‘İki sınıflı’ işçi sınıfı!
Fotoğraf: Envato
Almanya’da şu sıralar sendikal cephede kiralık işlere ve firmalara karşı bir hareketlilik yaşanıyor. Yıllardır, tekellerin kiralık işçi yoluyla işçi sınıfını bölmesine, ücretlerin aşağıya çekilmesinde, çalışma koşullarının kötüleştirilmesine sessiz kalan ya da geçiştirme tavırlarla hareket eden sendikalar gelinen aşamada artık güçlü bir karşı koyuşun olması gerektiğinden söz etmeye başladı.
Bu çerçevede, 24 Şubat günü ülke genelinde Alman Sendikalar Birliğinin (DGB) çağrısıyla “İşletmelerde ikinci sınıf işçiliğe son” sloganıyla eylemler yapılacak.
Almanya’da kiralık işçi uygulaması son yıllarda alabildiğince arttı. Son rakamlara göre, ülke genelinde bir milyona yakın işçi, kiralık firmalar üzerinden insanlık dışı ağır sömürü koşullarında “ikinci sınıf işçi” olarak çalıştırılıyor. IG Metall sendikası, bu rakamın 2012 yılına kadar 2 milyonu aşmasını bekliyor.
DGB tarafından 2009 yılında 500 bin kiralık işçinin maaş bordrosu üzerinden yaptırılan bir araştırmaya göre, kiralık işçiler Batı Almanya’da brüt 1456, Doğu Almanya’da brüt 1124 avro maaş alıyor. Kiralık işçilerin yüzde 20’sinin maaşı brüt olarak 1000 avronun da altında.
92 bin kiralık işçi tam gün çalıştığı halde ailesini geçindirmek için devletten yardım almak zorunda.
Sadece bu veriler bile Almanya gibi zengin bir ülkede işçilerin ana firma ve taşeron olarak farklı ücret gruplarına bölündüğünü ve en altta kalanların köle gibi sömürüldüğünü gösteriyor.
Böylece aynı bant başında, aynı fabrikanın çatısı altında aynı metayı üreten işçiler arasında yüksek ve düşük ücretliler yaratıldı; işçiler arasındaki rekabet ve bölünmüşlük daha da derinleştirilmiş oldu.
Aralarında büyük ölçekli üretim yapan firmaların da olduğu işletmeler, adeta modern simsarlık yapan kiralık işçi şirketlerine başvurarak her an işten atabileceği, daha ucuz, daha örgütsüz işçi kiralama uygulamasına giderek daha fazla başvurmaya başladılar. Bazı tekeller ve büyük şirketler, kendileri işçi kiralama firması kurarak aracı şirketleri aradan çıkartıyorlar.
Daha ucuza ve daha zor koşullarda çalıştırılan kiralık işçiler ana firmada çalışan işçilerin kendilerine tepeden baktığını düşünürken, ana firmadaki işçiler de kiralık firmalardaki işçilerin kendilerine karşı bir baskı aracı olarak kullanıldığını dile getiriyorlar.
Bir fabrikanın çatısı altında aynı bant etrafında aynı işi yapan ama farklı ücretler alan işçiler arasında yaratılan bu “sınıf farkı”nın bitirilmesi, aynı işi yapanların aynı ücreti alması gerektiği gerçeği uzun süreden beri sendikalar tarafından da görmezden gelindi. Her gün işçilerin canını, kanını emen kiralık işçi firmalarının asıl olarak bütün işçilere karşı sermaye tarafından kullanıldığı ve bunlara karşı bir şeylerin yapılması gerektiği üzerinde durulmadı.
Kiralık firmalarda genellikle göçmen işçilerin çalıştırılması, aynı zamanda göçmenlerin ucuz iş gücü olarak, ücretlerin düşürülmesi, çalışma koşullarının kötüleştirilmesi için nasıl kullanıldığını da ortaya koyuyor.
Yeterli derece Almancası, mesleği olmayan Türkiye kökenli ve diğer uluslardan işçilerin önemli bir bölümü, içine itildikleri bu ağır sömürü koşulları karşısında yapılabilecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünerek, adeta kaderlerine razı olmuş gibi davranıyorlar. Ama ne var ki, mevcut sömürü koşullarını kabullendikçe, daha fazla baskı ve dayatma ile karşı karşıya kalmaktalar.
İşçi sınıfı ve emekçiler, geçmişten günümüze aynı işi yapan, aynı bandın başında çalışan işçilerin eşit ücret alması için küçümsenmeyecek mücadeleler sürdürdü ve önemli başarılar elde ettiler.
Ama, “İş yerinin korunması”, “kriz” gibi gerekçelerle bu kazanımların bir bölümü işçilerin elinden alındı, kölelik koşulları farklı biçimler altında daha da derinleştirildi.
Geç de olsa, sendikalar iş piyasasında, işletmelerde ve fabrikalarda işçiler arasında bölünmeyi arttıran, sömürüyü katmerleştiren ve örgütsüzleşmeyi beraberinde getiren bu uygulamaya karşı seslerini çıkarmaya başlaması, bu konuda bundan sonra daha etkili mücadelelerin verilmesi gerektiğini içeriyor. 24 Şubatta ülke genelinde sendikaların öncülüğünde yapılacak eylemler, kiralık işlerin yasaklanması, eşit işe eşit ücret talebinin güçlü bir şekilde dile getirilmesi için önemli bir fırsattır. Eylemlere güçlü katılım bu mücadelede ilk önemli adım olacaktır.
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12