığa, demokrasiye katkı için akıl yoran, kalem oynatan…
Dil uzattılar, terörist ilan ettiler, yazdıkları kitap ile bombayı bir tuttular, havan topu ile yazı arasında fark gözetmediler, resimde ve şiirde şiddeti aradılar, silahla değil kalemle çatıştılar…
Vurdular, hapsettiler, darbecilikle suçladılar, itibarsızlaştırmaya çalıştılar…
Halkını aşağılayan, yurttaşlarını küçümseyen, anasına bacısına laf eden, terörle değil toplumla mücadele için kanun yapan erk sahipleri…
Ne ellerine, bellerine, ne de dillerine sahip olabildiler.
Zehir gibi dilin ucu be, dilinin ucu!
***
Özgürlük isteyen insanlar vardı; fikirlerine, vicdanlarına, inançlarına, dillerine, dinlerine özgürlük talep eden…
Yakıldılar, sürüldüler…
Mücadele eden bir işçi sınıfı vardı; sigortasız-kadrosuz köle gibi çalıştırılan, kıdem tazminatına göz dikilen, emeklilik hakkı gasbedilen, örgütlenmesi engellenen, örgütlenince işten atılan, direniş çadırları kuran…
Gözünüzün önünde, gözünüzün… Gözün ucu be, gözünün ucu!
Görmezsiniz, duymazsınız, vicdanlarınız sızlamaz…
Her taraf yangın yeri; yalanlarla söndüremediğiniz…
Ama uzadıkça uzayan burunlarınız; her yere soktuğunuz…
“Sıra sana gelecek” diyenlere hesap sorarken…
Böbürlenmekten, efelenmekten, afra tafradan ucunu göremediğiniz…
Burnun ucu be, burnunun ucu!
***
Rotasını bozuyorlarmış… Altını üstüne getirdiğiniz eğitim sistemiyle; üretimi olmayan, istihdamı artmayan, şişirilmiş ekonomisiyle; eğitimde, sağlıkta, bilimde, sanatta, sporda gerici zihniyetiyle; barışa düşman iç ve dış politikasıyla bozulmuş bozulacağı kadar rotanız…
Hissetmiyor musunuz?
Yolun ucu be, yolunun ucu!