Bu çocukları niye öldürdünüz?
Fotoğraf: Envato
Başbakan Erdoğan ve AKP sözcüleri “gerekirse Oslo sürecinin yeniden başlatılabileceği”ni ve “İmralı ile görüşülebileceği”ni söylüyorlar. Bu açıklamaların hemen ardından bazı liberal çevreler AKP’nin yelkenine rüzgâr üflemeye başladılar. Eh astığı astık kestiği kestik Başbakanın 4. Büyük Kongre öncesinde biraz da demokrat havalarına girmesi fena olmazdı hani! Oysa yapılan açıklamalar son bir yılda ölen 700 Türk ve Kürt gencinin devlet eliyle öldürüldüğünün itirafıdır. Evet, Oslo’da hazırlanan protokollerin Başbakanın önüne geldiği tarihten bu yana 700 genç çatışmalarda yaşamını yitirdi. 2009-2011 tarihleri arasında Oslo ve İmralı’da yapılan görüşmelerden sonra tarafların mutabakatıyla üç protokol hazırlanmıştı. Bunların en acil uygulanması gerekeni bir ‘Barış Konseyi’nin kurulmasıydı. Öcalan, ağırlaştırılmış tecrit uygulaması başlamadan önceki son görüşmelerinden birinde bir ay için ‘Barış Konseyi’nin kurulmasını beklediğini söylemişti. O tarihten bu yana ülkeyi başında Erdoğan’ın olduğu bir savaş konseyi yönetiyor. Ve hazırlanan protokoller hâlâ Başbakanın çekmecesinde bekliyor. Bu protokoller yokmuş gibi davranarak “görüşebiliriz” demenin siyasi bir manevra olmaktan öte bir anlamı yoktur. Oysa barış umuduyla oyun oynamaya çalışmak, daha fazla gencin ölmesine davetiye çıkarmaktır. Asker, polis, gerilla Oslo’dan bu yana bu düşük yoğunluklu savaşta yaşamını yitiren 700 gence yeni 700’ler eklemektir…
Yapılan açıklamalara dönersek…
Yeni Oslo’lar olabilir diyorsanız o zaman süren savaş sizin kararınızdır! Ve yaşanan ölümlerin de sorumlusu sizsiniz! Eğer Kürt hareketi ile oturup konuşabiliyorsanız neden savaşta ısrar ediyorsunuz? Biz bunun nedenini biliyoruz. AKP Hükümeti 2011 yazından bu yana Suriye’ye müdahale ile iç içe geçirilmiş bir savaş politikası izliyor. Hem Suriye rejimi devrilecek, hem de Kürtlerin Suriye’de statü kazanması engellenecekti. Üstelik Türkiye’deki Kürt hareketini kuşatmak üzere yeni bir cephe açılacaktı. Ancak bu hesap tutmadı. Suriye’de rejim değişikliğinin öyle kolay olmadığı/olmayacağı görüldü. Öte yandan bugüne kadar yapıldığı gibi İran ve Suriye ile Kürt hareketine karşı ortak politikaların geliştirilme zemini kalmadı. Kürt hareketi daha önce olmadığı kadar Bölgesel dengeler içinde önemli bir güç konumuna geldi. Şimdi AKP siyasi istikbalini bağladığı bu savaşçı politikaların bir çıkmaza girdiğini görüyor. Ve yanlıştan dönmek yerine yine kendini kurtarmaya yönelik manevralar peşinde koşuyor.
Başbakan “İmralı ile görüşülebilir” sözlerinin hemen öncesinde ne diyor? “Siyasi uzantılarının hiçbir fonksiyonu yok” diyerek meclisteki BDP’yi hedef gösteriyor. Bugün meclis açılıyor. Peki meclisin gündeminde ne var? Kürt sorununu çözecek demokratik bir anayasa mı? Bilemediniz! Meclisin gündeminde her şeyden önce BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yer alıyor. Başbakan “bunların fonksiyonu yok” diyerek aslında BDP’ye yönelik linç politikasını tetikliyor. Sanki bugüne kadar BDP “Kürt sorununu ben çözerim” demiş gibi. Oysa BDP, Öcalan ve PKK sürece katılmadan sorunun çözülmeyeceğini her fırsatta söylüyor. Unuttunuz mu? Daha 14 Temmuz’da Kürt sorununun çözümü için Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle BDP ve DTK’nın yapmak istediği mitingi gaz bombaları ve panzerlerle siz engellemediniz mi? BDP zaten muhatap Öcalan’dır diyor. Ve Oslo’da olduğu gibi Öcalan’la görüşülebilir diyorsanız o zaman neden 14 aydır Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit politikası izliyorsunuz. Tecritte ısrar, “ben bu sorunu savaşla çözeceğim” demekten başka bir anlam taşımamaktadır. Ve bugüne kadar sizin yaptığınız da budur! Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan bu 14 ay içinde yaptıkları iki görüşmede ağabeyinin ölümlerin durmasını istediğini ve bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söylüyor.
Artık ölümlerin son bulmasını isteyenlerin, barış savunucularının AKP’ye/devlete daha cesurca ve daha yüksek sesle sorma zamanıdır: Eğer sorunun çözümü için Öcalan ve KCK ile görüşebiliyorsanız bu çocukları niye öldürdünüz?
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30
- Yeni Suriye kurtlar sofrasında! 17 Aralık 2024 05:00
- Ankara'da Rojava pazarlığı 13 Aralık 2024 10:10
- Esad rejimi sonrası Suriye ve Ortadoğu’yu ne bekliyor? 10 Aralık 2024 05:30