DİĞER YAZILARI
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
Ne çabuk unutuyoruz 26 Aralık 2024
Yeter ulan 19 Aralık 2024
Esaaad 12 Aralık 2024
Zekai Çıngıllıoğlu 5 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ

Basın özgürlüğünden sınıfta kaldık. Trafik kazalarında birinciydik şimdi yeni bir birinciliğimiz daha oldu. “Sesini fazla yükseltip bunu yazıya dökenleri içeri tıkma birinciliği.”
Aslında insana yakışmayan ne kadar iş varsa bu konularda dünya sıralamasında ön sıraları kimselere kaptırmıyoruz. “Damdan düşerek ölme” gibi bir istatistik dünyanın hangi çağdaş ülkesinde yapılıyordur? Hangi ülkelerde trafik kazalarında suçun yüzde doksanı sürücüye aittir? Hangi ülkede belediye başkanını eleştiren esnafın dükkanına belediye zabıtası kamp kurup, ceza üstüne ceza yazar.
Önce yoksullaştırılıp sonra lümpenleştirilen toplumsal yaşamda, güçlünün diğerlerini ezmek, otobüse önce binmek, yoldan önce geçmek, her şeyi istemek bilinciyle ta tepeden başlayarak bozulmuş bir idari yapıda neden basın özgür olsun ki?
Televizyonlara çıkıp “Evet basın özgürdür. Devletlinin ve patronumun bilgisine sunuyorum” kıvamında konuşan basın mensuplarını, iş takipçilerini saymazsak, gerçeğin peşinde olan, siyaha siyah diyen basın ve gazeteci neden özgür olsun ki? Gazetecinin özgür olması için gazetenin özgür ve bağımsız olması gerekmez mi?
Bir yılda servetini yüzde yirmi beş arttırmayı becermiş Türkiye’nin en zengin 100 ailesinin bazılarının kontrolünde olan holding basınının “Özgürlük” gibi bir kaygısı neden olsun? Adamlar durup dururken devletliyi eleştirip, servetlerinden mi olsunlar? Doğruya doğru diyen gazetecileri neden çalıştırıp riske girsinler?
Irak işgalinin ilk yıllarıydı. Dünyanın en büyük savaş karşıtı gösterileri düzenleniyordu. İngiltere’de 2 milyon kişi yürümüştü. Savaşa verdiği desteğin faturasını sonradan ödeyen ABD destekçisi İngiliz Başbakan, İngiliz basınında Bush’un önünde yalakalık yapan kuçu kuçu (Dört ayaklı kuçu kuçulardan özür diliyorum) şeklinde karikatürize edilmişti.
Sonra.
Başbakan gitti. Karikatürü çizen yeni karikatürlerini çizmeye devam ediyor. İngiltere’de basın bağımlı değil mi? O karikatürleri yayınlayan gazetenin patronu devletten ihale almaz mı?
Alır. Ama o karikatürü yayınladığı için ihale verilmediği anlaşılırsa yer yerinden oynar.
Siz bakmayın “ Türkiye’de basın özgürdür” diye dolaşan yalakalara.
Daha 2 gün önce ABD Başkanı Obama televizyon konuşmasında “Suriye konusunda İsrail ve Türkiye ile birlikte çalışıyoruz” dedi. Şimdi bu iş birliğini İngiliz Başbakanını çizen gibi karikatürize edecek, kuçu kuçunun Blair kafasını bizim devletlilerden biriyle değiştirebilecek cesarette bir çizer var mı?
Var.
Peki bunu yayımlayabilecek babayiğit holding patronu var mı?
Yok deve.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et