AKP İzmir Örgütü ve ‘İcraatin içinden’
AKP İzmir İl Tanıtım ve Medya Başkanlığı, iktidarlarının Türkiye’ye kazandırdığı eserleri bir kitapçıkta topladığını belirtmiş. 9,5 yıl içinde AKP neler başarmış, tüm bunlar özet halinde varmış. İlçe başkanlarına verilmiş, onlar da bu kitapçıkta anlatılan başarıları yurttaşlara duyuracakmış.
Ben bu kitapçığı görmedim. Ama eminim, bu “İcraatın içinden” kitapçığının içinde benim merak ettiğim “AKP başarıları”nın tek bir tanesi bile yoktur, yer almamıştır.
Örneğin, “Dokunulmazlıkları kaldırmama başarısı” kesinlikle bu kitapçıkta yoktur. Oysa AKP’nin Başbakanı 10 yıl önce iktidara gelme savaşımı verirken alanlarda olsun, radyo reklamlarında ya da basın mensuplarının önünde kükremiş sel gibiydi, estikçe gürlüyordu, gürledikçe esiyordu: “Dokunulmazlıkları kaldıracağız,” diye. Ama bu esmenin, gürlemenin bir meltem kadar bile olmadığı çıktı ortaya, dokunulmazlıklar kalkmadı. AKP’nin Başbakanının da verdiği sözlerin bir kıymet-i harbiyesinin olmadığı görüldü. Şimdi aklıma geldi, sahi, bir önceki Meclis’te milletvekili olup da şimdi kenarda, köşede oturan ve haklarında bazı suçlamalar olan eski milletvekillerinin dokunulmazlığı falan kalmadığına göre, kimler hakkında, ne gibi işlemler yapıldı… Neyse…
Bir başka örnek: Türkiye’de birçok kamu kuruluşu, bu halkın dişiyle, tırnağıyla yaptığı fabrikalar, “Özelleştirme” adı altında elden çıkarıldı. Öyle ki, bir zamanlar “Stratejik kuruluş” gerekçesiyle grev yapılması bile yasaklanan kuruluşlar gitti… Kıyılarımız yabancıların oldu, neredeyse. Bakın, yabancılara da “Seçme ve seçilme hakkı” verilsin, ondan sonra yapılacak ilk yerel seçime Belediye Başkanı AKP’li mi olur, CHP’li mi olur, yoksa İngiliz, Fransız mı olur, görürsünüz… Bizim bol bol toprağımız var, İstanbul’da, Boğaz’da birilerine en güzel yeri vermedik mi? Isparta’daki Davras Dağı kimin acaba? Hadi onlardan para geldi, diyelim. Bizim Eşek ve Bulamaç adlı adalarımız acaba kimin elinde? Üzerinde ne gibi tesisler var? Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları olan bu adalara T.C. yurttaşları elini, kolunu sallayarak girebilirler mi? Duyduğuma, okuduğuma göre bu iki adaya bir de Nergis adası ekleniyormuş…
Örnekler saymakla bitmez. “Çocukları çok seviyoruz,” diye alçaktan uçan yöneticilerimiz var. Hatta bu yüzden Diyanet’çileri de yanlarına alarak kürtaja karşı savaş açmışlardı. Ama olur-olmaz şeylerden dolayı 3 bine yakın çocuk zindanda. “Baklava çaldı,” diye çocuklarını zindana atan bir ulusun insanlarıyız… Babasının kucağındaki bebeye biber gazını sıkmadık mı? Eminim AKP’nin bu başarıları üzerinde de durulmuyordur…
Ekonomimizin çok iyi bir durumda bulunduğunu, halkımızın refah içinde olduğunu söylüyor, AKP’liler, onların ekonomisyenleri ve yandaş gazetecileri. Kesinlikle eminim bu konu “İcraatin içinden” kitapçığında yer almaktadır. Acaba emekçilerin sesi de yer alıyor mu? Tabii “Emekçiler” derken Milletvekili emekçileri, ihale alan emekçileri, yandaş basın emekçilerini saymıyorum, aldıkları aylıkla ailesini geçindiremeyen gerçek emekçileri, sefalet yüzünden intihar eden gerçek emekçileri, sendikaya girdi diye işten atılan emekçileri, 50 kişinin alınacağı işe başvuran binlerce gerçek emekçiyi, Ramazan’da gıda yardım paketlerinden hiç olmazsa bir paket almak için birbirlerini çiğneyen gerçek emekçileri, her yıl çalıştığı iş dalında her an ölümle karşı karşıya olan ve aralarından binlercesini kaybeden gerçek emekçileri söylüyorum. Tabii gerçek emekçilerin sesi yoktur, “İcraatin içinden” kitapçığında…
Örneğin kadınlarımız var. Sık sık bu halkın vergilerinin toplandığı havuzdan gelen paralarla gezilere çıkan, tatillerini en lüks otellerde yapan, bir eli yağda, bir eli balda olan “Dini elit tabaka”nın ya da “Laik elit tabaka”nın kadınlarından söz etmiyorum. Her gün katledilen, tacize uğrayan ya da sefalet içinde çocuklarını büyütmeye çalışan kadınlardan, annelerden söz ediyorum. Ne demiş atalarımız, “Cennet, anaların ayağı altındadır.” Ama ne acıdır ki bu analara, bu ülkede her çeşit mezalimi yapmaktayız. Güvenlik güçlerinin tekmesiyle çocuklarını düşüren kadınlar da bu ülkenin kadınlarıdır, sonra üst görevlere atanan bir takım karanlık kişilerin işkencelerine, tecavüzlerine uğrayan kadınlar da… Eminim böylesi kadınlar ve sorunları da yoktur, “İcraatin içinden” kitapçığında…
Ya sağlık konusu? Kesinlikle eminim, sağlık alanındaki AKP’nin üstün başarılarından da söz edilmektedir. Açılan hastaneler, verilen sağlık hizmetleri, yabancı ülkelerden gelen hastalar, falan filan. Çürümeye terk edilen hastaneler, kapanan sağlık ocakları, kışta-kıyamette kızakla hastaneye gidenler yer almıyordur, bu kitapçıkta. İşte şu sağlık haberi, sağlık balonunu patlatmaktadır: “KANSER HASTASI SÜRGÜN EDİLDİ… SGK, kurumda çalışan Sakin Çetin’i kanser tedavisi gördüğü sırada başka bir ile tayin etti. Hastalığı ilerlemiş olan Çetin, raporunun süresi dolmadan yaşamını yitirdi. Çetin’in hasta yatağında sürgün haberi aldığında yıkıldığını açıklayan Türk Büro-Sen, SGK’nin ne özür, ne de başsağlığı dilediğini vurguladı.” (Cumhuriyet, M.Çakır, 25.7.2012)
Evet, merak ettiğim yığınla konu var ve eminim onların hiçbiri, gerçek “İcraat” olduğu halde, bu “İcraatın içinden” kitapçığında yer almamıştır. Ama adım gibi eminim Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Torbalı’da açılışını yaptıkları “Soğuk hava deposu”yla ilgili bilgiler de vardır…
Evrensel'i Takip Et