Gündem değil diye gelişmeler durmuyor
Fotoğraf: Envato
Açlık grevlerinin son iki haftadır, kritik bir aşamaya gelmesine paralel olarak aydınlardan siyaset dünyasına, bilim çevrelerinden basına kadar kamuoyunu oluşturan geniş bir kesimin dikkatinin açlık grevleri ve onun talepleri üstüne toplanması, Suriye ile ilgili gelişmeleri gündemin alt sıralarına çekti.
Suriye gündeminin böyle aşağılara çekilmesi hükümetin de işine geldi. Çünkü hükümetin izlediği Suriye politikası çoktan çökmüştü ve Davutoğlu-Erdoğan ikilisinin bir manevrayla ABD’nin çizdiği hatta girmesi de ihtiyaçtı. Hükümetin, süreci bu doğrultuda değerlendirdiği anlaşılıyor.
Geçen hafta, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türkiye’nin pek sevdiği ve büyük umutlar bağladığı Suriye Ulusal Konseyi (SUK)’un Suriye muhalefetini temsil etmediğini söyleyince sanki balona toplu iğne sokulmuş gibi SUK söndü!
Şu günlerde Katar’da toplanan Suriye muhalefeti, Suriye’deki kimi Kürt ve Alevi grupların yanı sıra din adamları ve bazı tanınmış kişilerin de yer alacağı SUK’tan daha geniş bir muhalefet cephesi oluşturmayı amaçlıyor. Bu toplantıya Davutoğlu da katılacak.
Suriye muhalefetine katılımlarla ilgili 2 Eylül’de Erbil’de yapılan toplantıda KDP, YNK, Suriye Kürdistanı’ndan bazı etkisiz Kürt gruplar ile ABD, İsrail ve Türkiye’nin diplomatlarının toplanıp, bu Kürt grupların Suriye muhalefetine katılması için kararlar alındığı biliniyor. Konuya önceki günkü yazısında Yusuf Karataş arkadaşımız değindi.
ABD muhalefeti yeteri kadar genişletilirse, “sürgünde bir hükümet kurulacağı” ve başına da ABD’nin adamı Riyad Seyfi’nin getirileceği belirtiliyor.
Son aylardaki gelişmeler bakıldığında, ABD’nin Suriye’de oluşan muhalefetin Esad’ı düşürmeyeceğini anlamasından sonra, ABD’nin (ve Türkiye’nin) Suriye’ye yönelik kuşatma ve baskıları artırmak üzere Barzani üstünden Suriyeli Kürtleri bölmek için hamle yaptığı görülüyor. Bu elbette Türkiye’yi en memnun eden girişimidir. Çünkü böylece bir yandan Suriye’nin tek huzurlu bölgesi, diğer Suriye bölgeleri gibi çatışmaların içine çekilirken, Suriye Kürdistanı diye bir özerk bölgenin ortayla çıkması da engellenmiş olacak!
Toplam açısından bakıldığında şu saptamaları yapabiliriz:
1) ABD: Suriye politikasını seçimden sonra yeni hamleler yapmak üzere yenilemektedir. Seçimden sonra ABD’nin Suriye’ye yönelik yeni yaptırımlar getirmesi, Türkiye ve İsrail üstünden müdahalelerini artırması beklenir bir şeydir.
2) Türkiye: Çöken Suriye politikasından bir manevrayla dönen Türkiye ABD’nin mevzisine girmektedir. Bu yüzden de önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ABD ve Barzani ile daha yakın işbirliği içinde Suriye’ye müdahale edeceği anlaşılmaktadır.
3) Barzani: Bir yandan Suriye Kürdistanı oluşumuna destek veren ama öte yandan Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkilerin artıran Barzani, Suriye ve Türkiye Kürtlerine sırtına dönen bir çizgiye yönelmiştir. Barzani’nin geleceğini Türkiye ile iyi ilişkilerde gördüğü, ikili oyuna daha fazla devam edemeyeceği bir yönelişe girmiştir.
4) Rusya: Suriye’ye desteğe devam eden Rusya’nın İran ve batılı emperyalistlerle Esadsız bir Esad rejimi seçeneğini elinde tutmak istediği ama Esad’ı desteklemeye de devam edeceği anlaşılmaktadır. Çünkü Rusya bölgenin ABD için dikensiz gül bahçesi olmasını istemiyor.
5) Esad: Birkaç ay öncesine göre Esad rejimi daha güçlü görünüyor. Süreç içinde hem Türkiye hem de Suriye muhalefeti etkisizleşmiştir. Ancak bundan sonrası Esad’ın işlerinin daha da zorlaşması ihtimali güçlüdür. Çünkü ABD ve batılı emperyalistlerin Suriye rejimini düşürmek için yeni girişimler yapacağı anlaşılmaktadır.
Bunlar elbette genel değerlendirmelerdir. ABD seçimleri sonrasında gelişmelerin daha da netleşeceğini söyleyebiliriz. Daha fazlasın söylemek için de sürecin daha ilerlemesi gerekmektedir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00