19 Ağustos 2012 10:29

Barış – demagoji ve mantık

Barış – demagoji  ve mantık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP vekili H. Aygün’ü kaçıran PKK’liler “barış istediklerini” söyleyip Aygün de bu doğrultuda açıklamalar yapınca.. CHP’lilere varıncaya dek –tabii ki pek “barışsever”– sosyal demokrat, siyasal İslamcı, faşist şoven milliyetçiler Aygün’ü hedef tahtasına oturtsalar da, genişleyen savaşın ortasında barış talep ve söylemi “acaba” ve “keşke”li geniş bir yankı bulunca.. Hemen karşı propaganda başladı.
Eldeki tek silahsa, kulanıla kullanıla paslanmış demagoji.
Dünya yıkılsa demagojiden vazgeçilmiyor. Suriye örneğin.. AKP meğer “ilkesel” ve “ahlaki” tavır almış! Haşa ne yayılma ne başka bir şeymiş.. Amerikan taşeronluğu ise katiyen yokmuş.. Milli tutummuş.. Ve “halkını katleden zalim Esad” ve rejimine seyirci kalınamayacağı içinmiş.. Suriye’de milli egemenliğinin üstünlüğünü savunuyormuş AKP!
Sokmuşlar ellerini Suriye’nin içine karıştırdıkça karıştırıyor, bir de kalkıp milli egemenlik diyorlar!
Ve sözde “terör”e karşılar. El-Kaide’ye de öyle. Sözde El-Kaide ABD’nin can düşmanı. Hani bir zamanlar “bizden yana mısınız terörden yana mı?​” diye sözde dünyayı üzerinden ikiye böldüğü El-Kaide.. Gerçek ne? Türk Kaideciler AKP’nin yana yakıla “muhalifler”i silahlandırıp desteklediği Suriye’de, bu muhalefetin içinde seçkin yerler tutuyorlar. Türk Kaidesi Davası’nın avukat ve sanıklarının savaş ve ölüm haberleri geliyor.
Kaideciler halkı katletmiyor ve özgürlük için savaşıyorlar, öyle mi? Ahlaki öyle mi? Peki, bırakalım Katar’ı, Suudileri.. AKP özgürlükçü mü? Kendi halkına zulmetmiyor, bomba ve kurşun değil de, çiçek mi atıyor? İdris Naim beyin “kalite belgeli doğal zehirli gaz”ı gerçekten kimseyi öldürmedi mi? Ya Başbakan’ın sahiplendiği Sedat Selim Ay? Kimseye işkenceli zulmü reva görmedi mi? Uludereli gençleri kim öldürdü? Onlar da Büyükçekmece’de kardeşinin öldüresiye dövülme nedenini öğrenmeye gittiği karakolda “refakatçisi” polisin silahını alıp “intihar eden” Ali A. gibi intihar mı ettiler?
Ahlakmış! AKP Suriye’de savaşı mı savunuyor, barışı mı? Barış istemediği kesin!
Peki, AKP ülke içinde barışı mı savunuyor! Hiç AKP sözcülerinin ağzından barış lafını duyan var mı? AKP veryansın operasyonlara hız vermiyor ve Kürt sorununu bile değil “terör sorunu”nu askeri çözümle “halledeceğini” söylemiyor mu? Eskisi gibi “terörle sonuna kadar mücadele” değil mi dönüp dolaşıp geldiği “Kürkçü dükkanı”? Ve Başbakanın son söylemi, tıpkı Bush’unki gibi, “bizden yana mısınız terörden yana mı?​” olmadı mı?
Ama Hükümet partisi olarak AKP ve izlediği politika tartışılmıyor. Türkiye’yi sanki PKK yönetiyormuş gibi, PKK’nin ne isteyip istemediği tartıştırılmaya çalışılıyor.
Fikret Bile örneğin, cumartesi günü “PKK barış istiyor mu?​” diye sorup yanıtlıyor: “Hayır!” Diyelim ki istemiyor.. Peki memleketin ihtiyacı, halkın özlemi barış değil mi? Savaş mı yoksa? Bir hükümet, nasıl olur da memleketin ihtiyacını, halkın özlemini politikasının hareket noktası yapmaz? Güç elinde olan hükümet samimi olarak barışı arzulayıp hedeflese, kavgaya neden olan zemini, ulusal baskı ve eşitsizlikleri gidermeye girişse, PKK barışı istemese ne olur ki? İşte o zaman gerçekten tecride gider!
Öyleyse? Sorun, PKK’nin barışı istememesinde değil, hükümet partisi olarak AKP’nin barışı istememesinde, neoliberal AKP’nin İslamcılığın yanı sıra Türkçülüğün pençesinde olmasında.
Bila’nın makalesi yetmiyor, Pazar günü Milliyet, herhalde Bila’nın ve herhalde yönlendiricisi istihbaratçıların marifetiyle “Barış böyle mi istenir?​” manşetini atıyor. Hem Bila hem Milliyet PKK’nin eylemlerini sıralıyorlar alt alta. Eylemler yanlış değil. PKK zaten silahlı bir örgüt ve silahlı mücadele yürütüyor. Ve zaten sorun orada: Silahlı faaliyetini Kürt halkının önemli bir çoğunluğunu kazanarak yürüten bir örgüte karşı ne yapılacak? Savaş mı? Bu, 30 yıldır yapılıyor. Daha kaç yıl sürdürülecek? Yoksa barış için oturulup konuşulacak mı? PKK, şüphesiz ki savaşıyor ve savaşırken barış istediğini söylüyor. Zaten savaşan barış isteyebilir. Hükümet partisi ne istiyor –önemli olan bu. O da savaşıyor, ama barış istemiyor!
Sadece o mu? Baksanıza AKP ile birlikte MHP ve CHP, hem de BDP’yle bayramlaşmaya bile “hayır” dediler!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa