Gerçek gündemler
Fotoğraf: Envato
İnsanların günlük yaşam koşulları üzerinde doğrudan etkili olan ve kendi iradeleri dışında yaşanan gelişmeler söz konusu olduğunda karşımıza çıkan gerçekler, çoğunlukla görülen ya da sistem tarafından gösterilmek istenenlerden çok farklı sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.
Türkiye’de giderek artan bir hızla değişen gündemleri takip etmeye çalıştığımızda, çoğu zaman egemenler tarafından yaratılan yapay gündemlerin, günlük yaşam mücadelesi içindeki esas sorunların üzerini büyük ölçüde örten, emekçilerin gerçek sorunlarının gündeme gelmesini engelleyen bir işlev gördüğüne şahit oluyoruz. Hatta bu anlamda Türkiye’nin tam bir laboratuar olduğunu söylesek abartmış olmayız.
Hangi içerikte olursa olsun, yaratılan her gündemin ekonomik, sosyal, siyasal ve ideolojik yönlerinin ve etkilerinin giderek daha belirgin bir şekilde görülmeye başlanmasını engelleyemiyorlar. Örneğin, eğitim biliminin en temel ilkelerine karşı bir dayatma olarak gündeme getirilen 4+4+4 sisteminin yasalaşmasından uygulanmasına kadar geçen süreçte yaşananlar, yürütülen tartışmalar öyle kolaylıkla tüketilecek gibi değil.
Eğitim sistemini iktidar partisinin siyasal-ideolojik çizgisine göre biçimlendirildiği gerçeğinin üzerini örtmek için olmadık yollar deneyenlerin eleştirilere yönelik cevapları yalan, hakaret ya da suçlamak şeklinde oluyorlar. Özellikle Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı 4+4+4’e karşı çıkanları aşağılayarak, suçlayarak hatta toplumun geniş bir kesimiyle resmen alay ederek burnunun dikine gitmeyi marifet sayıyorlar. Başbakanın imam hatiplerle ilgili son açıklamasından sonra tartışmanın seviyesi deniz seviyesinin de altına düşmüş durumda.
4+4+4 ülkenin ana gündemini oluşturadursun, Türkiye İstatistik Kurumu’nun son açıkladığı verilere göre; halkın yoksullaşma ve borçlanma oranları artarken, işsizliğin yüzde 8’e düştüğünün iddia edildi. 74 milyonun yaklaşık 45 milyonu borç içinde yüzerken, bunların 19 milyonu borcunu ödemekte zorlanıyor. Toplumun en zengin yüzde 20’lik dilimi ile en yoksul yüzde 20’lik dilimi arasında gelir dağılımı açısından 8 kat fark var. Ancak bütün bu sorunlara rağmen aynı sorunları yaşayanların yüzde 62’sinin kendisini mutlu hissettiği gibi birbirine tamamen zıt sonuçlar da ortaya çıkabiliyor.
Hayat pahalılığı, seçim sıkıntısı, son dönemde çatışmaların artmasıyla birlikte her gün onlarca gencin yaşamını yitirmesi vb gibi çok sayıda somut gerçek, sorunları yaratanlar ve destekçileri istemedikçe ülke gündemine yeterince girmiyor. Halkın gerçek gündemini oluşturan en temel konular tüm çıplaklığıyla ortada dururken, Başbakanın fazlasıyla “kabak tadı” veren kibirli ve alaycı üslubu ile hemen her konuda yorum yapması, sağa sola tehditler ve hakaretler yağdırması da cabası.
Bir sistemin kimlerin lehine, kimlerin çıkarları doğrultusunda çalıştığını açık bir şekilde gösteren halkın gerçek gündemi, çoğu zaman sadece sayısal veriler üzerinden “haber” olarak gündemimize girip, nedense aynı hızda gündem olmaktan çıkıyor. Çünkü emekçiler, yoksul halk kesimleri, yaşamları boyunca nesneleşmiş ve pasif bir topluluk haline getirilmiş. Bu durumun oluşmasında en büyük pay kuşkusuz eğitim sisteminin. 4+4+4 üzerinden onca kıyamet koparılması bu nedenle boşuna değil. Egemenler, “yeni” eğitim sistemi ile çekirdekten itaatkâr, tamahkâr, hakkını aramayan ve her koşulda haline şükreden yeni nesiller yetiştirmek için çırpınıyorlar.
Emekçi sınıfların, sistemin işleyiş mantığından kaynaklı bütün eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin merkezinde yer almalarına rağmen, bu devasa gücün iktidar tarafından “nesneleştirilmesi” ve “pasifleştirilmesi” kendi gündemlerini halkın gündeminin üzerine çıkaranların ne kadar profesyonel olduklarını ve toplumu kendi çıkarları doğrultusunda nasıl yönlendirebildiklerini gösteriyor.
Sermayenin yarattığı gündemler üzerinden yaşananlara karşı çıkılmadıkça, 4+4+4 ile ilkokuldan itibaren “uysal vatandaş” yaratma adımlarına örgütlü ve planlı bir şekilde müdahale edilmedikçe, ne kadar doğru olursa olsun söylenen her söz, yapılan her eylem, Don Kişot’un görünmeyen yel değirmenlerine karşı verdiği mücadele gibi, beyhude bir uğraş olmaktan öteye gitmeyecektir.
- Asgari ücret stratejisi 05 Aralık 2024 04:54
- Geçinemeyenler 28 Kasım 2024 04:36
- Asgari ücret tartışmaları 14 Kasım 2024 04:36
- 2025 bütçesi üzerine-3 07 Kasım 2024 04:24
- 2025 Bütçesi üzerine-2 31 Ekim 2024 04:38
- 2025 bütçesi üzerine - 1 24 Ekim 2024 04:38
- Hak mücadeleleri 17 Ekim 2024 03:30
- Borç batağında çırpınanlar 03 Ekim 2024 04:42
- Derin sessizlik 19 Eylül 2024 04:33
- Yeni OVP’nin emekçilere vaadi 12 Eylül 2024 04:35
- Kısır döngü 05 Eylül 2024 04:58
- Az çalıştırıp çok sömürecekler 22 Ağustos 2024 04:20