9 Ekim 2012

Türkiye gerçeği ve Evrensel

Gazetemizin yazarlarından Şebnem Korur Fincancı, 9 yıldır Evrensel okurlarına seslendiği ‘Baykuş’ adlı köşesine önceki gün ‘Nice değişimler göreceğiz!’ diyerek başlamış. İşkence ile mücadelenin simge isimlerinden biri olan ve aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanlığı görevini de yürüten Prof. Dr. Fincancı, Evrensel’in yıllar içinde işkence ile ilgili yaptığı haberlerden bir derleme yapmış.
Zahmet gerektiren bu derlemeyi köşesinde paylaştıktan sonra yaptığı şu vurgu da son derece anlamlı: “Baki Erdoğan’ın ölümü üzerinden geçen 19 yılın, Evrensel’in 18. yaşının yıl dönümünde işkenceye göz yummanın işkence suçu olarak kabulüne vardık hep birlikte. Nice yaşlara, nice değişimlere Evrensel!”
Bu ülke insanlarının çektiği büyük acılara, travmalara tanıklık edip, bunların aşılması için mücadele ederken ontaya konulan değiştirme iradesi Evrensel’in tarihinde önemli bir yer tutuyor. Yani aslında Fincancı’nın çok çarpıcı biçimde aktartığı hem Türkiye’nin hikayesi, hem de bizim hikayemiz. İnsan bu veriler eşliğinde geriye dönüp bakınca Türkiye’nin hikayesi ile bizim hikayemizin nasıl içiçe geçtiğini de görebiliyor.
Bunu İstanbul’da Kuruçeşme Arena’daki 18. yıl şölenimizde Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin’in konuşmasında da gördük. Bir dönem gazetemizin de yazarları arasında yer alan Ayçin’in başkanlığını yaptığı Hava-İş Sendikası’na üye işçiler, Evrensel yayın hayatına başladığı günlerde de direnişteydi. O gün olduğu gibi bugün de yine Hava-İş üyelerinin THY direnişi Evrensel’in dikkatle izlediği haberler arasında yer alıyor. Şölenimize döviz ve pankartları, direniş önlükleriyle gelen çeşitli iş kollarında işçiler de aynı biçimde Evrensel’in gazeteciliğin sınıf gazeteciliğini doğrulayan tanıklar gibiydi.
Henüz hedeflerimizin gerisinde de olsak tüm bunları, yürüdüğümüz yolun doğruluğunun birer teyidi sayabiliriz. İstanbul ile aynı gün Bursa’da gerçekleşen Evrensel şöleni de kitleselliği ve coşkusu ile bunu doğrulayan bir başka gösterge oldu.
Başka kentlerde Evrensel’in 18. yılı vesilesi ile gerçekleşecek olan etkinliklerde de bu coşkunun sürmesini umuyor ve diliyoruz.
Bizi mutlu eden bu ilgi, bir değişim isteği ve inancının da göstergesidir aynı zamanda.
Biz en başından beri, gazeteciliğin ancak dünyayı değiştirme eylemi ve amacına bağlanırsa devrimci bir anlamı olabileceğine inandık. Gazeteciliğimizi de bu amaç üzerine inşa ettik.
O habere, ‘Bu haberi mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar’ diyerek giden Metin Göktepe ve bir başka haberi izlerken şehit verdiğimiz Hasan İşler, gerçeğin takipçisi olmak konusundaki sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Onlar ve halka gerçekleri ulaştırma mücadelesinde yaşamını yitirmiş olan bütün gazetecilerin bayrağını taşıyor olmanın bilinci ile hareket ediyoruz.
18 yıl içinde gerçekleşmiş olan kapatma, dava ve diğer baskılar da, bir bakıma bu çetin yolculuğun Türkiye koşullarındaki karşılığıydı. İlk sayımızda ‘İşte Türkiye gerçeği’ manşeti ile çıkmıştık. Yaşadıklarımız bizim için ‘mukadderat’ değildi ama daha ilk günkü manşetimizde de ortaya koymaya çalıştığımız gibi nasıl bir gerçeklik içinde doğduğumuzu, ya da nasıl bir dünyada, nasıl bir ülkeye doğduğumuzu da biliyorduk.
Hatırlanacağı gibi İsmail Gülgeç, gazetemizin ilk karikatüristleri arasında yer almıştı ve 7 Haziran 1995 günü yayın hayatına başlayan Evrensel’in “İşte Türkiye Gerçeği” başlığını taşıyan ilk günkü manşetinde Gülgeç’in de bir karikatürü vardı. Karikatürde, koltuğa gömülmüş, keyifle piposunu tüttüren ‘Entelektüel ayı’, ‘Çok mutluyum be! Bizi hayvanlar yönetiyor…’ diyordu. Bu karikatür yayınlandıktan sonra dava konusu olmuştu.
İsmail Gülgeç’i bu vesileyle saygı ile anarken, bu karikatürün güncelliğini hâlâ koruduğunu söylemek herhalde abartı sayılmayacaktır.
Evrensel’in 18. yıl şöleninde, Evrensel’de birlikte çalıştığımız, aralarında kısa bir süre önce tahliye olan sevgili Müge Tuzcuoğlu’nun da bulunduğu birçok arkadaşımız ile birlikte olmak güzeldi.
Bir süredir duyurduğumuz gibi 20 Ekim günü, sayfa sayımızı artırmış olarak, yeni mizanpajımız ve yazarlarımızla daha güçlü bir Evrensel olarak çıkacağız.
Bu yazıyı değerli yazarımız Fincancı ile aynı duygularla noktalayalım: Nice yaşlara, nice değişimlere Evrensel!

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et