15 Ağustos 2012 10:41

AKP ve liberallerin ‘yanılgısı’!

AKP ve liberallerin ‘yanılgısı’!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşbaşına geldiğinden bu yana, AKP Hükümetini ve onun “Kasımpaşalı Lider”i Tayyip Erdoğan’ı, ilericilik, demokratikleşme, militarist hegemonyayı kırma, kontrgerilladan hesap sorma, Kürt sorununu çözme, “toplumsal barışı sağlama” vb. adına desteklemek gerektiğini propaganda ederek, onun kitleler içinde ve üstündeki etkisinin güçlenmesinde rol alan “liberal-demokrat aydınlar”, bir süreden beri ve giderek artan bir tepkiyle, beklentilerine uygun düşmeyen politikaların yürütüldüğünü belirterek, Tayyip Erdoğan ve hükümetine eleştiri dozunu artırmış bulunuyorlar. Bu eleştiri, elbette sadece onların beklentilerinin karşılık bulmamış olması nedenli değildir. Her ne kadar “boşa düşmüş” olmaları önemli bir etken ve ruh hali kırılmasının nedenlerinden biri ise de, hükümet-devlet partisinin açık militarist, bağnaz ve şoven politikalarının, politik avanaklığı tavan yapmamış herkes nezdinde açıklık kazandığı bir dönemde, onun “organik aydınları”yla aynı bardaktan içmek, artık o denli kolay olmamaktadır.
Bu gibi yazar ve gazetecileri, “neden yanıldıkları” yönünden irdelemek, bugün, artık yalnızca abesle iştigal sayılır. Ne var ki, onların, bu en hafif deyişle, “yanılgıları” ve onun üzerinden on yıla yakın sürdürdükleri propagandanın, kitlelerin hükümet ve partisinden beklentiye girmelerinde belirli bir işlev gördüğü göz önünde tutulmadan, “yanılgı” olarak ifade edilen bu bilinçli seçiş ve faaliyetlerinin hak ettiği anlam ortaya konamaz. Onlar, gerçi 1980’lerle birlikte ve Özalcılık yaparak, uluslararası alandaki sözde yeni liberal ‘akım’ın Türkiye’deki bileşenleri olmaya soyundular ve AKP’ye yedeklenmeye kadar ilerlediler. Buna rağmen, arada “dayanamayıp” eleştirel cümleler de yazdıkları için, hükümet ve “sahibi”nin tokatlamasından kurtulamamışlardır. Mehmet Altan Star’dan kovuldu. Taraf Gazetesi’nin yazarları, gazetenin AKP’ci-Fethullahçı ve Amerikancı hattına rağmen, iktidar sopasından nasibini almaktan kurtulamadılar. Ali Bayramoğlu, C. Çandar, H. Cemal, iktidar partisinin “gizli ajandasının sesi” Akit tarafından saldırı hedefine kondular. AKP Hükümeti devlet sopasını öylesine sert kullanmaktadır ki, Kürtlerin bombalanmasına, Alevilerin “ucube ibadet yerleri”yle birlikte aşağılanmasına, gazetecilerin, gençlerin, işçilerin, yazarların, en ufak bir muhalefet ve politik itiraz durumunda derdest edilip Hocaefendi yargısıyla zindanlara doldurulmasına, ya da örneğin silahlı El Kaide-Müslüman Kardeşler-Selefiler çetelerini, Libyalı haydutları, Turancı şebekelerin militanlarını Türkiye’deki kamplarda eğitip Suriye’nin üzerine salınmasına eleştirel yaklaşan yazarların susturulması için, politik-polisiye-mali ve psikolojik baskı “sanatı” tüm incelikleriyle devreye sokulmaktadır. Başbakan, medya patronlarını, hükümet politikalarını eleştirenleri kovmaya çağırmakta, ülke sorunlarının mecliste görüşülmesi talepleri “terör destekçiliği”yle suçlanmakta, “birkaç Memet öldü diye meclisin toplanamayacağı” ilan edilmekte, Olağanüstü Hal yasaları benzeri yasalar birbiri ardına yürürlüğe konurken, “yola devam” antları okunmaya devam edilmektedir.
“Liberal aydınlar”ın “hayal kırıklığı” ve “AKP’den yüz çevirmeye başlamaları”, neden ve etkenleri üzerinde ayrıca durulabilir olsa da, sonuç olarak AKP Hükümetinin en azından bu liberal-aydın çevrelerinden aldığı desteğin azalmakta olduğu ve giderek zayıflayacağına işaret sayılabilir. Onlar, emperyalist stratejilerle açıktan işbirliği içindeki bir hükümetin, bağnaz, militarist ve şoven bir politikanın “halk yararına” ve “ülkenin demokratikleştirilmesi için” olduğu üzerine sürdürdükleri propagandayla, açık ki halkın kendi talepleri için mücadelesine zarar verdiler. Bu mücadeleyi, beklenticilik eğiliminin güç bulmasında oynadıkları rolleriyle darbelediler. Emperyalizm, pazar ve etkinlik alanları için halkların birbirlerine kırdırılmalarını, işgal ve savaşları, hammadde kaynaklarının denetimi için kıyasıya rekabet ve çatışmaları ifade etmesine ve Özal-Çiller-Erdoğan hükümetleri, bu politikanın Türkiye’deki en şiddetli yürütücüleri olmalarına karşın, onları demokrat-antimilitarist, özgürlükçü göstererek, demokrasi için ve antiemperyalist mücadeleyi güçten düşürme işlevli bir propaganda yürüttüler. Buna karşın, bugünkü hayal kırıklıkları ve hadi öyle diyelim, gerçeği görmeye başlamaları, yine de olumlu sayılmalıdır. Liberal yanılgı ve beklenticiliğin açmazı bir kez daha görülmüştür. Bu da, evet bir değişim göstergesidir. AKP ve hükümetine verilen destek yönünden bir kayba işarettir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa