22 Eylül 2012 11:04

Hakem Türk olduğumuzu hatırlamış!

Hakem Türk olduğumuzu hatırlamış!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

"Maçın başında verilmeyen bir penaltımız var. Hakem o pozisyonda bir süre durdu. Sanırım daha sonra Türk olduğumuz aklına geldi.”
Galatasaray Yöneticisi Abdurrahim Albayrak’ın 1-0’lık Manchester United yenilgisi sonrası sarf ettiği bu sözlere hak vermemek mümkün mü? Neler çekmedi bu memleketin evlatları “Türk oldukları için.” Mesela ter döktüğü ecnebi takımlarında Hakan Şükür’e, sırf “Türk ve Müslüman diye” pas atılmadı. Neyse ki mazlumun yanında yer almasıyla bilinen Türk medyası Torino ve Inter’li futbolcuların bu Türk’ten korkan, İslamofobik yaklaşımlarını zamanında başarıyla teşhir etti. Gerçi o zamanlar daha Anadolu Ajansı, Genel Müdür Kemal Öztürk’ün dediği gibi “Mazlumun yanında, zalimin karşısında, milletin sesi” değildi ama olsun. Var olan imkanlarla yetinildi, Emre’ye, Okan’a daha çok pas atılması için Inter’li futbolculardaki şovenizmle mücadele edildi!
Çok çektik bu “Türk olduğumuzu sık sık aklına getiren” Avrupalı yönetici-hakem takımından. Galatasaray’ın Neuchatel Xamax’ı 5-0 yenerek elediği maç sırasında yan hakemin kafasına atılan çakmak yüzünden UEFA, maçın tarafsız sahada tekrar edilmesine karar vermişti örneğin. Spor medyamız “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” başlıklarıyla ayrımcılığa karşı giriştiği seferlerin bir başkasına çıkmak zorunda kalmıştı. Neyse ki eşsiz lobi faaliyetleriyle UEFA’ya Türk’ün gücünü gösterdik de bu vahim hatalarından döndüler. Hayret, Turgut Özal, Şenes Erzik ve Ali Şen’e kadar uzanan, bugün bile milletçe övünülen o lobicilik faaliyetleri sırasında Türk olduğumuz UEFA’nın aklına gelmedi. Büyük kısmet doğrusu. Ali Şen’in Balkan göçmenliği burada rol oynamış olabilir. Eee ne de olsa derin stratejileriyle tanınan Dışişleri Bakanımızın dediği gibi 3 kıtada egemen olmuş köklü bir tarihin, ecdadın mirasçılarıyız. Olsun o kadar sarışın mavi gözlülük.

‘İLİM KENDİN BİLMEKTİR’

Kendi haricindeki halkları yaşadıkları topraklardan kovan; “din kardeşi” Kürtleri de kovmaktan beter etmek için her şeyi yapan; Bölge’deki bütün halkların düşmanı emperyalist bir gücün en sadık müttefiki olan; ezen bir ulusun temsilcisi olduğu ve bütün bunların sözde avantajlarından faydalandığı halde bizim kadar milliyetini uyduruk mağduriyetlere kılıf yapan başka bir millet görülmemiştir. Böylesi yerleşik bir psikolojiyi yaratmak kararlı bir toplum mühendisliği becerisi isterdi. Bizim egemenlerde var olan nadir becerilerden biri de buydu maalesef.
‘İlim kendin bilmektir’ diyor ya Yunus Emre, maşallah çok şey biliyoruz ama kendimizden zerre haberimiz yok. Ya da kendimiz “Kürt diye”, “Ermeni diye” hak yemekte beis görmediğimiz için başımıza gelen olumsuzlukları da “Türk’üz diye” açıklıyoruz.

SAHADA NE GÖRDÜK?

Maçın gerçek hikayesine gelirsek, Galatasaray, Old Trafford deplasmanında cesur ve korakor bir futbol oynadı. Hakkını teslim edelim; bunda en büyük pay Fatih Terim’in. Ancak Terim’in de karşılaşma sonrası söylediği gibi bu başka bir seviye; Galatasaray’ın uzun yıllardır görmediği bir seviye. Manchester United’ın temposunu dayattığı ilk ve ikinci yarının ilk 15 dakikalarında Galatasaray buna karşılık vermekte zorlandı. Kırmızı Şeytanlar’ın 3.bölgedeki pas alışverişini engelleyemedi, golü de öyle yedi zaten. Özellikle sol tarafta Amrabat’tan da destek alamamasının etkisiyle Hakan Balta çok sırıttı. Melo’nun fizik eksikliği apaçık ortaya çıktı ve yoğun presin de etkisiyle özellikle 65.dakikadan sonra dili dışarıda bir takım vardı sahada. Buna rağmen başa baş bir oyunu sahaya yansıtabilmenin, bu kadar pozisyon bulabilmenin sırrı Terim’in cesur oyunu ve azımsanmayacak kalitedeki hücum oyuncularındaydı. Galatasaray, fizik olarak Avrupa seviyesine çıkabilirse Şampiyonlar Ligi’nin tehlikeli takımlarından olabilir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa