26 Eylül 2012 10:59

Avrupa’da direniş büyüyor

Avrupa’da direniş büyüyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Avrupa’da “borç krizi”nin faturasına karşı verilen mücadele daha fazla ülkeye yayılarak, büyüyerek devam ediyor. Yunanistan’da uzunca bir süredir başlayan ve dün de büyük bir grevle devam eden mücadelenin bir benzeri şimdi de İspanya ve Portekiz’de boy vermiş durumda.
Bu nedenle Yunanistan emekçileri dün olduğu gibi bugün de yalnız değil. Çünkü, dayatılan neoliberal politikalar daha fazla ülkeyi hem ekonomik hem de mücadele açısından Yunanistanlaştırmış bulunuyor.
Hafta sonundan bu yana Portekiz ve İspanya’da yapılan gösteriler ve mitingler İber Yarımadası’nda emekçiler arasında mevcut hükümetlere karşı öfkenin muazzam derecede büyüdüğünü gösterdi.  
10 milyonluk Portekiz’de bir milyon emekçinin sokağa çıkması biriken öfkenin boyutunu yeterince gösteriyor.
Öyle anlaşılıyor ki; Portekiz’de mücadele daha önce hükümeti devirdiği gibi bundan sonra daha da sertleşerek devam edecek. Çünkü; AB, AMB ve IMF’den oluşan “Troyka” tarafından mevcut hükümete dikte ettirilen “açı reçete” yenilir yutulacak gibi değil: 2013’te maaşlarda yüzde 7 kesinti yapılması planlanırken, çalışanlardan alınan sosyal sigorta primler yüzde 11’den yüzde 18’e yükseltilirken, işverenlerden alınan prim miktarı yüzde 23.75’ten yüzde 18’e düşürülüyor. Yani; Portekiz emekçisinin cebine önümüzdeki yıl içinde girecek para küçümsenmeyecek miktarda azalacak, zaten yüksek olan işsizlik ve yoksulluk daha da artacak.
Hafta sonu yapılan büyük gösteriden sonra geri adım atacağını açıklayan hükümete karşı cumartesi günü bir kez daha yüz binlerin katılacağı gösteriler düzenlenecek.
Portekiz’deki mücadelenin bir benzeri İspanya’da sürüyor. Cumartesi günkü büyük “Madrid Yürüyüşü”nden sonra, salı günü de parlamentoyu kuşatma eylemi gerçekleştirildi. 31 Ekimde greve gidilecek.
Sendikalar, sosyal hareketler ve ilerici örgütler tarafından gerçekleştirilen gösterilerde “Troyka”nın paketleri reddedilirken, muhafazakar hükümete adeta “hodri meydan” denilerek, referanduma gidilmesi çağrısı yapılıyor.
Ülkenin kaderini ilgilendiren dayatmalarda bulunan muhafazakar Rojay Hükümeti, şimdilik protestolar karşısında “üç maymunu” oynuyor. Referanduma gitmeye de cesareti yetmiyor. Ancak, tepkilerin bir-iki gösteri ve grevle kalmayacağı ortada.
İşsizliğin, özellikle de gençler arasında en yüksek olduğu İspanya’da mücadelenin büyümesi için koşullar oldukça uygun görünüyor.
Elbette bu durum sadece “borç krizi”nin yaşandığı ülkeler için değil, krizin en az etkilediği Almanya, Fransa ve İngiltere için de geçerli. Bu ülkelerde de bir süredir durgunlaşan sosyal hareketler ve sendikalar şimdi yeniden sokağa çıkmanın hazırlığını yapıyor.
Bu temelde Almanya’da önümüzdeki cumartesi ilk adım atılacak. Muhalif hareketlerin, sendikaların, sosyal kurumların ve göçmen örgütlerinin katılıyla 5 önemli merkeze “Adil Paylaşım” talebiyle yapılacak eylemlere güçlü bir katılımın olması bekleniyor.
Milyonlarca işçinin yoksulluk sınırında bırakılarak sömürüldüğü Almanya’da zenginler ise yıldan yıla servetlerine servet katıyor. Derinleşen sosyal uçurum sadece ilerici-muhalif çevreler tarafından değil aynı zamanda hükümetin raporlarında da dile getiriliyor. Bu nedenle zenginlerden daha fazla vergi alınarak, bütçe açığının kapatılması fikri toplum içerisinde giderek ağırlık kazanıyor.
Tek tek ülkelerde aynı taleplerle ortaya çıkan eylemlerde, bugüne kadar en önemli eksiklik bunun birleşik bir harekete dönüşmemesinin yarattığı sorunlar ve sıkıntılara işaret ediliyordu.
Zira; Yunan emekçilerinin “Troyka”nın dayatmalarına karşı verdiği sürekli mücadelenin sadece Yunanistan için olmadığı, aynı durumda olan diğer ülkelerdeki emekçiler için de olduğu bugün çok daha iyi görülüyor.
Bu nedenle; AB ve IMF tarafından dayatılan saldırılara karşı kıta genelinde güçlü bir direnişin örgütlenmesi, planların püskürtülmesini çok daha kolaylaştıracaktır.
Avrupa Sendikalar Birliği (ASB), bu ihtiyacın kendisini yakıcı bir şekilde hissettirmesi nedeniyle, gecikmeli de olsa, Aralık ortasında kıta genelinde bir “eylem günü” ilan etmeye hazırlanıyor. Umarız, bu daha önce yapıldığı gibi sorumluluğu savmak, sembolik etkinliklerle geçiştirme şeklinde olmaz. Çünkü, ortaya çıkan hareket emekçi sınıflarının Avrupa sermayesinin dayattığı acı reçeteleri püskürtmek için mücadeleye hazır olduğunu gerektiğinden fazla bir şekilde ortaya koyuyor.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa