08 Eylül 2012 10:21

Paralimpik Oyunları bize ne söyledi?

Paralimpik  Oyunları bize  ne söyledi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hutu Dominique Bizimana ve Tutsi Jean Rukundo. 2012 Londra Paralimpik Olimpiyatları’nda mücadele eden Ruanda oturarak voleybol takımının iki üyesi. Hikayeleri, Ruanda’daki bütün Hutu ve Tutsiler için tanıdık. Bacaklarını 1994’te toplamda 1 milyona yakın kişinin katledildiği soykırım günlerinde kaybettiler. Kanlı günlerin üzerinden çok zaman geçse de savaş alanında kaybedilenlerin telafisi yok. Ve onları 18 yıl sonra aynı takımda buluşturan da bu acı.
Onların hikayesi, emperyalist barbarlığa ve savaşlara son veremeyen bir dünyanın trajedisinin yansıması. Paralimpik Oyunlar da öyle değil mi? 2.Dünya Savaşı sonrası Britanyalı savaş gazilerinin rehabilitasyon amacıyla bir araya gelerek temellerini attığı oluşum, bugün dünya nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan engellilerin en büyük sportif buluşması.
Ancak küresel çapta savaşların hız kesmeden devam ediyor oluşu paralimpik oyunların sporcu profilini de etkiliyor. 2012’ye gelindiğinde Türkiye, Irak, Afganistan, Kosova, Ruanda ve daha pek çok savaş bölgesinden mağdurların Londra’da yarıştığını gördük.
Paralimpik oyunların yansıttığı bir diğer gerçek de spor ve spor tesislerine erişimde eşitsizlik. Oyunlarda yarışan 4 bin 200 sporcunun yüzde 40’ı en zengin 9 ülkeden geliyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyadaki engelli nüfusun yüzde 80’inin “gelişmekte olan” ülkelerde yaşadığını dikkate alırsak çarpıcı bir eşitsizlik göze çarpıyor. Gerçi 61 ülkeden sporcuların yarıştığı 1988 Seul’e göre 165 ülkeden sporcuların yarıştığı Londra 2012’nin daha kapsayıcı olduğu da açık.
Yoksul ülkelerin engelli vatandaşlarının durumu varsıl ülkelerinkine göre daha kötü ancak diğer cephede de durum parlak değil. Almanya’da yayınlanan Neues Deutschland gazetesi, Berlin, Potsdam ve Bochum’daki üniversitelerden örnekler vererek hazırladığı haberinde üniversitelerdeki spor tesislerinin dahi engellilerin erişimini imkansız kılacak şekilde inşa edildiğini ortaya koyuyor.
Paralimpik Oyunlara ev sahipliği yapan Londra ve İngiltere için de durum farksız. İngiliz hükümeti ve Başbakan David Cameron, büyük ilgi çeken Paralimpik Oyunların popülaritesinden faydalanmak için süslü sözler bulmakta zorluk çekmiyor ancak diğer yandan da engellilere destek için kurulan yardım kuruluşlarının ödeneklerini kısıyor. Hükümet, sakatlık indiriminde yapacağı “reform”larla da milyarlarca sterlinlik yükten kurtulmayı planlıyor.
Independent gazetesinde hafta içi yayımlanan bir haber, hem halkın hem de engelli kurum temsilcilerinin, engellilerin faydalandığı hakların hükümet tarafından budanma girişimlerine karşı olduğunu ortaya koyuyor.
Başbakan Cameron, “Bizim desteğimizin dışında Paralimpik Oyunlar, engelli insanların neler başarabileceğini ve bütün bir nesle nasıl ilham verebileceğini gösterdi” derken çocukluğunda beyin felci geçiren Komedyen Francesca Martinez, Cameron’ı ikiyüzlülükle ve engellilere yardımcı olan refah devleti sisteminin kazanımlarını budamakla suçluyor.
Ödenekleri kesilme tehdidi altındaki kurumlardan Leonard Cheshire’dan Guy Parckar da hükümetin Paralimpik Oyunların meyvesini yediğini ancak “sakatlık indirimi”nde yapılan kesintilere cevap vermediğini dile getiriyor. Onun da, gazeteye görüş veren diğer kurum temsilcilerinin de ortak kaygısı, Paralimpik Oyunlar ülkeyi terk ettiğinde engelli nüfusun haklarının yeniden unutulacağı ve hatta daha da geriye götürüleceği. Bu açıdan bakıldığında tıpkı Olimpiyatların halkın belini büken sözde mirası gibi Paralimpik Olimpiyatların da 2 haftalık bir göz boyamanın ötesine geçemediğini üzülerek söylemeliyiz.
Büyük ilgi çeken 2012 Londra Paralimpik Oyunları, dünyadaki savaşların, engellilerin maruz kaldığı eşitsizliklerin ve zengin ülkelerle yoksul ülkelerin engelli nüfusu arasındaki derin uçurumların açığa çıktığı görkemli bir sahne oldu.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa