AKP'nin 10 yılı başarılı mı?
AKP’nin 3 Kasım 2002 seçimlerinden yüzde 34.63 oy alarak hükümet olmasının üstünden tam 10 yıl geçti.
Bir parti için 10 yıllık iktidar, ülkenin içindeki durumdan, kendinden önceki hükümetleri suçlayarak içinden sıyrılamayacağı kadar uzun bir zaman dilimi.
AKP önde gelenleri, hükmet erkanı ve Başbakan bu 10 yılı bir “Türkiye’nin her bakımdan ileri ülkeler düzeyine taşınma on yılı” olarak propaganda ediyorlar.
Peki gerçek böyle midir?
Bugün gazetemizin haber sayfalarında, AKP’nin devri iktidarında, bir siyasi iktidarın sorumlu olduğu başlıca alanlarla ilgili değerlendirme bulacaksınız. Bu yüzden burada bir durum-vaziyet tablosu çizmekle yetineceğiz.
AKP’nin on yıllık iktidarı sonunda Türkiye’nin ahvali şöyledir:
* İç politikada Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi milyonlarca nüfusu ilgilendiren sorunlar, bugün gelinen yerde tam bir çözümsüzlüğe itilmiştir. Batı illerinde Kürtler, bir çok ilde de Aleviler teyakkuz halindedir. Yarın kendilerine kimin saldıracağını bilmemektedirler. Hükmet, bu sorular artık “yokmuş gibi” davranmaktadır. Geniş halk kesimlerine dayatılan da; ya hükümetin çözümünü kabul edip AKP’ye biat etmek ya da başlarına gelecekler razı olmadır! Ve bu iki sorun da artık Türkiye’nin iç sorun olmakta çıkıp Türkiye’nin dış politikasının da başlıca sorunları haline gelmişlerdir.
* Dış politikada ise AKP Hükümeti, ABD’nin teşvikiyle bölgede “aktif dış politikaya yönelme”, “bölgesel güç olma”, “bölgede model ülke olma” gibi inisiyatifler alarak yöneldiği “komşularla sıfır sorun” politikası, Türkiye’ye en kadim komşuları olan Suriye, Irak ve İran’la bir savaşın eşiğine doğru sürüklerken, Rusya ile de kapışmış, batı emperyalizmin bölgedeki yeni İsrail’i olma çizgisine girmiştir.
* AKP’nin en iddialı olduğu konulardan biriside Türkiye’nin ileri demokrasi ülkelerinin standartlarını yakalayan bir demokratikleştirilmesiydi. Ancak bugün Türkiye, dünyada siyasi mahkumların sayısını 10 bini bulduğu, 76 gazetecinin tutuklu olduğu, cezaevlerinde yüzlerce siyasi tutuklunun açılık grevinde olduğu, Özel Yetkili Mahkemelerin hak-hukuk tanımadan insanları tutuklayıp aylarca yıllarca sorgusuz sualsiz cezaevlerinde tuttuğu bir ülkedir.
* Ekonomideki gelişmeler, konjonktürel bakımdan kimi “iyilik” alametleri gösterse de, tümüyle dış dünyanın iklimine ve içeride ucuz emek sömürüsüne bağlanmış olan ekonomi de her an her şeyin beklendiği bir “kırılganlık” içindedir. 2008 Krizinin yükü tümüyle işçilere emekçilere aktarılmış, zamlar, vergilerin artırılması, işçilerin aşırı sömürülmesi ekonominin başlıca ayakta tutucu gücü olmuştur.
* Batı emperyalizminin bölgedeki “en sadık müttefiki”, “bölgesel gücü” ve “model ülkesi” Türkiye’nin içerde de piyasacı-muhafazakar-milliyetçi bir ideolojik görüşle yeniden biçimlendirilmesi bu 10 yıl boyunca AKP ve hükümetinin başlıca amacı olmuştur. Bugün bu doğrultuda kadın haklarının geriletilmesinden, üniversitenin yeniden yapılandırılması ve 4+4+4’ün devreye sokulmasına, “sağlıkta dönüşüm” girişimlerinden her alandaki özelleştirmelere, “muhafazakar kültür ve sanat” girişimlerinden modern sanat ürünlerine yönelik yıkma ve hor görme hamlelerine, dinin devletin ve toplumun her alanına sızdırılmasında hayli rol alınmıştır.
AKP’nin 10 yıllık iktidarına bakıldığında onun Türkiye’nin kronikleşmiş olan sorunlarını çözmek bir yana büyüttüğünü, bunun da politik alanda gerilimi yükselterek ve büyüyen sorunları da kendisinin çözebileceği havası uyandırarak, çözümsüzlüğü güce dönüştürdüğünü görüyoruz.
Kısacası bugünkü Türkiye tablosu; komşularıyla ve kendi içinde savaşa varabilecek gerilimler yaşayan, büyük sorunların bir türlü çözülmemiş olmasının getirdiği bunalımların AKP’nin içine ve onu destekleyen kesimlerin içinde de çatlaklara yol açtığı giderek herkesin bu çözümsüzlük ve gerilim politikalarına karşı tepki gösteremeye başladığı bir tablodur.
Peki, Türkiye’yi 10 yıldır idare edip, buraya getirmiş bir hükmet başarılı bir hükümet midir?
Eğer böyle bir Türkiye “iyi”, herkesin mutluluk içinde, yarın güvencesi içinde yaşadığı bir Türkiye ise, AKP Hükümeti başarılıdır!
Yoksa, daha kötü senaryolar çizip, 10 yıllık iktidardan sonra AKP öncesini suçlamak, “AKP olmazsa daha kötüsü olurdu” demek elbette bir AKP propagandası, yalan propagandadır.
GÜNÜNYAZILARI






EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor
Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!
Evrensel'i Takip Et