Kayıp çocuklar
Nerede okudum hatırlamıyorum, İstanbul’da hemen her gün bir çocuk kayboluyormuş. Çocuklarınızdan birinin başına böyle bir şey geldiğinde yapılacak şeyleri sıralamışlar: “Çocuğunuzun yeni bir fotoğrafını bulundurun; kaybolduğunda üstünde bulunan giysileri iyi tanımlayın. Tarağından alacağınız saçları bir zarfa koyarak (DNA testleri için) polise verin.”
Yazının burası bir dönemeçtir. Ya çocukların evden kaçma sebepleriyle ilgili bir şeyler yazmaya başlayacağım, ya bir metropolde çocukların kaçırılma nedenlerini. Birincisi psikologların artık pek dokunmadıkları bir konu. Çocuklarını anlamayan, kötü davranan anababalardan başlayıp ergenliğe uzanan yolda adam yerine konma isteğinin ağır basması yüzünden çevrelerinden uzaklaşmak isteyen çocuklara ulaşabiliriz. Adam yerine konmak ergenler için de yetişkinler için de yaşamsal bir meseledir.
Ancak çocuklarımızın kötü bir çevrede büyüdükleri kuşkusuz. Reklam yağmuru altında ücreti az, grevde ya da işsiz babalar, yorgunluktan ne yapacaklarını bilmeyen şehir çevresindeki mahallelerde yaşıyorlar. Yaşadığımız zor koşullar yüzünden sinirliyiz.. Çocuklarımızın bütün zor koşulların çocukları gibi iyi giyinmek, güzel yaşamak gibi düşleri var. Sevginin önemli olduğuna inanamadan paranın önemini vurgulayan koşullara kayıyorlar. Bizlerse çoğunlukla özlediğimiz bir tatlı sözü dile getirecek dinginlikte değiliz. Ne tatlı bir söz istediğimizi söyleyebiliyoruz, ne bizden beklenen sözü söyleyebiliyoruz.
Çocuklarımız Sorunlu
Çocukların okullarıyla, öğretmenleriyle ilgili problemlerinden hiç söz etmedik. 4+4+4 bir yana okumak, iyi meslek edinmek zorunluluğu sırtlarında yük. İyi giyinemeyen, iyi bir mahallede oturamayan, otobüsle yolculuk yapmak bile ara sıra lüks sayılan durumun zorluğunda, her çocuk iyi yaşamayı başaranların bir bölümünün genel geçer namus anlayışını çiğneyenler olduğunu görecek ve yolunu kaybedecek.
Mesele kaybolmaksa hepimiz ara sıra da olsa kaybolmanın getirdiği paniği yaşıyoruz. Kayıp çocuklarız hepimiz. (İşte bu şiirsellik. Duygusallık. Biraz mis-tik olsak bu kayıp çocuklardan kocaman mesel üretebiliriz.
Kayıp çocukların kaçırılmaları ihtimali Batı’da “çocuk pornografisi” ile ilgili. Bizde de olabilir. Bir de organ mafyası meselesi var. Çocuk pornografisi için ayrıca çocuklarımızı eğitmemiz gerekiyor. Ensest ve çocuk pornografisi çocuklarımızın gövdelerine hiçbir biçimde el sürülmemesi gerektiğini öğretmemizle önce engellenmeye çalışılacak bir konu. Bir ara bu konuda küçük el kitapları basılmıştı...
Bir Yoksulluk Masalı
Bilir misiniz Hızır ya da dilek perisi gelse bile yoksulların şanslarının az olduğunu anlatan bir masal vardır. Yoksul ve yaşlı bir karı koca kış günü ocaklarının başında ateşi kurcalayıp hayal kuruyorlarmış. İkisinin de aklından Hızır ya da dileklerimizi yerine getirecek bir ermiş geliverse varmış ki, nur yüzlü biri görünmüş. “Bu gece üç dileğiniz yerine gelecek. İyi düşünün, öyle dileyin” demiş. Karı koca çok sevinmiş, iyice düşünüp dilek dilemeye karar vermişler.
Ama her gün gerçekleşecek dilek peşinde değiller ki. Ateşe bakıp dururlarken kadın birden “Ah ateş ne güzel yanıyor, şimdi bir kangal sucuk olsaydı da bu ateşte kızartsaydık” demiş. Bunu der demez de kadının önünde koca bir kangal sucuk belirmiş. Bu sucuğun onların dileklerinden birini götürdüğünü anlayan adam kendini tutamamış “Hay o sucuk burnuna yapışaydı” diye haykırmış. Ve... Sucuk kadının burnuna yapışmış. Ne çekmek para etmiş ne bıçakla kesmek. Sucuk kadının burnunun bir parçası olmuş. Kesilse de uzamış. Adam kadına yalvarıp yakararak “Artık para isteyelim” demiş. “Altın kılıfla örteriz sucuğu”. Kadın iki göz iki çeşme “Öldürürüm kendimi” demiş. “Böyle yaşanır mı? Eksik olsun altını.” Sonunda sucuğun burnundan düşmesini dilemişler son dilek olarak. Sonra da oturup sucuğu yemişler.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et