28 Ekim 2012 10:52

Cumhuriyet'in 'radikal grup'ları!..

Cumhuriyet'in 'radikal grup'ları!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hilkat garibesi mi? Tarihin cilvesi mi?
CHP, Cumhuriyet’in kurucusu parti. Bununla övünür de. Ama gelin görün ki, Cumhuriyet’in kuruluş yıl dönümünü kutlamasına izin verilmiyor. Eski Meclis’ten Anıtkabre yürümek yasaklanıyor.
“Cilve” bununla kalmıyor! İzin vermeyenin kimliği daha önemli: O da, Cumhuriyet! Ee, ne de olsa henüz sultanlığa dönülmedi. Gerçi başkanlık ya da yarı başkanlık sistemleri tartışılıyor, anayasanın yenilenmesi kapsamında. Ama olacak dua görünmüyor.
Ancak sultanlık yeniden kurulmamış olsa da, Suriye politikası açıkça gösterdi ki Osmanlı revaçta. Osmanlı’nın yenilenmesi, eski mülklerinin sahiplenilmesi, hatta Davutoğlu’nun Ortadoğu’nun sahipliği iddiasını açıktan ileri sürmesi bunu işaret ediyor. Yeni-Osmanlı, evet, ama Cumhuriyet rejimi altında! Ya da Osmanlı, Cumhuriyet’i teslim alarak, rövanşı acımasızca alıyor.
Ama hâlâ Cumhuriyet’le yönetiliyoruz. Ve biliniyor ki, Cumhuriyet en başta yasak ve yasakçılık demek. Şimdi sorun şu ki, Cumhuriyet, yeni yürütme komitesiyle, kurucusuna ve kendine yasak koyuyor. Hem de ne yasağı? Kurucusuna, kendi kuruluşunu kutlama yasağı.
Cumhuriyet Cumhuriyet’e karşı! Ya da kendisi devletleşen, artık tıpkısıyla hiç ayırtedilmezcesine benzeşen AKP, ama, devleti de AKP’lileştirmiş durumda.
Bütün temel politikalarıyla devletin gördüğü tüm işleri devralıp uygulamayı kesintisiz sürdüren AKP, örneğin Kürt sorununda belli ki bunun hakkını veriyor: Kürtlere hak yok, Silme eşitsizlik. Alevilerin yok sayılıp dışlanmasında da başarılı. Grevi yasaklayarak, sermayeye teşvik üstüne teşvik ve vergi kolaylıkları sağlayarak, zengin Cumhuriyeti olmanın hakkını verdiğinde de kuşku yok.
Ancak devleti, örgütlenme türü olan Cumhuriyet’i kendisine benzettiği de gerçek. Önemsiz belki kılık kıyafet; ama gösterdikleri de var. Bilin bakalım, Cumhuriyet resepsiyonları eskiden başı açık eşlerle düzenlenirken, Gül’le birlikte geçiş dönemi babında sabah eşli, akşam eşsiz generalli düzenlenmesinin ardından artık türbanlı/türbansız ama eşli düzenlenmesi ne gösterir? Nerede Yakup Kadri’nin anlattığı o eski Cumhuriyet baloları?
Şimdi, evet Atatürk deniliyor; ama başında onun olduğu CHP’nin kurduğu Cumhuriyet kutlaması yasaklanıyor. Yanında birkaç parti daha var, ama asıl kutlayıcı CHP. Ve Ankara Valisi, “radikal grupların kaos planladıkları” istihbaratı aldıklarını söylüyor! Pes.
Asıl, Başbakan çıkıyor ve Valiyle yasağını savunuyor. Pes ki ne pes! Ama nasıl savunmasın? Kendi atamış. Kendi valisi. Ve artık Cumhuriyet’in yasaklarını devralan, AKP.
Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin daha ileri gidiyor, “bölücülük”le niteliyor, Cumhuriyet kutlaması için düzenlenecek yürüyüşü. Hele İçişleri Bakanı Şahin, “CHP anarşiye mi gidilsin istiyor” diye soruyor.
Şu hale bakın ki, Cumhuriyet Cumhuriyet’e karşı. Cumhuriyet Cumhuriyet’i yasaklıyor. Bunca yukarıdan kurulduğunda, halka dayanmadığında olacağı budur! Bölücü ve anarşist bile yaparlar Cumhuriyet’i ve kurucusunu. Yine de Cumhuriyet derler!
Hani Hitler’e ses çıkarılmadığında, en son, sıra papaza gelir ya.. Öyle işte.
Fıkrada, önce sosyal demokratı alıp götürmüştü Hitlerciler. Ses çıkmayınca ardı ardına tüm muhaliflerini alıp götürmüşlerdi. Son olarak sıra kendisine gelince “dank” etmişti kafasına papazın ve “ne yaptım ben” diye hayıflanmıştı.
Alevi’nin dışlanmasına ses çıkarmayan, Kürdün yok edilmek üzere ateş altına alınmasına hatta destek olan, işçi ve sendikalarına saldırılırken sessiz kalan CHP, şimdi, anarşistlik ve bölücülük suçlamasıyla ve yasakla karşı karşıya!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa