Tanrıyı oynayan bilim kurumu yöneticileri
Türk Dil Kurumunun güncel Türkçe sözlüğünde dekan kelimesinin karşılığı, üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör olarak geçiyor. Eğitim terimleri sözlüğünde ise fakültede eğitim öğretim etkinliklerinin düzenli yürümesinden başlıca sorumlu olan yönetici; fakülte başkanı olarak tanımlanıyor. Dekan kelimesinin İngilizce karşılığı olan “dean” kelimesinin Türkçe karşılıkları ise başpapaz, başkan, en kıdemli üye, katedralin başrahibi, papaz meclisi başı olarak verilmiş. Nişanyan’ın etimoloji sözlüğüne göre dekan kelimesinin Orta Latince (Halk Latincesi veya Ortaçağ Yazı Latincesi – 5. 15. yüzyıl) kökeni decanus ve kilise hiyerarşisinde bir rütbe karşılığı olarak kullanılıyor. Aynı kelime Antik Yunancada ise (M.Ö. 6. yüzyıl – M.S. 6. yüzyıl) onbaşı, on kişinin yöneticisi karşılığında kullanılmış. Yine Nişanyan’ın sözlüğüne göre bu kelime Türkçeye 1933’te Alman akademik sisteminden aktarılmış. Dekan aslında Almanca bir sözcük ve İngilizce’deki gibi hem bir akademik grubun hem de dini grubun başkanı, yöneticisi anlamında kullanılıyor Almancada. On kişinin başı anlamındaki kullanım, bazı kaynaklara göre üçüncü ila yedinci yüzyıllar arasına tarihlenebilecek bir dönemde kullanılan Latincede de var. Wikipedia sözlüğüne göre bu terimin kökeni Roma ordusuna da dayanıyor ve Bizans imparatorluğunda alt düzeyde resmi yetkili kişiler için de kullanılmış. Bütün dillerdeki ve kullanımlardaki ortak anlam hiyerarşik bir düzende baş kişi olmak.
Dekan kelimesinin hem dini, hem askeri hem de akademik amaçlı grupların başı olarak kullanılmış olması anlamlı. Aslında biraz kafa karıştırıcı. Kafa karıştırıcı olmakla birlikte tutarsız ya da beklenmedik gibi görünen bazı durumların anlaşılmasını da sağlıyor. İnsanlık tarihinde dini ve askeri düzeyde, sorgulanamayacak türden hiyerarşik yapılar için kullanılmış olan bu kavramın sözde (!) bilimsel temelli akademik yapılar için de kullanılması akademik yapılardaki yöneticilerin, eylemlerinin sorgulanabilirliği açısından kendilerini nasıl gördükleri, görebilecekleri hakkında bir fikir veriyor. Yöneticiler dedim, çünkü rektör sözcüğü de dekan sözcüğünün kullanıldığı anlamlarda kullanılmış ve doğru yola götüren kişi, en üst düzey yönetici hatta kral anlamına da geliyor. Latince kökenlerinden biri olan rectum sözcüğünün anlamlarından biri ise kalın bağırsağın anüs ile sona eren son bölümü. Tabii bu anlam, konumuzun dışında gibi görünüyor.
Bunları niye yazdım? Dekanlık makamının nasıl bir makam olduğu ya da olması gerektiği şeklindeki tartışmalara belki faydası olur diye… Son dönemde meydana gelen ama özü itibariyle benzerlerini, basından, kendi deneyimlerimden ya da akademisyen arkadaşlarımın anlattıklarından defalarca gözlemlediğim bir olay var ki bilim, araştırma, eğitim, öğretim, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi kavramlarla özdeşleştirdiğim üniversite kurumunun içinde bulunduğu vahim duruma ilişkin bir ipucu veriyor: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanının fişleme, ayrımcılık, fiziksel ve sözle taciz, çeşitli yollarla öğrenci ve öğretim elemanlarına baskı gibi uygulamaları… Söz konusu eylemlerin bir kısmına maruz kalan öğretim üyesi Doç. Dr. Gözde Yılmaz’a destek olmak amacıyla Eğitim-Sen 6. Numaralı Şube tarafından yapılan basın açıklamasında rektörlüğün neden soruşturma açmadığı da sorulmuş. Bu konuda bir gelişme var mı, henüz belli değil.
Dekan kavramının dilsel kullanımlarına baktığımızda bir dekanın kendisini yönetmekle sorumlu gördüğü kişiler üzerinde sorgulanamayacak kadar net ve kesin şekilde baskı kurma hakkına sahip biri gibi algılaması şaşılacak bir durum değil tabii ki. Yukarıdaki olayda sözü edilen baskıların yanında, öğretim elemanlarının her an ne yaptığını gözetlemek amacıyla mekanizmalar kurma ya da kurulmuş mekanizmaları yürütme, onların derse girip girmediğini derslik koridorlarında dolaşarak ya da mesaiye başlayıp başlamadığını ofislerinin önünden geçerek denetleme, bilimsel etkinliklere izin verme (!) ya da engelleme yetkisini kendinde bulma, akademik kurulların çalışma şeklini ve zamanını kendi yetkisi altında toplama, akademik kurulların ve bölüm kurullarının çalışmasını ve fikir üretmesini engelleme, rektörün ya da mütevelli heyeti başkanının emirlerini duyurmak amacıyla gündem ilan etmeden toplantı duyurusu yaparak bütün öğretim elemanlarının kayıtsız şartsız toplantıya gelmesini talep etme, hizmet ve öğretim elemanlarının özlük haklarını ya da sağlık koşullarını görmezden gelerek ağır işlerde görevlendirme, kendi uygun gördüğü kişilere görev vererek adam kayırma ya da kendi bölümünün öğretim elemanlarını diğer bölümlerin elemanlarına göre kayırma gibi uygulamalar da dekan ünvanına sahip bilim (!) insanlarının sergilediği davranışlar arasında sayılabilir.
Dekanlık ve rektörlük, bir fakültede bilim, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin akılcı ve özgürlükçü bir temelde yürümesinden sorumlu koordinatör müdür yoksa kendisine verilen iktidar alanını kendi oyun alanı gibi gören bir küçük tanrı mıdır?
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.
Evrensel'i Takip Et