Yalama cıvatayı ‘üstüpü’yle kurtarma!
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, yerel seçimleri beş ay öne alan anayasa değişikliğini tekrar Meclis’e göndermesi bekleniyor.
AKP’nin ve MHP’nin de yasayı Mecliste 367 üstünde bir “evet”le geçirmek için çalışmaya başladığı da malum. Dahası, her ihtimale karşın tarih değiştirip CHP’nin söylediği gibi seçim tarihinin 27 Kasım 2013 yerine 3 Kasım 2013’e alınmasıyla CHP’nin de teklife “evet” demesinin sağlanması için de girişimler yapıldığı, yapılacağı belirtiliyor.
Ancak AKP’nin içindeki tedirginlik yatışmış değil. CHP’nin desteğini almak için CHP’nin istediği tarihi gündeme getirmeyi seçenek olarak gündeme almaları bile tedirginliğin boyutunu gösteriyor.
Onun içindir ki, AKP içinde tam bir “köstebek operasyonu” sürdürüldüğü belirtiliyor. Bu operasyonun “ciddiyeti” de Arınç tarafından yansıtıldı.
Arınç, geçtiğimiz pazar günü konuya ilişkin yaptığı açıklamada, tasarı lehine oy vermeyen AKP’li vekilleri çok ilginç biçimde suçladı.
Şunları söyledi Arınç: ‘’İtiraf etmeliyiz MHP içinden de AK Parti içinden de veya tamamı MHP’den veya tamamı AK Parti’den...eksik oy verenler çıktı gibi. ... Bir partinin genel başkanının prestiji var, gücü var. ‘Ben buna imza koydum, bu teklif benimdir’ dedikten sonra hiçbir milletvekili hiçbir düşünceyle bunun aleyhinde bir davranış gösteremez. Gösterirse yanlış olur, o kadar büyük bir yanlış olur ki, sonunda siyasi hayata veda etmek zorunda bile kalabilir.’’
Arınç, son yıllarda sıkça; “düşündüğünü açıkça söyleyen AKP önde geleni, bir “akil kişi”, “hukuku bilen ve dikkate alan kişi” olarak tanıtılırdı. Ama son aylarda tersine herkesin “Ne iyi etti de Arınç bu konuda fikrini söyledi”, dediği bir konuda birkaç gün sonra, Başbakan Erdoğan’ın farklı bir şey söylemesiyle “Ben yanılmışım. Başbakanın konuşmasından sonra benim ak dediğimin aslında ak olmadığını gördüm” diyecek kadar görüşlerine sahip çıkmayan “yeni Arınç”ın “vekillerle ilgili söyledikleri elbette şaşırtıcı değil.
Öyle anlaşılıyor ki Arınç, siyasette “Başbakan ne diyorsa gerçek o!” çizgisinde hizaya girerken; hukuku, “milletvekilinin neden gizli oy kullandığı”nın özünü de tamamen unutmuş görünüyor. Çünkü Arınç’ın mantığını kabul ederseniz, partilerin genel başkanları bir konuda anlaşmışlarsa vekillerin ayrıca fikir beyan etmeleri, kariyerlerine mal olacak bir yanlış davranıştır! Ancak açık ki bu mantık milletvekilini tümden yok sayan parti başkanlarının hınk deyicisi durumuna getiren bir anlayıştır.
“Eski Arınç” böyle bir konuda; “Canım milletvekili arkadaşlarımız öyle takdir etmişler bunda ne var?” derdi. Ama “yeni Arınç”, milletvekilinin aklı ve vicdanı doğrultusunda oy kullanmasına karşı çıkan, lider sultasını savunan, daha da ileri gidip hukuku, “milletvekilinin gizli oy kullanmasının gerekçesini” umursamayan bir noktaya gelmiştir.
AKP ve Arınç’ın bundan sonraki adımı Anayasa’ya “milletvekiline gizli oyun yasaklandığı” bir madde koymak olacak gibi görünüyor! Bunun gerekçesini de; “AKP’de ve Türkiye’de demokrasi öyle içselleştirilmiştir ki vekillerimiz oylarını her koşulda serbestçe kullanabilirler. Bu yüzden artık gizli oya gerek yoktur!” biçiminde gösterilebilir.
Bu köşenin sürekli okurları, yukarıda Cumhurbaşkanının yeniden Meclise göndermeye hazırlandığı anayasa değişikliği tasarısındaki oylamada, tasarının istendiği gibi geçmemesini AKP içindeki “lider baskısı”nın “yalama olmuş cıvata”ya benzeten bir örnek üstünden açıklandığını hatırlar.
Arınç’ın açıklaması göstermektedir ki, ikinci oylamada AKP, “yalama olan cıvatayı” sıkacak. Ancak, yalama olmuş cıvatayı değiştirme şansı olmayan soğuk demirci, biraz üstüpüyle cıvatayı sarıp, yalamalığı geçici olarak önleyerek günü kurtarmaya çalışır.
Şimdi AKP’nin de mevcut milletvekillerinin “Kariyerinizi bitiririm ha!” (“üstüpü” bu baskı olacak) tehdidiyle teklifin lehinde oy vermeye zorlayacağı anlaşılmaktadır.
Bu yüzden de bir kez daha lider sultası, AKP’nin tek kişilik parti olduğu kanıtlamaya çalışacak!
Peki sonuç alınabilecek mi?
Bunu AKP içindeki fraksiyon çatışmalarının geldiği yer belli edecektir. Eğer sekiz milletvekili Meclise gelip oyunu değiştirirse, bu baskılarla olacaktır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00