25 Ekim 2012 11:06

Bayram

Bayram

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İki bayram üst üste geldi, Kurban ve Cumhuriyet; kutlu olsun. Eski bayram muhabbetlerini çok okumuş, dinlemişsinizdir. Ama bir Alevi Ocak merkezindekı Kurban Bayramını dinlediğinizi zannetmiyorum. Benim Köyüm Hubyar Sultan Ocagının merkezi olan Hubyar Köyü’dür. Kurban Bayramından bir kaç gün öncesinde tüm köylü evlerinde temizliğe başlar, tüm kap kacak, yatak dutak yıkanır. Bayramdan bir gün önce de yemekler hazırlanırdı. Çünkü Bayram’da tüm köy dolup taşar. Komşu köylerden, mahallelerden ziyaretçiler sabahın ilk ısıkları ile köye dolmaya başlardı. Öyle ya bizim köyümüz bir Alevi Ocak merkezi ve Hubyar Sultan’ın Dergahı-Türbesi var. Tüm köylülerin köyümüze gelmesi bizim için tam bir Bayram havasıydı. Türbe’yi ziyaret edenler çocuklara harçlık verirlerdi. Parayı alan biz çocuklar doğruca köyün tek bakkalı Temel amcaya gider, “kınalı şeker, lokum ve bisküvi” (biz ona püsküvüt derdik) alırdık. Köyün kalabalığı, diğer köylerden gelen çocuklarla buluşmamız, oyunlar oynamamız bizim için haylice eğlenceliydi. Bizde kurban bayramdan öte adak şeklinde başka zamanlarda kesilir. Tabiki Bayramda da kesenler olur. İkinci gün ise mezarlıklar ziyaret edilir ve herkes işine gücüne dönerdi.  
***
Cumhuriyet Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını okullarda zoraki kutlardık. Zoraki bayramları oldum olası sevemedim. Resmiyet içerisinde, nerede nasıl davranacağım önceden belirlenmiş, ruhtan yoksun ezberlenmiş şiirlerle, güya yaratılmaya çalışılan coşkular, konuşanın kıpırdayanın azarlandığı hatta tokatlandığı rahat, hazır ol komutlarıyla kutlanan 29 Ekim de, 19 Mayıs da 23 Nisan da, hiç de biz çocukların bayramı olmadı. Bitse de gitsek diyerek geçirdiğimiz bayramlardı bu resmi bayramlar.
Cumhuriyet Bayramı ilk defa bu sene resmiyetin dışında, halkın kendi organizasyonu ve iradesi ile kutlanmaya çalışılıyor. Katılırız, katılmayız ama resmiyetin dışında halkın kendi iradesiyle kutlanması yerindedir. 29 Ekim’de Ankara’da yapılacak bu kutlamaların ise yasaklanması ise saçmalıktan öte birşey değildir. Bırakın halk kendine bayram gördüğü her bayramı özgürce kutlasın.
***
Ve ölümler kapıda
Cezaevlerinde açlık grevleri sürüyor ve ölüm orucunda dönüşmüş durumda. Tüm kesimlerden bu ölümlerin durdurulmasına yönelik çağrılar ve tepkiler geliyor. Alevi örgütleri de tek tek veya toplu olarak bir araya gelerek açlık grevlerinin sonlandırılması için etkili ve yetkili kişi ve kurumları sorumluluğa devet ediyor.  Alevi örgütlerinin büyük çoğunluğunun; Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği gibi kitleselliği ve kamuoyunda etkisi yüksek olan bu kurumlarımızın, hatta Divriği Kültür Derneği, Kangal Dernekleri Federasyonu, İmranlı ve Köyleri Derneği, Tüm Tokatlılar Derneği (Tüm Tok Der) gibi kimi yöre derneklerinin bu çağrılarda bulunması, bu kurumlar adına Hatice Altınışık ve Kemal Karagöz’ün destek amaçlı üç günlük açlık grevine girmeleri son derece önemlidir.
Zira Alevi kesiminin haylice bir kısmı da bu işlere bulaşmayı tercih etmiyor. Özellikle konu Kürt sorunu olunca bazı Alevi kurumları görmemeyi hatta karşısında saf tutmayı tercih ediyor. Tabiki her Alevi, zalimin karşısında mazlumun yanında yer alacak değil, kimisi de bu tür durumlarda zalimin yanında durarak asgari menfaat sağlamaya çalışacaktır. Mazlumun yanında saf tutmak zordur, tehlikelidir; kimi zaman da bedel ödemeyi gerektirir. Ama vicdanidir.
Vicdanınız varsa ölüm aşamasına gelen açlık grevlerine sessiz kalamazsınız. Yok sa zaten siz kendinizi insan olarak veya Alevi olarak tanımlasanız da bizden değilsiniz. Biz 73 milleti aynı görenlerdeniz, benim kabem insan diyenlerdeniz.  

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa