06 Kasım 2012 13:00

Bahçeli'nin 'okyanus ötesi' ile dansı

Bahçeli'nin 'okyanus ötesi' ile dansı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne, dünkü yazısına, şöyle başlamış: “MHP lideri, Gülen Hareketi’ne karşı menfi tavrını kongrede sürdürdü. ‘Okyanus ötesine tutunmadan iktidar olacağız’ sözünün anlamı ve adresi açık.”
Türköne, ‘Okyanus ötesi’ dendiğinde artık herhalde herkesin kime gönderme yapıldığını bildiği kişiyle cisimleşmiş olan Zaman gazetesinde MHP kongresinin nasıl yaşandığına da yazısında yer veriyor: “Gazetemizin Ankara bürosu, MHP kongresi hakkında haber yaparken çok zorlandı. Oradaki dostlar, ‘Koray Aydın’la ilgili en küçük haberi, Hizmet partiyi ele geçiriyor propagandasına dönüştürüyorlar’ diye şikâyet ediyordu.”
Türköne yazısında Gülen Cemaati ile MHP arasında ‘hem çakışma hem de gündelik hayatın içinde sürekli tekrarlanan bir sempati ilişkisi mevcut’ olduğunu dile getirirken, bu savını şöyle açımlıyor: “MHP’lilerin çocuklarını Hizmet’in okullarına göndermesi, MHP’ye oy veren esnafın aynı zamanda yurtdışındaki eğitim faaliyetlerine iştirak etmesi, MHP milliyetçilerinin gazetemize abone olması, haberleri STV’den takip etmesi gibi.”
Türköne, “Tek başına Türk okullarıyla, Türkçe Olimpiyatları ile Gülen Hareketi Ülkücülerin hayallerini süsleyen Türk birliğini çok daha yüksek bir düzeye taşıdı” diye de vurguluyor.
Devamında da Bahçeli’nin kongrede Gülen’e dair söyleminin aslında sanıldığı gibi bir “çatışma” ve “düşmanlıktan” kaynaklanmadığı, bu tavrın Bahçeli’nin parti içindeki rakiplerini etkisiz hale getirme amacından kaynaklandığını dile getiriyor.
Yazının en can alıcı bölümü de şurası: “Bahçeli savaş ilan etmeden önce, çok değerli bir hocamız Hizmet adına Bahçeli ile görüşüyor. Bahçeli ‘Sizden filanca işadamı, benim rakibimi destekliyor’ diye sitem etmiş. Hocamız bana, ‘araştırdım, bu işadamının bizimle hiç ilgisi yok” diye şaşkınlıkla anlatıyordu. ‘Siz yine de arayıp o işadamını ikaz ettiniz, değil mi?​’ soruma, ‘Evet’ cevabını verince; Bahçeli’nin rakiplerini etkisiz hale getirirken kendisini de etkili bir şekilde nasıl kullandığını anlatmakta epeyce zorlandığımı hatırlıyorum.”
Türköne, böylelikle tam anlamıyla “Şecaat arzederken merd-i kıpti sırkatin söyler” diye adlandırabileceğimiz duruma düşüyor. Bir yandan ‘Hizmet’ diye anılan Gülen Cemaati’nin bir “siyasi hareket” olmadığını öne sürerken, diğer yandan, aslında Hizmet’in bir siyasi partinin kongresi sürecine nasıl dahil olduğunu da anlatıyor. Cemaat’in “değerli hocası”nın Bahçeli lehine kongre sürecine müdahil olması, Bahçeli’nin de bir yandan kongrede rakiplerini Cemaat’in desteğinden mahrum bırakmak için “Okyanus ötesine tutunmadan iktidar olacağız” derken, diğer yandan da sırtını ‘Okyanus ötesi’ne nasıl dayadığını açık bir biçimde görüyoruz.
‘Cemaat’ böyledir...MHP’nin hem dışında hem de içinde ve tam göbeğinde!
Aynı şey hem Bahçeli hem de kongredeki rakibi Koray Aydın için de geçerlidir. Bir yandan 28 Şubat sürecinde gittiği Amerika’da, ABD’nin “Ilımlı İslam” politikasıyla uyumlu bir figüre dönüşen “Okyanus ötesi” ile aralarına kamuoyu önünde “milli” bir mesafe koyuyormuş gibi görünüp, diğer yandan da onu parti içindeki siyasi hesaplaşmalarında ciddi bir dayanak noktasına dönüştürmek...
Bir başkası için şeytani şeyler olarak görülebilecek bu ilişkiler bütünü, onlar için bir siyaset rutidir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa