İrfanı hür, vicdanı hür mü; dindar ve kindar mı?
Fotoğraf: Envato
Gelin isterseniz bir başka konuyu yazın! Kimse okumayacaktır.
30 Eylül. Memlekette AKP Kongresi var. Kaç gün öncesinden başladı tantanası. Sabahtan beriyse bütün kanallar canlı yayında. A. Hakan’a da gün doğmuş, oturmuş “11 yılın bilançosu”nu çıkarmış. O da kaçınamamış; Erdoğan’la AKP birbirine karışıyor. Kongre sözde AKP’nin ama, Erdoğan’ın kongresi gibi. Erdoğan aşağı Erdoğan yukarı! Lider ki ne lider! Sanki tek kişilik ordu. Rambo misali.
Kongrenin bir ayırt edici yanı, değiştirilmeyecekse, tüzüğe göre başlangıç kadrolarının son dönemi olması. Erdoğan dahil, üçüncü kez seçilecek kurucu isimler, bir daha seçilemeyecek. Ne parti yönetimine, ne de Meclise. Bir dizi kırgınlığa neden olacaktır! Avrupa Bakanı Bağış gibi bazıları şimdiden belediye başkanlıklarına gözlerini dikseler de, Arınç gibileri örneğin kahretmiş havalardadır ve kenara çekileceklerini söylerler. Zaten “çözeriz” dense de, Cumhurbaşkanlığına iki aday bulunmaktadır. Sancısız geçeceği yoktur AKP’nin önündeki ayların.
O nedenle “yeni dönemin kişiler üzerine değil, prensipler ve hedefler üzerine inşa edileceği” söylenmektedir. Nedir peki prensiplerle hedefler? “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” denerek geçmiş 11 yıla ve icraatlarına gönderme yapılacak, ama sorun çözülmüş olmayacaktır. Hem inandırıcı olunamamış, ele yüze bulaştırılmış önemli sorunlar vardır. Suriye gibi... Kürt sorunu gibi. Hem de yakaya yapıştı yapışacak sorunlardan bu kez kaçış görünmemektedir. Örnekse 2008 Krizi, evet, “teğet geçmiş”, büyük şansıyla, gelişmeler Erdoğan’ı haklı çıkarmıştır; ama bu kez iş ciddidir. Öncekinde “sıcak para” Türkiye’ye çekilebilmiş, devasa cari açıklar rağmına bir büyüme sağlanabilmiştir. Şimdiyse son çeyrek büyümesi %2,9’dur. Nüfus artışı şu bu... Büyüme yoktur, durmuştur. Üstelik hala cari açık büyüktür ve olacak şey değil gibidir, ama bütçe açığı da ondan aşağı kalmamaktadır. Öyleyse gelsin zamlar, vergi artırımları... Sonu görünmeye başlayan denizin kıyılarında dolaşmalar.
Şöyle bir hatırlansın, Amerikan 2008’i nereden patlamıştı? Mortgage değil mi? Yüksek fiyatları ve bir evin birkaç kez satılmasıyla, ödenemeyeceği biline biline kredileri veryansın edilen emlak piyasasının şişirilmesi krizin tetikleyicisi olmuştu. Hedge fonları denen sözde ekonominin sıhhati gözetilerek karşılıksız pompalanmış krediler sonu getirmişti. Bizde TOKİ’yle ne yapılıyor dersiniz? Sadece Samsun’da dere yatağına yapılmış konutları sel bastığını sanmayın! Güçlü bir sel, TOKİ’nin bütününü ve onun sürüklemekte olduğu Türkiye ekonomisini tehdit etmektedir. “Gaza mı basalım-frene mi” tartışması buradan çıkmıştır. Uluslararası sermayeye, onun politika ve çözümlerine yakınlığıyla tebarüz eden Erdoğan’ın Ekonomiden Sorumlu Yardımcısı Babacan frene basma yanlısıdır, yoksa virajın alınamayacağı ve arabanın savrulup devrilebileceği düşüncesindedir. Sanayi bakanıysa sermayenin iç örgütlenmelerinin doruklarından gelmedir, “iç piyasa”ın gereklerinden bakmakta ve tersine fren yapılırsa, yani durulursa düşüleceğinden korkmaktadır.
Buna ilişkin tartışma yaşanacak mıdır AKP Kongresi’nde? Yeri olmadığı kuşkusuzdur! Daha geçen gün başbakan doğalgaz zammını savunmuştur, ama çıkıp Kongre’de felaket tellallığı yapacak hali yoktur. Herhalde hamasete hız verilecektir. “Yatırımlar”ın yanında bunun olanaklı olduğu iki alan vardır; biri din, biri millettir! Önceki açıklamalarla anlaşılmıştır ki, Kongre milli hamasetin sınırlı bir alanı olacaktır. Suriye fiyaskosuyla üst üste binince bu alanda sıkışılmıştır ve bir yandan “şehitlerimiz” içerikli hamaset bir yandan ricat taktiğiyle görüşmeler ve barış konusunu işlemenin zorluğu çekilecektir.
Ama din tepe tepe kullanılacaktır. Zaten başlanmıştır. Kemal’in “Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister” sözü, arkasından yürüdükleri iddiasındaki Atatürkçü generaller ekibiyle birlikte mazidir! Şimdi moda, neoliberal yeni sultanlık yönelimiyle Osmanlıcı “dindar ve kindar nesiller yetiştirmek” ve gereğini her alanda yapmaktır. Gözü “dışarı” diken yayılmacı ecdat edebiyatına hız verilmesi beklenmelidir.
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02