Performans kapanı
Fotoğraf: Envato
İktidarda 10 yılını geride bırakan AKP, geçtiğimiz 10 yıl içinde en çok hangi kesimlerin haklarına yönelik saldırılar gerçekleştirdi diye bir soru sorsak, yanıtımız hiç tereddütsüz işçi ve emekçiler olacaktır.
10 yıldır istihdamda yaşanan ve tamamına yakını emekçilerin aleyhine gerçekleşen büyük dönüşüm sürecinde yavaş yavaş sona doğru gelindiğinin işaretleri verilmeye başlandı. Ulusal İstihdam Stratejisi ile belirlenen istihdamda dönüşüm sürecinin kamu ya da özel ayrımı yapılmadan bütün istihdam alanlarını kapsadığı çok geçmeden anlaşıldı.
Bugüne kadar işçilerin, kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını, hatta geleceklerini yakından ilgilendiren çok sayıda yasal düzenleme yapan AKP hükümeti, gerek “2023 vizyonu”, gerekse “2013 hükümet programı” ile bütün kamu personel sisteminin yönetim yapısını kökten değiştireceğini ilan etti. Buna göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki memurun tanımı değiştirilerek, kamuda esnek ve performansa dayalı bir yönetim anlayışı kurulacak.
Yıllardır tartışma konusu olan ve hükümet cephesinden yürütülen her tartışmada gündeme getirilen “iş güvencesi” konusu bu kez hükümet programında somut bir hedef olarak belirlenmiş durumda. Bu önemli gelişmenin, asıl amacın üzeri örtülerek sermaye basınına yansıması “Görevini iyi yapmayan memur işten çıkarılabilecek”, “Memurun verimliliği de ölçülecek”, “Çok çalışan çok, az çalışan az maaş alacak” vb gibi uygulamayı destekleyici şekilde oldu.
Geçtiğimiz yıl 6111 sayılı torba yasa ile 657 sayılı yasaya esnek istihdam ile ilgili olarak eklenen “Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür. Bu hususa ilişkin usul ve esaslar, Bakanlar Kurulunca belirlenir” hükmü konulmuştu. 2013 programına göre bu madde, 2013 yılından itibaren pilot olarak uygulanmaya başlanacak.
AKP’nin iktidara geldiği ilk günden bu yana dönem dönem gündeme getirdiği kamuda esnek ve performansa dayalı çalışma uygulaması, kamu emekçileri için resmen bir kapan görevi görecek gibi görünüyor. Fabrikalarda çalışan işçilerin işten çıkarılması sürecinde “somut gerekçe” olarak kabul edilen “performans düşüklüğü” uygulamasının, mal üretiminden çok farklı bir alan olan hizmet üretiminde uygulanmasının tek anlamı, uygulama başlayacağı zaman kamuda büyük bir kıyımın yaşanacak olması.
Performansa değerlendirme uygulamalarının en önemli özelliği, iş yoğunluğunun artması, iç ve dış denetimin yaygınlaşması. İşyerinde çalışanlara bir taraftan “kendi kaderini kendi belirleyeceği” hissettirilmeye çalışılırken, diğer taraftan çalışma hızı ve “verim artışının” (siz sömürü artışı olarak okuyun) gözlenebilir ve ölçülebilir olması hedeflenir. “Ne kadar çalışırsan o kadar karşılığını alırsın” ilkesine dayandırılan bu sistemde asıl amaç, çalışanlara emeğinin karşılığını alacağını hissettirmek ve böylece daha fazla ve daha hızlı çalışmalarını sağlamaktır.
Sendikalar, sermaye medyası tarafından allanıp pullanarak emekçilerin lehineymiş gibi gösterilen bu tür uygulamaların kamu emekçileri için ne tür tehlike ve tehditler içerdiği konusunda üyelerini uyarmak, diğer taraftan böylesi bir saldırı karşısında nasıl bir mücadele stratejisi izleneceğini zaman geçirmeden belirlemek zorunda.
Böylesine büyük bir tehlike karşısında zamanında adım atılıp geniş emekçi kesimleri harekete geçirilemez, düzenlemenin yasalaşıp meclise gelmesi beklenirse, şimdiden herkese geçmiş olsun diyebiliriz…
- Emekçinin sırtındaki kamçı 16 Ocak 2025 04:35
- Düdüklü tencere ekonomisi 09 Ocak 2025 04:30
- Despotik emek rejiminin karanlık yüzü 31 Aralık 2024 06:45
- 2024 biterken 26 Aralık 2024 06:20
- Asgari ücret neye göre belirlenecek? 19 Aralık 2024 05:56
- Asgari ücret stratejisi 05 Aralık 2024 04:54
- Geçinemeyenler 28 Kasım 2024 04:36
- Asgari ücret tartışmaları 14 Kasım 2024 04:36
- 2025 bütçesi üzerine-3 07 Kasım 2024 04:24
- 2025 Bütçesi üzerine-2 31 Ekim 2024 04:38
- 2025 bütçesi üzerine - 1 24 Ekim 2024 04:38
- Hak mücadeleleri 17 Ekim 2024 03:30