R.T. Erdoğan ve Kuran
AKP’lilerin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni öğretim yılının açılışı dolasıyla Denizli’de bir konuşma yapmış. Hz. Muhammed’in hayatı ve Kuran-ı Kerim seçmeli derslerine eleştiri getirenlere ağır bir yanıt vermiş bu konuşmasında. Şöyle diyor: “Bunlar Kuran’dan acayip kaçarlar. Ciddi manada rahatsız olurlar. Çünkü bunlar hayatlarında Kuran’ı mezarda okutmak için düşünmüşler.” (Evrensel 18.9.2012)
Ben, ciddi ve önemli bilim insanlarının Türkçemize kazandırdığı Kuran’ı 5-6 kez okudum. Şimdi bazıları diyebilir ki, “Kuran’ın Arapçası okunur.” Hayır, efendim, Allah bu Kuran’ı söyledikleri öğrenilsin, diye indirmiş. Arap Arapçasını, İngiliz İngilizcesini, Fransız Fransızcasını okur. Ben, Türkiye’liyim, Türkçesini okurum… Neyse…
“Bunlar Kuran’dan acayip kaçarlar,” diyor Recep Bey. Kimlerin Kuran’dan kaçtığını, bazı ayetlerle göstermeye çalışacağım…
“Gerçekten bu Kuran kati bir sözdür. O elbette şaka değildir.” (Tarık Suresi, 13-14. ayetler)
“Ayetlerimize karşı gelmeye yeltenenlere gelince: İşte onlar cehennemliklerdir.” (Hacc Suresi 15. ayet)
“Onlar (müminler) emanetlerine ve sözlerine riayet ederler.” ( Mü’minun Suresi 8. ayet)
“Ey inananlar! Yapamayacağınız şeyi ne diye söylersiniz? Allah katında en nefret edilen şey, yapamayacağınız şeyi söylemenizdir.” (Sâf Suresi, 2-3. ayetler)
Bu ayetlerden sonra yine “Dokunulmazlık” konusu geldi aklıma. R.T. Erdoğan, iktidara ilk gelişinden önce “Dokunulmazlıkları kaldıracağım,” diye söz vermişti? 10 yıl geçti aradan, tısss yok. Acaba Meclis’teki fezlekeler yüzünden mi? Bu dönemin Meclis’indeki fezlekelere bir bakalım. “İhaleye fesat karıştırma fezlekelerin yüzde 83’ü; Görevi kötüye kullanma fezlekelerinin yüzde 72’si; Sahtecilik ve dolandırıcılık fezlekelerin yüzde 67’si AKP’lilere ait…” Sebep bu olmasın?.. Allah’ın nefretini göze alanlara bir şey diyemiyorum…
Yalnız baklava çalan ya da 10 lira gaspeden çocukların hapse mahkum edilmesi de aklımdan çıkmıyor.
Ne diyor Hz. Muhammed: “Ey İnsanlar! Sizden evvelki ümmetleri ancak şu helâk etmiştir: Onlar aralarında şerefli bir kimse çaldığı zaman onu bırakırlardı da, zayıf biri çaldığı zaman ona el kesme cezası tatbik ederlerdi.”
Büyüklük taslamak, kibirlenmek, böbürlenmek üzerine de şöylesi ayetler var:
“Yeryüzünde kibirlenerek yürüme. Çünkü ne yeri delebilirsin, ne de boyun dağlara erişebilir.” (İsra Suresi, 37. ayet)
“Milleti ona (Karun’a): ‘Böbürlenme! Şüphesiz Allah böbürlenenleri sevmez.” (Kasas Suresi, 75. ayetten)
“Böbürlenenler için cehennemde bir durak mı yok!” (Zümer Suresi, 60. ayetten)
“Onlara: ‘İşte bu yeryüzünde haksız yere şımarıklık etmeniz ve böbürlenmenizden dolayıdır. Ebediyen kalacağınız cehenneme kapılarından girin,” denir. Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne kötüdür.” (Mü’min Suresi, 75-76. ayetler)
“Allah övünüp kibirlenen kimseleri sevmez.” (Hadid Suresi, 23. ayetten)
Gelelim şu iki ayete:
“‘İnsanları küçümseyerek onlara yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira, Allah kendini beğenip kibirleneni hiç sevmez.’ ‘Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt.’” (Lokman Suresi, 18-19. ayetlerden)
“Birbirinizi kınamayın. Birbirinizi kötü lâkaplarla çağırmayın.” (Hucurat Suresi 11. ayetten)
“Ananı da al git”lerden, “Kız mı, kadın mı belli değil”lerden, “Sahtekâr” ve benzeri birçok sözcüğü bir kenara bırakıyorum. R.T. Erdoğan’ın hükümetini eleştirenlere verdiği şu yanıtlar ve yukarıdaki son iki ayeti yan yana düşünürsek…:
“Kılıçdaroğlu sululuk yapıyor.”
“Siz Baasçısınız, Alevi mezhebinden yana olduğunuz için Esad rejimini destekliyorsunuz, terör örgütünün değirmenine su taşıyorsunuz!”
“Siz hem terör örgütünün yandaşı, hem de Baasçısnız!”
“Siz eğer eski askerseniz, geldiğiniz ocağa ihanet içindesiniz. Eğer gazeteci ya da muhalif politikacıysanız, ‘en hafif deyimle alçak’sınız!”
“Siz insanlıktan nasibini almamış, bir gazetede çalıştırılmaya değmeyecek bir sefilsiniz ve patronunuzun sizi derhal işten atması gereken bir zatsınız.”
“Onlar terör örgütünün uzantıları ve yardımcıları ile tacizci ve tecavüzcüdürler. Bizde tutuklu gazeteci yoktur.”
Neyse, yorum sizlere ait. Kuran’ı kimler ve ne kadar ciddiye alıyor, bunu da düşünmek iyidir…
Zamları alkışlayın
İslam Dünyası’nın lider ülkesi Türkiye’nin Müslüman iktidarı, yani AKP, yani Recep T. Erdoğan her şeye zam yapılmasının kapısını açtı. Aman, siz bir Müslüman olarak bu zamanlara karşı çıkmayın. Çünkü bu ülkenin masrafları çok. Çünkü Somali’sinden, Myammar’ına, Gambia’sına kadar açları doyuruyoruz. Gemicikleri, pırlantacıları, vergi kıyaklarıyla kolluyoruz. Biliyorsunuz bir AKP Bakanı, Türkiye’de ekonomik sıkıntı çekenlerin sadece milletvekilleri ve bürokratlar olduğunu söylemişti. Bakın Meclis lokantasında yemek fiyatları korkunç zam gördü. Örneğin çorba, salata 50 kuruştan 1 liraya çıktı, tereyağlı pilav 1,5 lira oldu, püreli rosto kebap 3 liradan 4 liraya, sebzeli fırın tavuk 2,5 liradan 3 liraya, pilavı yanında ızgara köfte 3,6 liradan 4 liraya, tulumba tatlısı 1,5 liraya, şekerpare 2 liraya çıktı. Daha çok var, ama bu kadarı bile yeter. Sonracığıma milletvekillerinin bir yıllık benzin masrafı 484 milyar lira, (Pardon, eski TL’den söyledim), yine sonracığıma, 2 Peygamber’e uçaklar alınıyor, Ankara’da saraylar yapılıyor… Yani masrafımız çok. Onun için zamları yutun…
Evrensel'i Takip Et