06 Kasım 2012 12:59

En büyük TİS için günler sayılı

En büyük TİS için günler sayılı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bildiğimiz gibi, her yıl sonunda asgari ücret yeniden belirlenir. Bu yıl da belirlenecek. Ancak hükümet bütçeyi yıl sonundan çok önce belirlediği için, “asgari ücrete yapılacak zam”, hükümet tarafından bütçeye konuluyor.
2013 Bütçesi’ne göre asgari ücrete 2013’ün birinci yarısında yüzde 3, ikinci yarısında da yüzde 3 olmak üzere (yıl ortalaması yüzde 4.5) zam yapılacak!
Peki, yılın sonunda toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu ne yapacak?
Aralık ayının ikinci yarısında toplanacak komisyon, sanki hakikaten asgari ücrete zam yapacakmış gibi, günlerce konuşup tartışacak, tartışmalar gazetelerde yazılıp çizilecek, işveren şunu diyor, işçi temsilcileri bunu diyor… diye yazacaklar ama bu yüzde 3+3’ü pek de geçmeyecek bir zam yaparak asgari ücreti belirleyecek!
Peki, böyle olacağını nereden biliyoruz?
Bugüne kadar olanlardan biliyoruz.
Çünkü bugüne kadar hep böyle oldu!
Çünkü Asgari ücret Komisyonu 15 kişiden oluşuyor. Bunun 5’i Türk-İş tarafından, 5’i patron sendikası olan TİSK tarafından, 5’i de Hükümet tarafından seçiliyor. Yani Türk-İş’in temsilcilerinin hepsi bile işçilerin isteklerinde ısrar etse hükümet ve patron temsilcileri 10 kişilik ağırlıkla 10’a 5 çoğunlukla asgari ücreti hükümetin bütçede belirlediği orana çok yakın bir düzeyde belirleme gücünü ellerinde tutuyorlar.
Yani bu komisyon, “Bir işçi ve ailesi ne kadara bir ay geçinir?” deyip bunu hesap ederek asgari ücreti belirleyen az çok gerçekleri dikkate alan bir komisyon değil, tamamen işi kitabına uydurmak üzere kurulmuş bir komisyon!
Peki, asgari ücrete yapılacak zam bütçede belirlendikten sonra, artık artırılamaz mı; bütçede “Hükümet ne koymuşsa asgari ücret artık o” mudur?
Elbette değil!
Asgari ücreti artırmanın insanca bir düzeye çıkarmanın bir yolu vardır. O da milyonlarca asgari ücretlinin, “Biz asgari ücrete o kadar değil şu kadar zam istiyoruz diye aralarında birleşerek ayağa kalkmaları”dır.
Bu elbette bir anda olacak bir şey değil. Belki önce nispeten az sayıda işçi bu talebi ilan edip harekete geçebilir. Ama eğer yeterince çalışma yapılırsa; hükümeti, komisyonun asgari ücretin hükümetin aklındakini çok aşan emekçilerin isteklerine daha yakın bir seviyede tespit ettirmek mümkündür.
Evet ülkemizde sendikasız işçilerin çok büyük bir çoğunluğunun ücretleri asgari ücret seviyesindedir. Pek çok sendikalı işyerinde de ücretler asgari ücretin hemen yakınındadır. Bu yüzden de asgari ücretin işçi ve ailesinin daha iyi yaşayacağı bir düzeyde belirlenmesi mevcut işçilerin çok büyük çoğunluğunu ilgilendirmektedir.
Bu yüzden de “asgari ücretin belirlenmesi ülkedeki en büyük toplusözleşme”dir.
Bu nedenledir ki sendikaların asgari ücretin belirlenmesinde hiçbir rol üslenmemelerinin anlaşılır bir tarafı yoktur.
Oysa tam tersine sendikalar, asgari ücretin daha iyi bir seviyede belirlenmesi için bayrak açsalar, bırakalım diğer şeyleri işçilerin geniş bir kesimiyle de yüz yüze gelip onların sendikalarda örgütlenmesinin yolunu açabilirler.
Ancak sendikalar, “Bizim üyelerimizin ücretlerinin asgari ücretin belirlenmesiyle bir ilişkisi yoktur” bahanesine sığınıp kendilerini bu en önemli toplusözleşmenin dışına atmayı marifet saymaktadırlar.
Evet, asgari ücretin artırılması için milyonlarca işçiyi harekete geçirmeyi göze almak zordur. Ancak bu imkansız olmadığı gibi iyi bir ajitasyonla da olanaklıdır. Önümüzdeki iki aya yakın süre de bunun için az zaman değildir.
Daha iyi bir asgari ücret için mücadele, milyonlarca işçi için hayati bir meseledir. Bu talebe sahip çıkmayan sendikacılar da sendikaların neden bu halde, neden bu kadar güçsüz bu kadar itibar yitimine uğramış olduklarını bir de bu açıdan düşünmelidirler.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa