16 Şubat 2011

Batum’u eleştirmek ve yargılamak

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’u düşüncelerinden dolayı eleştirmek ile ifadelerinden dolayı yargılamak arasındaki farkı görmek zorundayız. Batum bir çevrenin orduya biçtiği rol ve beklentiyi açıkça dile getiren bir konuşma yaptı.
Bu yönde yaşadıkları hayal kırıklıklarını kamuoyu önünde ilan etmekten de imtina etmedi. Gelen tepkiler üzerine, “Yanlış anlaşıldım vs.” türünden bir geri adım da atmadı. Bu düşüncelerinden dolayı kendisini acımasızca eleştirmek ama yargı baskısı ile susturulmasına ise asla göz yummamak zorundayız. Konuşan herkesi 301 tehdidi ile kuşatma altına almak bildik bir Türkiye alışkanlığıdır.
On yıllardır hem ceza yasasının önceki düzenlemesi hem yeni suç tanımlaması ile aydınlar, gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler, kitle örgütlerinin temsilcileri susturulmak istendi hatta ağır cezalara çarptırıldı.
“Darbeyi savunmak” ifade özgürlüğü kapsamında ele alınamaz, yaklaşımını abartarak yorumlamak bir süre sonra kimsenin düşüncelerini açıklamasına fırsat bırakmayacaktır. Son dönemde “ulusalcı” hatta “Ergenekoncu” sıfatıyla tanımlanarak suçlanan çevreleri bir bütün olarak ele almak büyük haksızlıkları beraberinde getirmektedir. Karşınızda tümüyle örgütlü ve iş bölümü yapmış bir muhatap da olsa, silahlı eylemlere karıştığı iddia edilenlerle köşelerinde yazı yazanları bir torbaya koyarak cezalandırmak kabul edilemez bir tutumdur.
Bu ayrımı yaparak değerlendirmek, sadece “Suçu ve suçluyu övmek” ekseninden bile ele alınsa zorunludur. Kaldı ki Batum için isnat edilen suç “Darbeyi savunmak” değil “Silahlı kuvvetleri yıpratmak” eksenlidir.
Kurumları eleştirmenin her zaman tahrip edici olduğuna dair inanç Türkiye’de bir saplantıya dönüşmüştür. Devletin diğer tüm kurumları gibi silahlı kuvvetleri de eleştirmek suç kapsamında görülmemelidir. Velev ki “Müdahale edemediği için” eleştirilmiş olsun. Bırakın herkes özgürce düşüncelerini dile getirsin. Getirsin ki, kimin ne kadar ve nasıl bir demokrasi algısına sahip olduğunu rahatça görebilelim. Buna bile hakkımız yoksa, bu bile bir topluma çok görülüyorsa söylenecek çok şey kalmamış demektir.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et