14 Eylül 2012

Clinton’un dönüşü

Ben kurultayları izleyerek çok fazla zaman harcamıyorum. Çünkü kurultaylar esasen toplantıdır. Politikacılar samimi gülücükler atarak ve gerekliyse biraz gözyaşı dökerek tutmaya niyetleri olmayan sözler verirler. Kurultaylar politik partilerden çok sponsor adındaki  kolektif mutemetlerin icadıdır. Görüntüler, malzemeler, otel masrafları, ulaşım giderleri gibi şeyler rüşvetlendirmek için verilen kolektif hediyelerdir.
Her ne kadar Michelle güzel bir manzara olsa da, Massachusetts senatör adaylarından Elizabeth Warn dışında sadece birkaç aday dikkatimi çekti. En kayda değer bulduğum, Eski Başkan Bill Clinton’un iş ve ekonomi hakkındaki sunumuydu. Clinton kendi neslinin en usta politikacısıydı. Ve kesinlikle diğerlerinden ayırt edilebilecek şekilde en akıllısıydı da. Fakat Clinton biliyor ki kasımda seçimleri kim kazanırsa kazansın imalat işleri gitti. Gidiş o gidiş. Büyük ölçüde kendisinin iş ve finans piyasalarındaki kodamanlara verdiği hediye sayesinde. Yani NAFTA.
NAFTA, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması, geniş ölçüde daha düşük işçilik maliyeti sağlayan ülkelere iş aktarımının kapılarını açtı. Muhtemelen milyonlarca Amerikalı sonsuza kadar işsiz kaldı. Bahse girerim ki her kurultaydaki her hareketi izlemiş olsanız bile NAFTA terimini bir kez bile duymamışsınızdır. Ki NAFTA aynı zamanda banka ve finans piyasası üzerindeki denetimlerin gevşemesine de neden oldu. Yüksek işçi maliyetlerinin engellenmesi açısından iş verenler için bir bariyer görevi gördü. Ve onlara bir çıkış kapısı gösterdi: Yurt dışı.
Clinton sadece bedelini ödeyemeyeceği bir şeye imza atmadı. O aynı zamanda kolektif seçim makinesinde ihanete dayanan parti politikasını da temsil ediyor. Bill Clinton’a işsizlik konusunda söz vermek Dracula’dan kan bankaları hakkında tavsiye almaya benziyor. O da bunu biliyor. Ama farklı bir açıdan. Bu, günümüzün politik sistemi. Ve neden birçoğunun yoldan saptığının gerekçesi.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et