17 Eylül 2012

‘Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap’

Yazımın başlığındaki 7 sözcük, çocukluğumda çok sık duyduğum bir şarkının içinde yer alıyordu, aklımda kalmış.
Yaklaşık iki ay kadar önce, AKP’lilerin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı ve açtığı Mimar Sinan Camii’nin açılışında söylediği sözlerden bir bölümü vardı ki, aklıma o şarkının bu 7 sözcüğünü getirdi. Şöyle diyordu Bay Recep Tayyip Erdoğan: “Birbirimizi sevmek, imanımızın gereğidir. Onun için birbirimizi sevmeye mecburuz. Birbirimizi dışlayamayız, ötekileştiremeyiz. Dayanışma, birlik içinde olacağız ve Türkiye çok daha farklı olacak.”( Milliyet, 21.7.2012)
Recep Tayyip Bey, bu sözleri ettikten, fazla değil, 14 gün sonra yandaşları olan iki TV kanalına çıkıp, neredeyse önüne gelen herkese saldırdı.
Erdoğan yaşamını yitiren asker sayısının gizlendiğini iddia eden medyayı suçlarken, şöyle diyor: “Bunların hepsi yalan. Hani terör örgütünün yayın organları var, bunu biliyoruz, ama bir de onlarla ilişkisi olmadığını söylediği halde bilerek veya bilmeyerek maalesef onların tezgahına veya onların ocağına odun taşıyanlar var. Ben bu kimin medyası diye merak ediyorum. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz? İsmen mi bunları ifşa edeceğiz? Vatandaşımızın da artık bunlara karşı gereken tavrı göstermesi lazım.”(Evrensel, 7.8.2012)
Ardından BDP’li belediyeleri hedef gösteren Bay Erdoğan, Mardin Milletvekili Ahmet Türk için de şöyle diyor: “ Bakın o bile şu anda dağıtmış durumda. En azından bir olgunluğu var diye düşünürdüm, ama maalesef bunlarda olgunluk diye bir şey kalmamış.” (age)
Arkasından tecavüz ve işkence dosyalarında adı geçen PolisSS üzerine şöyle diyor: “Biz, bazı medya grupları bunları yazacak diye polisimizi, terörle mücadele etmiş bir arkadaşımızı onlara yedirtmeyiz.” (age)
Sonunda Aleviliğe dayanıyor konu. “Aleviliği, Hazreti Ali’yi sevenler olarak biliyorum. Şimdi Hazreti Ali’yi sevmekse ben, ‘Aleviyim’ diyenlere baktığım zaman hepsinden daha Aleviyim. Çünkü hiçbirisi Hazreti Ali’nin yaşadığı gibi yaşamıyor. Ama ben onun gibi yaşamaya çalışıyorum.” dedikten sonra Karacaahmet’teki cemevini yıkma çabasını anlatıyor, yıktıramadığını söylüyor ve şunları ekliyor: “Daha sonra o cemevi bir ucube olarak yapıldı oraya .” (age)
AKP’lilerin Başbakanı, “ucube” sözcüğünü çok seviyor anlaşılan. Kendisinin beğenmediği her şey ucube. Uzakdoğu Türkiye’deki heykel de ucube, Çökük Osmanlı’nın Payitahtı’ndaki cemevi de…
“Birbirimizi sevelim” diyen Bay Erdoğan bunları söylüyor…
AKP’lilerin Başbakanı , “Birbirimizi sevmek, imanımız gereğidir,” sözünü ettikten sonraki ilk 15 günden, “Seçme imansal sevgi” örnekleri vereceğim, şimdi:
“.. başına gaz bombası isabet etmesi sonucu ağır yaralanan 11 yaşındaki Mazlum Akay yoğun bakımdaki yaşam savaşını kaybetti.” (Milliyet, 5.8.2012)
“Türkiye’de cezaevlerinde 1828’i tutuklu, toplam 2 bin 225 çocuk bulunuyor.” (Cumhuriyet,1.8.2012)
“AİHM işkenceci polislere verilen cezayı erteleyen Türkiye’yi 45 bin 500 avro tazminat ödemeye mahkum etti.” (age)
Le Monde’ta bir yazı başlığı: “Nasrettin Hoca bugün yaşasaydı hapiste olurdu.” (Milliyet, 4.8.2012)
“İftar şovu aç bıraktı… İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Ataşehir İnönü Mahallesi’ndeki sokak iftarına katılanlardan bazıları sadece hurma ve suyla yetinmek zorunda kaldı.” (Evrensel, 29.7.2012)
“Kars Çayı lağım suyu akıyor.”(age)
 “Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıklaması: 2003 ile 2012 yılları arasında 1588 mahkum öldü.” (Çeşitli gazeteler, 1/2.8.2012)
“Sadece temmuz ayında, iş cinayetlerinde 110 işçi öldü. 2012’nin başından beri tespit edilen işçi ölüm sayısı 476.” (Evrensel, 4.8.2012)
“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Maaşı enflasyon karşısında eriyen sadece 2 kesim var. Biri milletvekilleri diğeri de müsteşarlar,’ dedi… İşte o maaşlar: Milletvekili: 12 bin lira, Müsteşar: 7 bin 169 lira, Memur: 1890 lira, Emekli: 850 lira, İşçi: 1700 lira…
( Sözcü, 4.8.2012)
“Adana’da 30 yaşındaki Y.Ç. adlı bir anne 3 çocuğunun karnını doyurmak için onlarla birlikte çöpten atık topluyor.” (Evrensel, 2.8.2012, Cumali Akkaş ve Yeni Adana gazetesinden Ömer Üney’in fotoğraflı haberi)
“Zonguldak’ın AKP’li Çatalağzı Belediye Başkanı Mehmet Alim, toplusözleşme görüşmeleri nedeniyle tartıştığı sendika temsilcisini yardımcılarıyla birlikte dövdü. Bir görgü tanığı, ‘Başkan, yanındakilerle birlikte Hasan Cinoğlu’na vurmaya başladı. Geberene kadar, öldürene kadar dövün bu şerefsizi, şeklinde talimat verdiğini’ iddia etti.” (Cumhuriyet, 2.8.2012)
“Türkiye’de polisin olaylara müdahale etme tarzı tartışılırken, dün yine 3 ayrı olayda polis biber gazını kullandı. Kocaeli’de işçilere, Bursa’da sokak kavgasına, Manisa Soma’da hasta yakınlarına polis gazla müdahale etti.” (Milliyet, 2.8.2012)
“Malatya’da, Balıkesir Altınoluk’ta, Ayazağa’da ve başka yerlerde Alevilere, Kürtlere saldırılar…” (Çeşitli gazeteler, temmuzun son haftası, ağustosun ilk haftası)
Daha yığınla var, ama yerim yok… Ne demişti Yüce Sahip: “Birbirimizi sevmek, imanımızın gereğidir…”
Yerseniz…

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et