2023 vizyonu şimdiden tekliyor!
Fotoğraf: Envato
AKP’nin uzun süredir pazarladığı bir vizyonu var: Hedef 2023!
Hedef 2023 olarak özetlenen vizyon iki ayak üzerinde yükseliyor.
Birinci ayak yeni Osmanlı’ rüyası görüyor, bölgenin lider ülkesi olmayı hayal ediyor. İkinci ayak yeni ve büyük bir kalkınma hamlesi vaat ediyor.
Yıllık 500 milyar dolarlık ihracat.
Kişi başı 25 bin dolarlık milli gelir.
En büyük 10 ekonomiden biri olmak.
50 milyon turist ve 50 milyar dolarlık gelirle turizmde liderlik.
Gel de tav olma!
Tav olunmayacak gibi değilse de yine de soruyorduk: Yahu bunlar nasıl olacak? Nasıl bir sanayi olacak? Nasıl bir üretim hamlesi olacak? İthalata bağımlı ülke ekonomisi nasıl makas değiştirecek? Dış kaynağa bağımlılık nasıl ortadan kaldırılacak? Makas değişikliği olmazsa verilecek cari açıkla (döviz açığı) nasıl baş edilecek?
Bu soruların cevabını bilmesek de artık bir şeyi biliyoruz. Önümüzdeki 3 yılda ekonominin izleyeceği yol haritasını…
2013-2015 Orta Vadeli Programı açıklandı. Ve gördük ki bu tempoyla 2023 hedeflerinin tutması tam bir hayal!
EKONOMİ RÖLANTİ 2023 GARANTİ OLAMAZ!
Açıklanan programda, önümüzdeki üç yıl sırasıyla yüzde 4, yüzde 5 ve 2015’te de yine yüzde 5’lik büyüme öngörülüyor.
Bu yıl (2012) ekonominin yüzde 4 büyüyeceği iddia ediliyordu. Ama becerilemedi. Büyümenin yıl sonunda en iyi ihtimalle yüzde 3’ler civarında olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Bu yıl tutmadı da önümüzdeki 3 yıl içinde tutacağının garantisi ne?
Hadi ‘tuttu’ diyelim!
Bu rakamlar da 2023 hedefinin çok uzak olduğunu göstermez mi?
Gösterir elbette!
Nedeni gayet basit…
Yıllık nüfus artışımız yüzde 1,5’lerde… Bu koşullarda yıllık yüzde 3-4 oranında büyüme, net olarak kişi başı milli gelirde yüzde 2 dolayında bir artışa yol açar.
Bu hızla, olsa olsa, kişi başı milli gelir 10 yıl sonra 11,2 bin dolar eder.
Yani böylesi bir tablo içerisinde 2023 hedefi olan 25 bin dolar ham hayal! Yarısına ulaşmak bile imkansız.
Eee ekonomi rölantideyken 2023 hedefi garanti de olamaz.
DÜNYANIN HALİ DE HİÇ İÇ AÇICI DEĞİL!
IMF, “2018’den önce toparlanma beklemeyin!” diyor.
Dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 3 büyüyeceğini, bunun da 2009 krizinden bu yana en düşük oran olduğuna dikkat çekiyor.
Yeni bir durgunluk ve çöküş riskinin çok yüksek olduğu vurguluyor.
Dünya Bankası, Doğu Asya ve Pasifik bölgesine ilişkin ekonomik büyüme tahminlerini düşürdü.
Banka ayrıca Çin’deki yavaşlamanın kötüleşebileceği belirtti. Analistlerin beklediğinden uzun sürebileceğini belirtti.
Japonya ve Güneykore’de ekonomik büyüme yavaşladı.
İspanya ekonomisi sallanıyor. Her an peşinden İtalya’yı sürükleyebilir.
Yunanistan malum!
Atina’ya gelen Alman Başbakanı Angela Merkel, üç aydır askıda olan 31,5 milyar Avroluk kredi dilimi için garanti vermedi.
Yani AB’de de işler karışık.
Kısacası uluslararası ekonomik bunalımın beş yılı tamamlanıyor fakat batı kapitalizmin patronları, krizi bir türlü aşamamanın sıkıntısını her geçen gün daha fazla yaşıyor.
Türkiye böylesi bir dünya tablosu içerisinde ihracatını artıracağını artırıp ekonomisini büyüteceğini iddia ediyor.
Nasıl olacakmış bu!
Dünya pazarlarını iyi gözlemleyerek…
Gerektiğinde yeni pazarlara açılarak…
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine ihracatı artırmışız bu yolda hızla ilerleyerek.
İhracatın geçen yıla göre ‘gıdım’ bir artış gösterdiği doğru. Fakat ekonomiyi sürüklemekten uzak olduğu da başka bir gerçek!
Hem Türkiye’nin ihracat yapısı gereği hem de kriz nedeniyle başka ülkelerdeki tüketimin azalması nedeniyle ihracatı artırmak öyle kolay değil.
2010 ve 2011’in yıllarında öngörülen hedefleri ikiye katlayan dünya rekorları kıran büyümenin ana motoru iç tüketimdi. Şimdi tüketim de durdu.
Gelirleri artmayan, borçlanmanın sınırına dayanmış vatandaşın tüketmesi zor! Tüketim (iç talep) yoksa şirketlerin de yatırım (tüketim) yapmaları olası değil.
Üç yıl boyunca yıllık yüzde 4-5’lik büyüme ile idare etmeye çalışmayı düşünen iktidarın, idare etmesini güçleştiren gelişmeler yaşanıyor.
AKP’Yİ POLİTİKA DA EKONOMİ DE ZORLUYOR!
Hem AB’deki daralma hem de iç talepteki kuruma hükümetin idare eder durumunu zorlamaya başladı. Ekonomik küçülme, Suriye meselesi, savaşa ayrılan bütçe (ki son üç ayda; temmuz, ağustos, eylülde çok arttı) kamu maliyesinde çatlaklar yaratıyor.
AKP’nin 2023 hedefleri arasında çıtayı yüksek tuttuğu turizm alanında da işler iyi gitmiyor.
İhracattan sonra önemli bir döviz geliri olan turizm gelirlerinde de gerileme yaşanıyor. Bu yılın ilk 6 ayında yabancı turist girişi 12,1 milyondan, 11,7 milyona, yabancı turist döviz geliri 6,7 milyar dolardan 6,5 milyar dolara geriledi.
Bu alanda da iyimser olmak pek mümkün değil.
Kim gelir savaşın eşiğindeki bir ülkeye!
Son 4-5 ayın gelişmeleri AKP rejimini zorladıkça zorluyor.
AKP’nin Kürt sorunu ve dış politikada tutturulan ‘yanlış yol’ gibi nedenlerden dolayı yaşadığı zorlanmaya artık ekonomi de eklenmiş durumda.
GÜN GELİR BU BETON ÜZERİMİZE ÇÖKER?
İktidarın her tarafı inşaata çevirerek ekonomiyi döndürmek istediği bir sır değil. Ama başbakan Erdoğan bu gerçeği bir kez daha gözümüze soktu.
Nerede?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin açılış töreninde.
İstanbul projelerini şöyle sıraladı:
Haliç’e ikinci tünelin ihalesi yapıldı.
Haliç kültür vadisi olacak.
Kanal İstanbul 2013’te başlayacak.
İstanbul’a iki şehir kuracağız.
İki tane şehir hastanesi kuracağız.
Yassıada ve Sivriada’ya kongre merkezi yapılacak.
Boğaza 3. köprü…
Hep inşaat hep beton!
Bu sadece İstanbul için düşünülenler. Türkiye’nin her tarafını şantiyeye çevirme projeleri malumunuz!
İyi de Fi Yapı örneğinde gördük ki dev inşaat şirketleri bile batma noktasına gelmiş.
Dev tekellerin tıkandıkları belli… Diyorlar ki; ‘TOKİ çekilsin biz inşaat yapalım!’
Bu betondan cumhuriyet sür git gitmez.
Konut kredisi başvurularında bankalar riskli gördükleri firmaların evleri için konut kredisi vermiyor. Onun yerine vatandaşı ihtiyaç kredisine yönlendiriyor. Ki firmaların batması halinde bankaların karşısında boğazına sarılabileceği biri olsun!
Bu iş önce vatandaşı, sonra bankayı sonra tüm ekonomiyi vurur. Uzak değil 5 yıl önce tanık olduk dünya çapında çok acı deneyimlere.
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55
- Bir programın keskin bıçağı, ‘az çalışacağız’ diye pazarlanıyor 20 Ağustos 2024 05:00