14 Nisan 2011 03:29

Beyaz grev

Beyaz grev

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sağlık alanında örgütlü sendika ve meslek örgütleri, 13 Martta binlerce sağlık emekçisiyle gerçekleştirdiği görkemli mitingin ardından aldığı ‘Beyaz Grev’ kararını, önümüzdeki hafta 19-20 Nisan tarihlerinde uygulayacak. Sağlık emekçilerinin sendikalarını ve meslek örgütlerini bir araya getiren ve grev gibi önemli bir sorumluluk altına girmelerine neden olan koşullara bakıldığında, önümüzdeki hafta yapılacak grevin sadece sağlık emekçilerini ilgilendirmediği çok açık.  

Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi uygulamaları ilk olarak sağlık alanında başladı. AKP tarafından tavizsiz bir şekilde uygulanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”, genel olarak kamuda yaşanan dönüşümün temel ayağını oluşturdu.  

AKP iktidara geldiğinde sağlık alanında kamunun payı yüzde 65, özelin payı yüzde 35 şeklindeydi. Aradan geçen süre içinde, bir taraftan özel hastane ve sağlık kuruluşları alışveriş merkezleri gibi hızla çoğalırken, diğer taraftan kamu hastanelerinde sunulan hizmetler parça parça özelleştirildi. Hükümet hastane kuyruklarını kısmen azaltsa da, bunun bedeli çok ağır oldu. Prim, katkı payı vb gibi adlar altında halkın cebinden yaptığı ödemeler son yıllarda katlanarak arttı. Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerine göre, 2002 yılında toplam sağlık ödemeleri 24 milyar 316 milyon TL iken, aradan geçen süre zarfında katlanarak artıp 2010 yılı sonu itibariyle 111 milyar 38 milyon TL’ye yükseldi. Sekiz yılda yaşanan 4.5 kat artıştan en çok kimin karlı çıktığını söylememize gerek yok. Bu paraların büyük bir bölümü özel sağlık kuruluşları ve ilaç tekellerinin cebine girerken, halkın sağlık hakkı adım adım piyasalaştırıldı ve kamu hastanelerinin özelleştirilmesinin kapıları ardına kadar açıldı.

Sağlık sistemi pek çok yönden piyasa ilişkileri içine çekilirken, sağlık emekçilerinin sağlıkta yaşanan kapsamlı dönüşümün dışında kalması beklenemezdi. Son 8 yıl içinde sağlık alanındaki istihdam yapısında meydana gelen değişim; kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının “pilot uygulama” olarak sağlıkta hayata geçirildiğini gösterdi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında sağlık alanında sadece 11 bin taşeron işçi çalışıyorken, 2011 itibariyle hastanelerde çalışan taşeron işçi sayısı 118 bine yükseldi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçtiğimiz hafta mecliste sözlü sorulara yanıt verirken, sağlıkta “şirket elemanı” çalıştırma uygulamasını “Sağlık sektöründeki büyümenin doğal sonucu” olarak değerlendirmiş ve eklemiş; “Kamu hizmetlerinin özel sektör eliyle gördürülmesi son derece çağdaş bir yöntemdir. Hizmet alımı yoluyla istihdam edilen çalışanların hukukunu en iyi şekilde korumak lazım.” Sağlık emekçilerinin hukukunu çok iyi koruduklarından olacak, Anayasal haklarını kullanarak örgütlenen taşeron işçileri hemen kapının önüne koyuyorlar.

Sağlık emekçilerini grev yapmaya zorlayan önemli nedenlerden birisi de çalışma koşullarının “performans” dayatması ile iyiden iyiye zorlaştırılması. Bugünkü koşullarda zaten bir sağlık emekçisi, nitelikli hizmet sunabilmek için en az iki kişilik çalışmak zorunda. Sağlık Bakanlığı açısından, performans sistemiyle hastaya nasıl bakıldığı değil, kaç hastaya bakıldığı ön plana çıkarılıyor. Performans değerlendirmesi ile iş yükleri mutlak olarak artacak olan hekimler, hemşireler ve diğer sağlık emekçileri, performansa dayalı esnek çalışma uygulamaları üzerinden yaşayacakları hak kayıplarının farkında oldukları için 19-20 Nisan’da ‘Beyaz Grev’ kararı aldılar.

19-20 Nisanda yapılacak iki günlük grev sadece sağlık emekçileri açısından önem taşımıyor. Bugünden geriye doğru baktığımızda kamuda hayata geçirilen herhangi bir uygulamanın öncelikle sağlıkta denemesinin yapıldığını, oradan çıkan sonuca göre diğer hizmet alanlarında yapılan düzenlemelerin yaygınlaştırıldığını görüyoruz.

‘Beyaz Grev’in başarısı ve etkili olabilmesi için tüm sendika ve konfederasyonların tüm üyelerine ve kamuoyuna “19-20 Nisanda hastaneye gitmiyor, sağlık hakkımıza sahip çıkıyoruz!” türünden çağrılar yapması ve Beyaz Grev’in başarılı geçmesi için daha somut adımlar atılması gerekiyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa