Tanrıların buyruğuydu savaş
BAŞTANRI ZEUS, BAŞKRALA SAVAŞ AÇMA BUYRUĞU VERDİ
Gerçekten de dillere destan olduğu gibi, Troya Kralı Priyamos’un yakışıklı oğlu Prens Paris; Yunanlı güzel Helena’yı sözde kaçırınca, buna misilleme olarak Başkral Agamemnon, Troya’ya namus temizleme savaşı açtı. Çünkü söylediğine göre, üç kez konuştuğu Baştanrı Zeus vermişti ona bu buyruğu. Agamemnon da, kendisine egemenlik değneğini armağan eden Baştanrı Zeus’tan bu buyruğu alır almaz, kent krallıklarından devşirdiği en seçkin askerlerle yüklü gemileri, Troya kentine yakın Aulis limanında buluşturdu...
Ama Aulis limanında buluşan gemilerin Troya’ya hareket süreci yıllar aldı... Çünkü yelkenleri şişirecek tanrı rüzgarları esmiyordu bir türlü!... O yüzden Agamemnon; yanından ayırmadığı danışmanı ve tanrıların elçisi Kalhas’a, esmeyen rüzgarlar konusunda akıl danıştı. Kalhas, yelkenleri şişirecek rüzgarlar için, Tanrıça Artemis’in bir kurban istediğini söyledi! Ne var ki onun istediği kurban da, kendi öz kızı İfigeneya’ydı! Bilicinin söylediklerinden sözde şaşkına dönen Agamemnon, uzun uzun bağırıp çağırdı… Haliyle Troya hazinelerini talanlamak ve güzel köleler devşirmek uğruna, kızını bir tanrıya kurban etmek onun için bir özveri sayılmazdı. Zaten amacı da, kızını tanrılar adına kurban ederek buyruğundaki komutanların hayranlığını kazanmaktı. Böylece namus temizleme amaçlı ve tanrı buyruğu bu savaş, kışkırtıcı ve haklı bir gerçeğe dönüşecekti! Bütün halklar da ona hayran olacaktı!
SAVAŞ GANİMETLERİ ÖZ KIZINDAN DAHA DEĞERLİYDİ
Başkral Agamemnon; Mükene Sarayı’nda oturan karısı Kraliçe Klütaymestra ile kızı İfigeneya’nın Aulis’e gelmeleri için haber saldı. Sözde İfigeneya ile Ünlü Komutan Ahilleus arasında söz kesip nişan yapacaktı! Bu uydurma habere çok sevinen Kraliçe Klütaymestra, Aulis limanına apar topar getirdi kızı İfigeneya’yı!. Ne var ki kraliçe işin içyüzünü öğrenir öğrenmez, haliyle beyninden vurulmuşa döndü... Çünkü kendiliğinden bir soru çengelleniverdi beyninde: “Bu savaşın sözde tek nedeni olan güzel Helena’nın namusu, acaba kralın gözünde öz kızının yaşamından daha mı önemliydi?” Klütaymestra, sözde tanrıların buyruğuyla girişilen bu namus temizleme savaşındaki ana nedenin, güzel kadınlar ve hazine yağması amacına yönelik olduğunu bütün çirkinliğiyle o anda anlayıverdi! Bu yüzden de tepeden tırnağa isyan kesildi. Küplere bindi öfkeden; yolundu yırtındı; ama kızının ağır yazgısını değiştiremedi!...
Böylece İfigeneya, Tanrıça Artemis’in öfkesinin yatıştırılması amacıyla tapınaktaki sunağa, elleri kolları bağlanmış olarak getirildi. Yanında da, onu kendi elleriyle kurban edecek öz babası Başkral Agamemnon vardı! Masum kızın öylesine mahzun ve yazgısına öylesine umarsız bir boyuneğmişliği vardı ki, tam kurban edileceği sırada, tanrıça Artemis, kurbanlık İfigeneya’yı kimselere göstermeden hemen havaya ağdırdı ve onun yerine bir geyik yerleştiriverdi!... Sonra da Aulis’teki tapınağına rahibe yapmak üzere onu gizlice alıp götürdü...
Sunaktaki bu kurban işleminden sonra, Aulis limanındaki bütün gemilerin yelkenlerini tıkabasa doldurup şişirecek tanrısal cömert rüzgarlar artık esmeye başladı... Böylece bir kez daha tanrıların yalan rüzgarlarıyla yelkenlerini şişiren Agamemnon; ordularını gemilere doldurup Troya’ya doğru pupa yelken yol almaya başladı...
İFİGENEYA’NIN ANASI FOKURDAYAN BİR VOLKANA DÖNÜŞTÜ
Aulis limanından sarayına tek başına dönen üzgün Kraliçe Klütaymestra da; kurban edilen kızı İfigeneya yüzünden kin ve öç alma duygularıyla için için fokurdayan sessiz bir volkana dönüştü. Bu yüzden ilk iş olarak, Troya’da habire tanrıların buyruğu üzerine kan döktüren kocası Agamemnon’u aralıksız boynuzlamak için, onun amca oğlu Aygistos’u çağırdı sarayına! Onunla günlerini gün etmeye başladı...
Gerek Troyalı gerek Yunanlı, nice masum yiğitleri tanrılar adına kıydırdıktan sonra Dünya Fatihi Agamemnon; gemiler dolusu hazineler, köle olacak güzel kadınlar ve karısı Klütaymestra’ya kuma olacak Troya kralı Priyamos’un güzel ve soylu kızı bilici Kassandra’yla birlikte, kırmızı halılar üzerinde yürüyerekten Mükene Sarayı’na döndü...
Ve Kraliçe Klütaymestra; altın, kadın ve ün amaçlı bu savaş sırasında, kurban ettiği masum kızı İfigeneya’nın; kanına girdiği bütün Yunanlı ve Troyalı nice masum kurbanların öcünü almak üzere, yıllardır kiniyle bilediği hançerini, kocası Agamemnon’un sırtına, ardı ardına sapladı…
Tanrı Hefaystos bu olayla ilgili bir sahne dövmeye başladı kalkanın üstüne. Tanrı Hefaystos öfkesinden kanter içinde kaldı!
(*) Ozan Euripides; bu konuyla ilili olarak, “İfigeneya Aulis’te” ve “İfigeneya Tauris’te” adlı tragedyalar yazdı. Yakın çağlardan, örneğin Göte ve Rasin de, aynı olayı dillendiren oyunlar yazdılar.....
GÜNÜNYAZILARI








EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer
Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

Menemen Belediyesi'nin kamu zararına neden olan aydınlatma lambalarına suç duyurusu

‘Dilimizi, kültürümüzü korkmadan yaşamak istiyoruz’

‘Mehmet Türkmen’i serbest bırakın’

Evrensel'i Takip Et