20. yüzyılın kuzgun dehası: NIck Cave
AMERİKALI PUNK-BRİTANYALI PUNK
Amerika’da müzikal anlamda geleneksel değerlerle barışık olarak adeta rock and roll’un devamı olarak oluşan punk müziği İngiltere’de bunun tam tersine geleneksel olana muhalefet ile doğmuştu. Geleneksel olanla bu farklı yoldan kurulan iletişim iki kıtanın punk akımlarının müzikal ve kültürel farklılığını da doğurdu. Sex Pistols, The Clash gibi guplar klasik rocktan ne kadar nefret ediyorlarsa etsinler, Ramones ve The New York Dolls gibi Amerikalı punk grupları kendilerini o kadar rock n’ roll a ait görüyorlardı. 70’lerin başında Punk çok kısa bir sürede bir alt kültür olmaktan çıkıp son derece ticari bir müzik haline geldi. Zamanın ruhunun farklılaşmasıyla 80’lere doğru Punk’ın içindeki çiğ biçimsel yönelim; yeni doğmakta olan Heavy Metal ve Pop’a, kavramsal ve sanatsal arayışlar ise post-punk ve indie gibi yeni alt türlerin doğuşuna doğru evrildi.
INDIE MÜZİK
İşte Nick Cave’in de bu ilk grubu The Birthday Party, Avustralya’da zamanın anglo-sakson punk ruhu içinde doğdu. Punk’ın eğitime, aileye de dahil olmak üzere bütün kurumlara isyan edişi, 80’lerde yerini daha yaratıcı sanatsal biçemler kurmaya yönelik olan, ağırbaşlı, edebi, karmaşık, sofistike indie müzik gibi plak şirketlerinden dinleyicisine kadar daha minör, özgün bir müzikal tür alt kültür yaratmayı başardı. 90’lar ve sonrası indie müzik içindeki bazı eğilimlerin de yoğunlukla müzik endüstrisi tarafından kopya edilip ele geçirilmesine sahne olana kadar- neredeyse tüm 80’ler ve 90’lı yılların başı boyunca- indie müzik hem kendi türüne adını veren bağımsız küçük plak şirketleri, hem de dağıtım ağı ve dinleyici kitlesiyle orijinal bir biçimde varolabilmeyi başardı. Cave bu ortamın içinde, The Birthday Party zamanlarında Avustralya’da 70’lerin sonunda sahnede gotik, korku hikayeleri anlatan ve kendini yere atarak yaptığı dikkat çekici gösterilerle adından bahsettiriyordu. Daha sonra grup Nick Cave’in kendisi de vokalist olan kız arkadaşı Anita Lane vasıtasıyla müzik endüstrisinin Amerika’dan sonraki ikinci büyük merkeziyle Birleşik Krallık’la irtibatlandı. Grubun müziğini asıl tanıtan da bu oldu.
Nick Cave ve arkadaşları yukarıda adı geçen tüm bu söz konusu müzikal eğilimlerin de çağdaşı idi ve tüm bu evrilmeyi canlı olarak yaşadılar. Hatta, daha doğru söylemek gerekirse bu evrilmeyi gerçekleştiren nadir insanlardan olageldiler. Buna uygun olarak 1984’de The Birthday Party dağıldı ve aynı gruptaki elemanların çoğunluğunun da içinde olduğu Nick Cave And The Bad Seeds doğmuş oldu. Grupta Nick Cave öne çıkıyordu çünkü garip Avustralyalı yüzü, geriye doğru taranmış orta uzunluktaki saçları ve dinleyiciyi şaşırtan bir üslubu vardı. Ayrıca korkunç derecede yakışıklı idi. Müzik endüstrisinin ve gösteri dünyasının, hep kendinden daha farklı insanlar görmeyi kışkırtan eğilimleri müzik endüstrisi içinde de Nick Cave’i öne çıkarmış oldu.
Burada önemli olarak görülebilecek tanımlamalardan biri herhalde Nick Cave’in sanat yaşamının bu grupla beraber yaşlanmış, olgunlaşmış olması ve değişmesidir. Cave müziği ile birlikte tüm dinleyicilerinin gözleri önünde yaşlanmıştır, değişmiştir, olgunlaşmıştır. İlk albümü olan From Her For Eternity indie müzik türü için bile deneysel olanbir sanatsal eğilimin ürünüdür. Ritmik olmayan davullar, o zamana kadar hiçbir rock grubunda görülmemiş ve insanın iç dünyasına yönelmiş olan oldukça duyarlı biçimiyle zengin edebi akımların etkilerini taşıyan şarkı sözleri ve bununla eş zamanlı olarak daha sonradan dozunu arttıracak olan geleneksel müziğin farklı icra yöntemleri Cave’in ilk dönemini belirledi.sahnede gotik, korku hikayeleri anlatan ve kendini yere atarak yaptığı dikkat çekici gösterilerle adından bahsettiriyordu. Daha sonra grup Nick Cave’in kendisi de vokalist olan kız arkadaşı Anita Lane vasıtasıyla müzik endüstrisinin Amerika’dan sonraki ikinci büyük merkeziyle Birleşik Krallık’la irtibatlandı. Grubun müziğini asıl tanıtan da bu oldu.
Nick Cave ve arkadaşları yukarıda adı geçen tüm bu söz konusu müzikal eğilimlerin de çağdaşı idi ve tüm bu evrilmeyi canlı olarak yaşadılar. Hatta, daha doğru söylemek gerekirse bu evrilmeyi gerçekleştiren nadir insanlardan olageldiler. Buna uygun olarak 1984’de The Birthday Party dağıldı ve aynı gruptaki elemanların çoğunluğunun da içinde olduğu Nick Cave And The Bad Seeds doğmuş oldu. Grupta Nick Cave öne çıkıyordu çünkü garip Avustralyalı yüzü, geriye doğru taranmış orta uzunluktaki saçları ve dinleyiciyi şaşırtan bir üslubu vardı. Ayrıca korkunç derecede yakışıklı idi. Müzik endüstrisinin ve gösteri dünyasının, hep kendinden daha farklı insanlar görmeyi kışkırtan eğilimleri müzik endüstrisi içinde de Nick Cave’i öne çıkarmış oldu.
Burada önemli olarak görülebilecek tanımlamalardan biri herhalde Nick Cave’in sanat yaşamının bu grupla beraber yaşlanmış, olgunlaşmış olması ve değişmesidir. Cave müziği ile birlikte tüm dinleyicilerinin gözleri önünde yaşlanmıştır, değişmiştir, olgunlaşmıştır. İlk albümü olan From Her For Eternity indie müzik türü için bile deneysel olanbir sanatsal eğilimin ürünüdür. Ritmik olmayan davullar, o zamana kadar hiçbir rock grubunda görülmemiş ve insanın iç dünyasına yönelmiş olan oldukça duyarlı biçimiyle zengin edebi akımların etkilerini taşıyan şarkı sözleri ve bununla eş zamanlı olarak daha sonradan dozunu arttıracak olan geleneksel müziğin farklı icra yöntemleri Cave’in ilk dönemini belirledi.
MUTE RECORDS OLAYI
O yıllarda indie müzik içindeki baskın bir eğilim olarak Nick Cave And The Bad Seeds de kendi küçük plak şirketini kurar. Ancak Mute Records adıyla kurulan ve belki de ticari olarak indie (bağımsız müzik eğilimi) içinde ilk büyüyen bu şirket, ana akım majör plak şirketleriyle yoğun olarak iş yapan zengin bir şirkete dönüşecektir. Nick Cave ve arkadaşları sadece müzikal başarılarıyla değil bunun yanı sıra ana akımla iş yapan ve sonradan majörleşen indie bir plak şirketinin de kuruluşunda önemli bir katkı yapmışlardır. Indie müzik için hiç de övünülecek olmayan! Bu ticarileşme eğilimi değersel açıdan bakılmadığında oldukça kendine has toplumsal sonuçları olan bir araçtır.
Daha sonra 90’lı yıllarda bağımsız küçük plak şirketleri ya birer birer kapanacak ya da kapitalizmin monopol eğilimli ekonomisi gereği büyük şirketler tarafından satın alınacaklardır ki aslında bu da günümüzün alternatif rock müziğini oluşturan durumdur. Bu durum, gerçekte indie müziğin,eğlence endüstrisine başarıyla eklemlenmesinden başkaca da bir şey değildir.
İlginç olarak Mute Records satın alınmak yerine kendisi büyük bir plak şirketi haline gelmiştir ve Depeche Mode gibi grupları müzik endüstrisiyle tanıştırmıştır. Ancak tüm bu ana akımlaşma ve zenginleşme eğilimine karşılık Nick Cave kendi müziği için bir koza örmeyi başarabilmiştir. Örneğin büyük paralarla da olsa şarkılarının reklam müziği olarak kullanılmasına hiçbir zaman izin vermemiştir. Ve dinleyicilerine duyduğu saygı söylemlerinden anladığımız kadarıyla tartışılmaz biçimde sağlamdır.
GELENEKSEL OLANLA BARIŞMA
NICK Cave gençliği arkasında bırakırken içinde bulunduğu madde bağımlılığı tedaviye cevap vermiş, sağlık sorunları ile beraber müzikal olarak deneysel arayışlarını da arkasında bırakmıştır. 1997'te The Boatman's Call albümü ile ilgili bir röportaj veren Cave, artık deneysel olana hiç ilgisinin kalmadığını ve geleneksel şarkı formunu kullanmaya başladığını açıkça belirtmiştir. Ona göre asıl beceri isteyen ve müziğinin yeni yüzünü belirleyen edim, geleneksel formun içinde kalarak söylemek istediğini söyleyebilmek ve bu şartlar içinde özgünlüğünü koruyabilmektir. 1990'larda Henry's Dream albümüyle başlayan bu ikinci dönemi de kendi içinde oldukça "evrilmiş" bir dönem olmasına karşın genel olarak bu temel ilke üzerine kurulmuştur.
Aynı zamanda Pulp edebiyatıyla girdiği yakın temas da bu dönemde Cave'in müziğini oldukça etkilemiştir. Cave, bu dönemde 1995 yılında Murder Ballads (Cinayet Şarkıları) ile geleneksel hikaye anlatıcılık ile Pulp edebiyatının post-modern zamanlarda tekrardan moda haline dönüşmesini müzikte uygulamaya çalışmıştır adeta.
Benim de 90'lı yılların başında henüz bir ortaokul-lise öğrencisiyken müziğiyle tanıştığım Cave,90'ların ortalarından itibaren daha önceden hiç de inanamayacağım bir biçimde Türkiye dinleyicisi için de önemli bir ikon haline geldi. Öyle ki hatırladığım kadarıyla 2000'lerde İstanbul'da verdiği konserin biletleri erkenden tükenmişti. Zaman zaman kendisinin sanatsal işleri söz konusu edildiğinde tamamen entelektüel bir filozof gibi anılması her ne kadar beni gülümsetse de artık ana akım haline gelmiş olan müziğinin içindeki insani arayışı ve sanatsal yolculuğu biçimsel olarak aslında aynı endüstrinin kolları olan hem alternatif hem de popüler müzik endüstrisi içinde Nick Cave'i ayrı kılmaktadır. Çünkü Cave'in hayatının olgun dönemlerindeki iyi eğitimli entelektüel yüzü onun müziğinde ancak kısıtlı ölçüde belirleyici olmuştur. Nevrotik ruh durumlarının, aşkın en patolojik hallerinin, ucuz cinayet hikayelerinin ilk defa majör olmayan minör bir kaynaktan yeniden yaratılması Nick Cave'in müziğini kendine has kılan o yaklaşımın da çekirdeğidir. Cave bunun için kendi aracını da kendisi yaratmış ve Mute plak şirketiyle bunu başarmıştır.
Hadi sür gemilerini etrafımda
Yak köprülerini
Bir tarih yazıyoruz, sevgilim
Her bir araraya geldiğimizde
The Ship Song’dan -The Good Son albümü (1990)
Alice uyanıyor
Sabah
Esniyor
Odada yürürken
Saçları göğüsünün üzerine düşüyor
Çıplak ve temmuz
Pencerenin yanında duruyor
Onu görebildiğimi biliyor mu acaba?
Watching Alice’den -Tender Pray albümü (1988)
Larry yuvasını kurumuş bir dala yapmıştı
Büyük umutlardan ve havasızlıktan başka hiç bir şey geçmedi eline
şansını denemekte olan ve bebeklerini pataklayan bir kaç anne bulup topladı
ve bir süre için orada onlarla mutlu mesut yaşadı
Dig, Lazarus, Dig’den Dig, Lazarus, Dig albümü (2012)
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et