Kışladaki laiklik

Bu hafta Aleviler açısından iki önemli olay yaşandı, birincisi Foça’da öldürülen Asker Özkan Ateşli’ye yapılan iki cenaze töreni, diğeri ise Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasıydı.

TSK’NIN LAİKLİK ANLAYIŞI

Alevi Asker Özkan Ateşli’nin cenazesi, ailenin inancına uygun olarak önce Haramidere Cemevine getirildi ve burada bir dini tören yapıldı. Cemevinde yapılan törene Askerler ve devlet büyükleri katılmadılar. Cenazeyi alıp camiye götürüp ikinci bir tören yaptılar.
Biz buna yönelik tepkimizi ortaya koyunca Türk Silahlı Kuvvetleri internet sitelerinden bir açılama yaparak “..cenazeyi camiye götürmek için Aileden OLUR aldık. …. LAİK DEVLET anlayışına ve 24’ncü maddesinde belirtilen DİN ve VİCDAN HÜRRİYETİ’ne her zaman sadık kaldık” dediler.
Şimdi “Laik, Din ve Vicdan Hüriyetine sadık” olan TSK’ya şu soruları sormak gerekiyor:
1- Askerin cenazsesini cemevinden sonra ikinci bir tören için camiye götürmeyi neden teklif ettiniz, Sünni askerler için camide yaptığınız törenden sonra ailesine cenazeyi cemevine götürmeyi ve orada ikinci bir tören yapmayı da teklif ediyor musunuz?
2- Kışlalarınızın hemen hemen hepsinde cami ve/veya mescit var, peki cemevi var mı?
3- Kışlalarınızda mutlaka fiili olarak “imam”lıkla görevlendirilen bir asker var, peki dede var mı?
4- Kışlalarınızda Sünnilerin oruç ayı Ramazan ayında, bu aya özgü düzenlemeler yapılıyor (iftar, sahur ve oruçluların nöbet durumu vb). Bu düzenlemeler Alevilerin orucu olan Hızır ve Muharrem için de yapılıyor mu?
Bu soruları Aleviler açısından sorduğumuz gibi, diğer inançlar açısından da sormak gerekir. Biz bu soruların cevabının hepsinin “HAYIR” olduğunu biliyoruz. TSK’nın bu sorulara cevabının HAYIR olduğu gerçeği ortadayken “Laik, Din ve Vicdan Hürriyetine sadık” olduklarını söylemesi komedidir ve TSK’nın Laiklik anlayışının “çakma Laiklik” olduğunun ispatıdır.
Aleviler AKP’ye karşı duruş sergiliyor diye belirli bir dönem TSK’ya destek verdiler. Ama bilinmelidir ki; Aleviler TSK için her dönemde “güvenlik“ konseptinde ele alınması gereken bir topluluk oldu. Aleviler artık aklını başına toplamalı ve manipülasyonlarla oluşturulan körü körüne bağlılıklarını sorgulamalı ve terketmelidir. Zira son bir yıldır yaşananlar, Aleviler açısından yeni bir döneme girilmiş olduğunu göstermektedir.

HÜSEYİN AYGÜN VE KAFATASÇILARIN HEVESİ

Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması–alıkonması Kürt siyaseti yürüten kesimlerle Alevilerin arasını açmak isteyen fırsatçıların ekmeğine yağ sürmek oldu. Hüseyin Aygün Alevilerin büyük çoğunluğu tarafından TBMM’de “bizim vekilimiz” diyebilecekleri birkaç vekilin en önde olanıdır. Bunu fırsata çevirmek isteyen kafatasçıların hevesleri Hüseyin Aygün’ün serbest bırakılmasından sonraki yaptığı açıklamalarla kursaklarında kaldı.
Hüseyin Aygün son derece aklıselim ve barışa hizmet edecek bir açıklamayla yaşadıklarını, düşüncelerini kamuoyuna aktardı.
Umarım ki kimi Aleviler de Hüseyin Aygün’ün bu barışçıl, insancıl açıklamalarından ders çıkartarak, Kürtlerin demokratik zeminde yürüttüğü mücadeleyi ve haklı taleplerini ırkçı bakış açısıyla değerlendirmekten vazgeçerler.

BUYURUN HACIBEKTAŞ’A

16-17-18 Ağustos tarihlerinde Alevilerin Serçeşmesi Hacıbektaş’ta 49. Ulusal 23. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri yapıldığını da belirtmeden sözlerimizi tamamlamayalım.
Haftaya görüşmek dileğiyle, dil bizden nefes ulu pirlerden ola…