DİĞER YAZILARI
İnsan olmak 29 Ocak 2025
Anılara dönmek 22 Ocak 2025
Gemici Islığı 1 Ocak 2025
Dünden bugüne 25 Aralık 2024
Ellerinize ve yalana dair  18 Aralık 2024
Eski dostlar 11 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ

Toplumda dayanışmanın, barışın, sevginin öne çıktığı günlerdir bayramlar. Yaşadığımız coğrafyada ise bayramları bile ağız tadıyla kutlayamaz olduk. Bir yandan iktidarın dış politikada ülkeyi komşularıyla savaşın eşiğine getiren inatçı tutumu öte yandan iç politikada yaşanan olumsuz gelişmeler, emekçilerin, dar gelirlilerin sırtına yüklenen vergi ve zamlar iç barışı giderek zedeliyor. Kürt sorununa barışçı bir çözüm getirme yolunda iktidarın da muhalefetin de yapıcı bir yaklaşımının olmadığı ortada. Açlık grevlerine devlet katının bakış açısı insani değil. Tam da bir ötekiye bakış açısı. Ülke büyük bir cezaevine dönüşüyor, adalete güven giderek eksiliyor, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller daha da büyüyor ama anlaşılan siyasette biat kültürü ağırlığını korurken, siyasetçilerde koltuk sevdası ve seçim kaygısı, vatandaşta da bu aymazlık sürerken daha nice bayramları böyle acılı ve buruk karşılayacağız.    

Bayramda aklımız ve yüreğimiz cezaevlerindeki 76 meslektaşımızda olacak. Hukukçular, akademisyenler, insan hakları savunucuları, özgürce yazabilen gazeteciler ve meslek örgütleri ceza yasasında, ceza muhakemesi yasasında, terörle mücadele yasasında iyileştirmeler yapılması yolunda toplumsal fayda adına kaç kez konuştular, yazdılar, çizdiler. Parlamentoda çoğunluğa sahip kendilerine ‘ileri demokrasinin savunucuları‘ sıfatını yakıştıran iktidar partisinden istekte bulundular. Ama onlar kendi insanlarına değil başka ülkelere demokrasi götürme peşinde oldular hep. Bizim insanlarımız göz ardı edildi. Onca acı, ölümler göz ardı edildi. Vicdanlar sızlamadı hiç. Elbette medya dayanışmasının olmadığı ortamda AB ilerleme raporunun gündemde tutulmaması gibi Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF)  açıklamaları, Merkezi New York’ta bulunan Dünya Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) nin basın özgürlüğü raporunun da ana akım medyada yer almasını beklemek abesle iştigal olacak. Ana akım medyada bu konularda kalem oynatabilen, konuşan meslektaşlarımızın sayısı da bir elin parmakları kadar işte…  

Hasılı durum budur. İnsanlık için de utanç vesilesidir. John Berger’in bu bağlamda 2002’de yazdığı bir metninde (Çeviri Beril Eyüboğlu) okuduğum bir bölümü anımsadım. Şöyle diyor: “ Utançtan maksadım kişisel suçluluk değil. Giderek anlıyorum ki utanç uzun vadede umut etme yetimizi aşındıran ve ileriyi görmemizi engelleyen bir duygu türü. Gözlerimizi ayaklarımızın ucuna dikip sadece bir sonraki küçük adımı düşünüyoruz. İnsanlar her yerde - çok farklı koşullarda-kendilerine “Neredeyiz ?​” sorusunu soruyor. Bu coğrafi değil, tarihi bir soru. Neler yaşıyoruz? Nereye sürükleniyoruz? Neler kaybettik. Güvenilir bir gelecek öngörüsü olmaksızın yaşamaya nasıl devam edeceğiz. İnsan ömrünün ötesine uzanan bir tahayyüle sahip olma kabiliyetimizi nasıl yitirdik? Tuzu kuru uzmanlar yanıtlıyor:

Küreselleşme. Postmodernizm.  İletişim Devrimi. İktisadi Liberalizm. Tümü palavra. Baştan savma terimler. Kaygıyla sorulan neredeyiz? Sorusuna uzmanların ağızlarının içinde yuvarlayarak verdikleri yanıt, ‘Hiçbir yerde! ‘ ”

John Berger çağını sorgulayan bir bilge kişi, yazar, sanatçı. Yıllar önceki uyarılarına kimler kulak verdi bilemiyorum. Bildiğim bizlerin, bırakın yaşananları kendimizi dahi sorgulayamadığımız. Sahi biz neredeyiz?

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et