Onur, renkler ve insanlık
Fotoğraf: Envato
Bugün 55. gün oluyor. Ülkenin cezaevlerinde açlık grevi var. Ölüme yaklaştıkça yaklaşıyor insanlar. Ve hala, ölümün o soğuk soluğu olanca hışmıyla hissedilmeye çoktan başlamışken, vicdanı sızlamayanlar var. Evet, vicdan! Hem de ülkeyi yönetenler katında.
Milyonlarca insanımızın malını, canını, ırzı ve namusunu emanet ettikleri yerlerde oturanların yüreği pek mi katı oluyor? Duyguları olmuyor ya da taşlaşmış mı oluyor? Yoksa duygularını ve tüm insanlıklarını bir yana koyup devlet işlerine karıştırmıyor, “şeriatın kestiği parmak acımaz” deyip mi davranıyorlar? Devlette vicdana yer yok mudur?
Var gibi görünüyor mu? Adalet Bakanı “ılımlı” yaklaşıyor görüntü çiziyor. BDP ile görüşmesi sonrasında, “süreci kötüleştirecek söylem ve eylemlerden uzak durulması hususunda anlayış birliğine varıldı.” diyor. “Bundan sonra bu anlayış birliği içinde hareket edilecek”miş! Peki ya Başbakan? O bildiğini okuyor ve ne anlayıştan ne de birlikten haberdar görünüyor. Adalet Bakanı, “kötü polis”i Başbakan’a bırakarak, “iyi polis”i mi oynuyor? Yoksa Başbakan’a söz geçiremeyeceği belli, aralarında görev bölümü de yok, laf olsun diye mi konuşuyor?
Baksanıza Başbakan, “ülke namusumuzdur, onurumuzdur, haysiyetimizdir” diye başlayıp bayrağın renginden sürdürüyor. İnsanlarımızın canı ne namusa, ne onura giriyor! Sadece kan üzerinden hamaset.
Çoğu gençliğinin baharında yüzlerce insan ölüm sınırlarında dolaşırken, “nasıl önünü alırım” demiyor Başbakan, ama ateşe benzinle gidiyor. “Bin yıllık mücadelenin simgesi ayyıldızlı bayrağımızın rengi mürekkep kırmızısı değil kan kırmızısı”ymış! Bari doğru olsa: Selçukluların bayrağı mavi, Anadolu Selçuklularınınki siyah, Osmanlı’nın ilk bayrağı beyaz, sonra yeşilli. Bir Türk Bayrağı kırmızı, onun rengi de Kurtuluş Savaşı’nda dökülen kandan geliyor. Ki bu savaş ve sonrasının Cumhuriyet’ini de AKP tutmuyor! Hala Osmanlı deyip durmasından ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yasak koymasından belli.
Ama kan! Evet. Türk-İslam sentez i bir kan tutması içinde olunduğu da aşikar! Bir “açılım” edebiyatının ardından, bir yılı aşkındır, zamanında asker ekibinin izlediği savaş ve imha politikasını izliyor. Üstelik Öcalan adı geçtiğinde, el altından görüşmüş ve gene görüşecek olsa da, hazmedemiyor ve aklına ilk gelen ölüm oluyor! İdam verilmişmiş, ama “maalesef birilerinin baskısıyla bu ülke idamı kaldırmış”mış! İdamın kaldırılmasına üzülen bir Başbakanımız var ve müjdeliyor: “Birçok insanımız idam yeniden gelsin istiyor”! Suudileri falan saymazsak, idamcı bir tek Amerika kaldı oysa demokrasiden söz açan! Bir de Başbakan!
Ve kan-idam edebiyatının ortasında, bile bile, sürekli tekrarlıyor: “Kebap yiyorlar”! Aylar önce ve daha açlık grevi başlamamışken olduğu çıkıyor ortaya. Ama iddia ediyor, “aylar önce diyorlar, ama şimdi de yiyorlar”! İnsanların boğazından ne kadar geçiyorsa yiyorlardır, açlık grevinde değiller çünkü. Burada soruyor: Neden Karayılan ya da Öcalan açlık grevi yapmıyormuş? Neden “dağa çıkardıklarını ölüme gönderdikleri yetmiyormuş gibi şimdi cezaevinde olanları ölüme zorluyor”larmış? Nedendir acaba? Siz örneğin sayın Başbakan, Kürtlere yönelik savaş politikasını siz kararlaştırmıyor ve Türk gençlerini Kürt gençlerini öldürmeye ve ölmeye siz göndermiyor musunuz? Neden peki, elinize silahı alıp siz savaşmıyorsunuz? Herhalde akla mantığa uygun ve vicdana sığar işler yapılmalıdır.
Ve bir “yok” dediğiniz açlık grevi bir de “şantaj”a dönüştürüldü diye takmayın. Bu otuz yıllık bir mücadele. Onursa öldürmekte değil, yaşatmaktadır. Size de kazandıracaktır.
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57