Amca, size 'Tanrı Baba' diyebilir miyim?
Sevgili Amca,
Ben 8 yaşındayım…
Bir süre öncesine kadar evdeki saatlerim çok güzel geçiyordu. Ertesi günkü ödevlerimi yaptıktan sonra geçiyordum televizyonun başına, çizgi film izliyordum…
Sonra babam işe gitmeyip, evde kalmaya başladı. Çalıştığı fabrika, ülkenin ekonomik durumu nanay’mıymış ne (Babam öyle diyor), o yüzden batmak üzereymiş. Birçok işçi gibi, onu da işten atmışlar.
O günden bu yana babam evde. Geçiyor televizyonun önüne, aralıksız seyrediyor.
Sık sık kahkaha atıyor.
Merak ettim. Ben de baktım, televizyonda hep sen varsın ve konuşuyorsun.
Zaman zaman annem de ev işlerini bitirdikten sonra, oturuyordu babamın yanına, kahkahalar atarak birlikte seni izliyorlardı.
Çizgi film olmadığı için ben de seni izlemeye başladım.
Babam, “Tanrı gibi mübarek, her şeyi biliyor, herşeyden anlıyor, her şeye karar veriyor ve hiç yanılmıyor,” diyordu.
Ben de düşündüm, senin konuşmalarını dinlerken, babam haklıydı. Sen, benim iki yaş büyüğüm olan abimden bile daha bilgiliydin…
Amca, size “Tanrı Baba” diyebilir miyim? Gerçekten çok bilgilisin.
Bak, bir şey anlatayım sana: Ben her gece, yatınca Tanrı’ya dua ederdim, “Tanrı’m, bana oyuncak gönder,” diye. Göndermedi. Ama geçenlerde o “Seçim” denilen şey öncesi, memurlardan biri, bizlere, tabii bana da oyuncak verdi, senin adına. Demek dualarımı Tanrı değil, sen duymuştun.
Onun için size “Tanrı Baba” demek istiyorum. Ayrıca, duyduğuma göre sen sineklerin uçuşundan bile haberdar oluyormuşsun. Senin adamlarından biri söylemişti... Konuşmalarına bayılıyorum.
Öğrendiğime göre Amerika’nın General November Kasabası’ndanmışsın. Galiba orada öğrendiğin sözcükleri alanlarda, televizyonlarda halkımıza söylüyorsun.
Öylesine güzel sözcükler öğrendim ki, senden. Okulda olsun, mahallede olsun arkadaşlarıma söylüyorum onları:
“Yürrüü lan taş arabası…”
“Hıyarto…”
“Derinle etinin arasına yaparım, terledikçe kaka kokarsın…”
“Bozuk para kutusu gibi şıngırdamayın…”
“Patlamış mısıra çeviririm sizi…”
Evet Amca, size “Tanrı Baba” diyebilir miyim? Çünkü benim kültürümü öylesine arttırdın ki. Dilerim bu edebi nefis sözlerinle “Nobel Ödülü”nü alırsın. Sana yakışır…
Yalnız ufak bir eksiğin var. Alanlarda, televizyon kameraları önünde konuşurken ceketini omzuna atsan ve her konuşmana “Alllööşşş evribadi” diye başlasan o kadar nefis olur ki…
Ellerinden öperim “Tanrı Baba”…
Küçük Kul’un…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et