‘Keser döner sap döner’ meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Çankaya’daki koltuğunda oturan cumhurumuzun reisi Gül’ün, “İyi şeyler olacak” diye müjdelediği o “mübarek” günleri milletçe sabırla bekledik, bekliyoruz ama, ortalıkta, daha da doğrusu memleket sathında, özellikle de ülkenin güney ve doğu bölgelerindeki “manzara”lara bakılırsa; görünen o ki, özlemiyle yanıp tutuştuğumuz o “ iyi, güzel günler”in bu gidişatla geleceği galiba mafiş!
Peki neden?
Çünkü lafla peynir gemisinin, ya da ekmek teknesinin yüzdürülmesi mümkün olmadığı gibi, keza “İyi şeyler olacak” demekle de iyi, güzel şeyler maalesef öyle şıpınişi olmuyor; hatta o ülkenin en yetkili, en şerefli makamında oturan biri, cumhurunuzun başı bile olsanız, yine de lafınız orta yerde tıpkı gariban bir “asker bavulu” misali boynu bükük kalıyor, kalabiliyor…
Öte yandan eğer ülkenin “başbakan”ı, ya da halkın seçip “yüce meclis”e gönderdiği “vekil”lerinin “baş”ıysanız, yani eski deyimiyle “başvekil”liğe soyunup, bu görevi “onur”la, “gurur”la üstlenmişseniz, o zaman ülkenizin gerek içeride, gerekse yaban ellerdeki bilumum işlerinin aksamadan, hani nasıl derler “tam gaz” yolunda gitmesi, gari isteseniz de istemeseniz de öncelikle sizin boynunuzun borcu oluyor.
Nitekim bu görevi, bu vazifeyi layıkıyla yapabilmeniz için yardımcı diye atadığınız “bakan”larınızın yanı sıra, keza aklına, fikrine, zikrine güvendiğiniz için etrafınıza topladığınız sayısız “danışman” kadronuzla, memleketin “âli menfaat”lerini, ehh bittabi ki öncelikle de halkın “refah ve huzur”unu koruyup kollamakla yükümlüsünüz.
Hatta bu uğurda her türlü “bedel”i hiç çekinmeden ödemeye hazır olduğunuzu, bunu da daha seçim meydanlarından itibaren dillendirip, nitekim “demokrasi” gereğince “sandık”lardan çıkan “oy”lar sonucunda milletin “vekil”i seçilince, bu kez de o yüce kürsüden “namus, şeref” sözüyle harmanlanmış, meyankökü şerbeti tadında lıkır lıkır içtiğiniz “yemin billah” faslının hemen akabinde elinize tutuşturulan “mazbata”yla, kostüm kumaş ekselans lacivert ceketinizin yakasına iliştirilen afili “rozet”inizle yolunuz açık, “dokunulmaz”lığınız da kesinleşince, ehh artık kim tutabilir ki sizi mirim!
Ancak devri iktidarınızda size göre ülkenin her tarafında işler “tıkırında” giderken, öte yandan şu veya bu “icraat”larınızı demokratik yollarla tenkit eden, mesela gazetedeki köşelerinden veya kimi televizyon ekranlarından dillendirdikleri için “yazar-çizer”leri tıpkı “kelle-paça” misali haşlayıp, yine mesela yüksek, ince “estetik” zevkinizce “ucube”diye niteleyip, sonra da padişah misali “urun kellesin!” diye bir fermanla yer ile yeksan ettiğiniz heykelin yanı sıra, illa da dindar bir nesil yetiştireceğiz fetvasıyla size göre fevkaladenin fevkinde “dört dörtlük” bir “tedrisat”ı alelacele devreye sokup, henüz donunu çözmekten, uçkurunu bağlamaktan aciz bebeleri sabahın köründen itibaren marş marş komutuyla okullara postalamanızı eleştirenlere, ya da ülkenin içinde bulunduğu ahvalle ilgili olumsuz yönde beyanda bulunan akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine, kısacası düşünceleri size “terso” olanları canınızın istediği üslupla paylayıp, dahası da bu ülkenin “vatandaş”ı olarak keza mesela üzerinden bunca zaman geçip gittiği halde Roboskî’de olup bitenlerin hesabını soranları küçümsemekle kalmayıp, aynı zamanda da, halkın ne kadar ne oranda neyi bilmesi gerektiğine dair “kantar”ın ayarını sadece kendi inisiyatifinizde görmek acaba “iktidar”da olmanın şanından mıdır?
Belki de öyledir ama, öte yandan da etkili, yetkili makamlarda oturmanın, kırmızı plakalı arabaların maroken koltuklarında kurulmanın sarhoşluğuyla, en önemlisi de etrafınızda dolanıp duran dalkavukların, yağdanlıkların “Sen neymişsin be abi!” rüzgarlarıyla “muktedir” olmanın verdiği o “ben merkezli” afra tafralarla iktidarlarını sürdüren bir zamanların anlı, şanlı “devletlu”larının, günün birinde, tam da hiç beklemedikleri bir anda “Keser döner sap döner” misali bizatihi içine düştükleri hazin “son”larla noktalanan ibret verici sayfalar, tarihin tozlu raflarında hep mevcut olmuştur ustam!..
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30