03 Kasım 2012 10:50

‘Orhan Baba’ya saygı: Orhan Gencebay ile bir ömür

‘Orhan Baba’ya saygı: Orhan Gencebay ile bir ömür

Fotoğraf: Envato

Paylaş

O, Bruce Springsteen Amerika Birleşik Devletleri toplumu için ne ifade ediyorsa Türkiye için onu ifade eder. O artık herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, zamanın ve zeminin ortak hassasiyet ve duygularını söyleyebilen, bunu dillendirebilen bir ikondur. Albümlerinin yeri evlerin baş köşesi, resimlerinin yeri günlük sayfaları, konserlerinin mekanı ise stadyumlar ve geniş halk konserleridir.

HANGİ ARABESK?

Arabesk kelime anlamı latince kökenli ve arap işi anlamına gelen bir sözcük. İster sanat, ister halk müziği olsun Türk müziği genel olarak üç ana parametre içerir. Bunlardan ilki ve en önemlisi makam’dır. Diğeri curcuna, dokuzsekiz, düyek, aksak, sofyan gibi çeşitleri bulunan ritm’dir. Üçüncü parametre ise şarkı, türkü, rumeli türküsü, eser gibi sıfatlarla anılan form’dur. Arbesk; bu üç parametreden biri olan ritm’min bir çeşididir. Ancak bazen müzisyenlerin çalış ve söyleyiş biçimleri de arabesk yani “arap işi” olarak anılagelmiştir.
70’lerle beraber arabesk tüm bu anlamını yitirmiş ve güncel, popüler bir tür olarak yeniden oluşmuştur. Bu türün oluşumunda elbette ki Orhan Gencebay’ın müziğinin etkisi çok ciddidir. Ancak bugün bildiğimiz anlamda arabesk artık Gencebay’ın müziğiniden oldukça farklılaşmış bir tür haline gelmiştir. Dolayısyla Orhan Gencebay’ın müziğini tarif ederken sadece arabesk kelimesini kullanmak yetersiz olmanın ötesinde belki de ciddi bir hata olacaktır. Çünkü  kendinde sonra arabesk olarak türleşen popüler müzik akımı Gencebay’ın müziğine hem benzer, hem de benzemez.
Benzer; çünkü arabesk tıpkı Gencebay’ın müziğindeki gibi bir davranış sergileyerk tinsel ve nesnel dertler üzerine kurulmakta ve geleneksel Ortadoğu enstrümanlarını kullanmaktadır. Ancak bu tür, bir yandan da Orhan Gencebay’ın müziğine hiç benzemez. Çünkü ne Gencebay’ın dertleri ele alış tarzındaki nihilizan anlamda bütünsel bir derinliğine sahiptir. Ne de Gencebay’ın müziğinde olduğu gibi olmazsa olmaz biçimde insani değerlere  koşullanmıştır. Ayrıca Orhan Gencebay’ın şarkıları sadece sözderi itibariyle değil müzikal olarak da kendinde sonra türleşen arabesk akımından oldukça farklıdır. Enstürmanlar benzeşmesine rağmen, Gencebay’ın müziği açık biçimde endülüs emevi tarihinin miras bıraktığı İspanyol ve Arap kültürlerinin müzik bileşkesinden oluşan spesifik makamlara ve üsluplara sahiptir.
Hem bu müzikal biçimin Orhan Gencebay’ın müziğindeki ustaca kullanılış biçimi hem de Avrupa halk müziğinin endülüs emevi kültüründen kendine kattığı ve özellikle gitar çalış tekniğinde kullandığı meridional (güneyli tarz anlamında) müzik biçiminin ciddi yansımalarına taşıması Gencebay’ın kendine has biçimini oluşturmuştur. Bu müzikal biçim kendini; 70’lerde; bütün müzisyenlerin ve Gencebay’ın hep beraber plak kaydı için konser verir gibi stüdyoya doluşup yaptıkları hücum kayıtlarda bulmuştur.

Ancak Gencebay, arabeskçilerle farklılığını vurgulamak koşuluyla kendi müziğine hiç bir zaman arabesk denmesine karşı çıkmamıştır. Fazıl Say’ın arabeske yönelttiği kendinden beklenmeyecek derecede şaşırtıcı bir biçimde sanatsal bir niteliği bulunmayan kültürel eleştirisi karşısında da belki de en son cevap verecek isim Orhan Gencebay iken, Gencebay bu sözler karşısında kendi sanat yaşamını daha iyi açıklamak gerekliliği duymuş ve bu yüzden bazı tv programlarına çıkmış, röportajlar vermiştir.

BATSIN BU DÜNYA

60’lı ve 70’li yıllarda İstanbul merkezli büyük şehirlere göç dalgası sırasında artık Orhan Gencebay halkın sevgilisi, gençlerin rol modelidir. Konserleri halk konserleri adıyla tıka basa dolmakta, plakları yok satmaktadır. Tüm bu yönelimi açıklayabilecek eğilimlerden biri ve belki de en önemlisi Orhan Gencebay’ın ilettiği kimliğin ciddi bir kısmının tinsel olana (kadere) ve nesnel olana (kişiye) yöneltiği isyandır. Şarkılarındaki genel tema; ilkin vefasız yare, kazık atan yarene sitemle gelişir. Ardından ise aslında herhangi bir kişiyi suçlayan tavır bir yana bırakılarak, dertten, acıdan sorumlu olanın kaderin kendisi olduğu fikri vurgulanır. Tanrı bu dünyayı bir sınav yeri olarak yaratmıştır ancak bu sınavı kimi insanlar sefa sürerek kimi insanlar ise cefa çekerek vermektedir. Gencebay “kaderin böylesine yazıklar olsun” demektedir. Hem “kula kulluk eden”den, “ağlatıp da gülen”den incinmiş hem de “ben ne yaptım kader sana?​” diye sorup, “batsın bu dünya” derken tanrının çizdiği ve değiştirilemez olduğu kabul edilen tinsel varoluşa isyan etmiştir.
Dinleyicler namussuz patrona, aldatan sevgiliye, kendini küçük gören insanlara öfke duyarken aslında nihai olarak değiştirilemez yazgıya da isyan duymaktadır. Köktenci dini okulların kesin olarak yasakladıkları “kadere isyan”, elbette bu tasavvufi ve bektaşi gibi kökleri de olan heterodoks halk inançlarındaki genişçe algılamaların ürünüdür. Bu yüzden Gencebay’ın isyanı bu coğrafyada hem kültürel hem de geleneksel açıdan meşrudur, sakıncasızdır.


HEP BİR AĞIZDAN: BATSIN BU DÜNYA!

ALBÜMÜN geneline bakıldığında bir tribute yani saygı albümün tipik özelliklerini taşıdığını görüyoruz. Popüler müzik endüstrisinde ciddi bir form olan bu tribute albümlerinin amacı genellikle üretilmiş olan malzemeyi ilginç kılarak yeniden ticari bir değer olarak kullanabilmektir. Tribute (saygı) albümlerinin best of gibi toplama albümlerden farkı şarkıların başka müzisyenler tarafından yorumlanıyor olmasıdır ki zatenbu albümde de farklı insanlara hitab eden ve hepsi de belirli üne kavuşmuş bir çok sanatçı ve ciddi yıldız yer almış. Orhan Gencebay İle Bir Ömür albümü hem Orhan Gencebay’ın kendisi hem de albümde onun parçalarını yorumlayan isimlerin hayranları için ciddi bir çekim kaynağı oluşturuyor. Ancak ekonomik olarak yoksulluğun alabildiğine kitleselleştiği Türkiye’de telif haklarının yerli yerine oturmasını beklemek elbette ki boş bir hayal olduğu için bu albümün yayınlanmasında ticari kaygılardan daha çok Gencebay’a duyulan saygı ve prestiji yansıtmanın rol oynadığını söyleyebiliriz. Müzik endüstrisi ve toplum ilişkisinde bu türden saygı albümleri genel olarak ciddi anlamda sosyal belleğe de hizmet eden ürünlerdir.
Koro halinde söylenen Batsın Bu Dünya’nın yanı sıra albümde hem Türkiye popüler müzik tarihinin unutulmaz yıldızları hem de yeni, ve genç sesleri var.Bazı sanatçılar özellikle kendi kimlik iletimlerine uyan şarkıları seslendirmişler. Örneğin Athena Bir Araya Gelemeyiz, İzel Kabahat Seni Sevende, Volkan Konak Gurbet, Duman Gönül, Manga Ya Evde Yoksan, Emel Sayın ise Hayat Devam Ediyor şarkısını seslendirmiş. Koleksiyoncular için önemli olduğu kadar dinleyiciler için de güzel bir çalışma ortaya çıkmış. Bu da müzikal anlamda Orhan Gencebay şarkılarında birleşen bu çeşitliliğin lezzetinden yenmez bir albüm ortaya çıkarmasıyla sonuçlanmış. Birbirlerinden bu kadar farklı popüler kimliğin, tarzın ve türün başka hiç bir zaman, hiç bir yerde birleşemeyceğibir durum bu. Bu da aslında Orhan Gencebay’ın müziğinin toplumsal boyutları hakkında dinleyicilere elle tutulur, somut bir kanıt sunuyor.


BATSIN BU DÜNYA

Yazıklar olsun, yazıklar olsun
Kaderin böylesine, yazıklar olsun
Herşey karanlık, nerde insanlık
Kula kulluk edene yazıklar olsun.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun..
Ben ne yaptım, kader sana
Mahkum etti, beni bana
Her nefeste, bin sitem var
Şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.
Şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
Öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
Çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
Of...of...of...of...of...of..of..of.....
Ben mi yarattım, ben mi yarattım
Derdi ızdırabı, ben mi yarattım
Günah zevk olmuşsa, vefa yorulmuşsa
Düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun.
Ben ne yaptım, kader sana
Mahkum etti, beni bana
Her nefeste, bin sitem var
Şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.
Şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
Öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
Çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
Of...of...of...of...of...of..of..of.....

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa