Listeleri bir başka açıdan değerlendirmek-2 Blok adayları ve listeleri ne söylüyor?
Fotoğraf: Envato
Dün bu köşeden, düzen partilerinin, onca “değişim”, “devrim” iddialarına karşın aslında ülkenin hiçbir ciddi sorununu çözmeye yanaşmadıklarına ve YSK’ya verilen listelerin de halk açısından sadece bu açıdan anlamlı olduğuna değinmiştik. Yine medyada; parti liderlerinin (üst yönetimlerin) kendi çıkarları açısından milletvekili adaylarını atamaları ya da liste operasyonlarının halkı olumlu anlamda zerre kadar ilgilendirmediğini ama basının bu yan üstünden gürültü kopararak çözümsüzlük partilerine meşruiyet sağlamak istediğini eleştirimize eklemiştik.
Ve dünkü yazı; “Eğer seçime katılan güçler düzen partilerinden ibaret olsaydı, elbette böyle bir seçimin yapılıp yapılmamasının da önemi olmazdı. Ancak Türkiye’de bugün başka güçler de seçime girmektedir. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku bu seçimlere katılan, Türkiye’nin yukarıda sözü edilen başlıca sorunlarının çözümünü bir yola sokacak bir zemin üstünde hareket ederek seçime girmektedir. Ve asıl tartışılması ve anlamlandırılması gereken de blok güçleridir” diye bitmişti.
BDP, EMEP, EDP, SDP ve çeşitli sol siyasi grup ve çevrelerden oluşan blok, 12 Haziran seçimine, 38 ilde bağımsız adaylarla katılırken, geri kalan illerde ise Emek Partisi seçime girmektedir.
Blok adına yapılan ya da “bağımsız adayların” bugüne kadar yaptığı açıklamalar ve blok içindeki güçlerin bugüne kadarki çizgisi dikkate alındığında, blokun; Kürt sorununun çözümünden Alevilerin isteklerine, emekçilerin haklarından, yoksullukla ve işsizlikle mücadeleye, basın özgürlüğü ve emekçi sınıfların örgütlenme özgürlüklerin, demokrasi ve emek mücadelesini güçlerinin bir araya getirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Dahası blok güçleri; seçim ve siyasi partiler yasasının (TMY başta olmak üzere diğer pek çok yasanın) demokratikleştirilmesinden, yüzde 10 barajının kaldırılmasından, parasız sağlık, eğitime ve herkese sosyal güvenceye kadar geniş bir alanda halkın başlıca sorunlarının çözümü için mücadeleyi birleştirmek istemektedirler. Yine kadınların eşitlik ve özgürlük, gençliğin güvenli bir gelecek ve özgürlük, engellilerin talepleri blokun dikkat noktasındadır. Ve elbette ülkemizin toprağını suyunu, sağlıklı bir yaşama kültürü için kentlerde ve kırda sağlıklı barınma hakkına dair talepleri savunan ve kır ve kentte hızla genişleyen çevre hareketinin talepleri blokun seçimlerde öne çıkardığı taleplerdendir.
Bu açıdan bakıldığında bugün politik arena; bir yanda ülkenin, çözülmezse başka alanlarda da adım atılamayacak başlıca sorunlarını gündemine alıp bunun üstünden mücadele yürütmeyi amaçlayan blok güçleri; öte yanda ise statükocu, ülkenin başlıca sorunlarını çözmemekte birleşmiş, ama ayrıntıdaki kimi sorunlar üstünden kavga edip kuru gürültü yapan sermaye partileri vardır.
Klasik deyimiyle söylersek; bugün seçime iki parti girmektedir. Bu partilerden biri AKP, CHP, MHP merkezli oluşan düzen partilerinin bloku, öteki ise ülkenin başlıca sorunlarını çözme amaçlı bir mücadelenin ilerletilmesi için birleşmiş olan Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’dur. Ve ülkenin ileri işçi ve kamu emekçisi kesimleri, emekten yana tüm çeşitli örgütlenmeler, aydınlar demokratlar, mücadeleden yana sendikacılar, emek örgütlerinin yöneticileri, aydınlar, demokratlar, sanatçılar için blok bu seçimde tüm sermaye partilerine, halk güçlerini bölen seçim taktikleri izleyenlere karşı bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır.
Elbette eksikler, zamanında yapılamadığı için fırsatı kaçmış imkanlar vardır ya da çeşitli çevrelerden blokun şurasına burasına eleştiriler vardır ama bütün bunlar geride bırakıldığı ölçüde blok kendinden bekleneni yapacak, dün yapamadıklarını da yapar hale gelebilecektir.
- Eğer seçimden sonra sermaye ve düzen güçlerinin bize dayattıkları düzene (eski ya da yeni statükoya) mahkum olmak istemiyorsak,
- Eğer seçimden sonra AKP, CHP, MHP’nin anayasasına karşı halkın kendi anayasasını yapacak güçlerin birleşme mücadelesini imkan dahiline sokmak istiyorsak
- Eğer “başkanlık sistemi”yle AKP ve Erdoğan’ın halkın ensesinde boza pişirme hayalini akamete uğratmak istiyorsak,
- Eğer, Kürt ve Türk milliyetinden işçilerin ve halkların eşit hak temelinde kardeşleşmesi için somut bir adım atılmasını istiyorsak,
- Eğer o sermaye partisinden bu sermaye partisinin yedeğine savrulmaktan bıktıysak ve gerçek demokratik bir seçenek istiyorsak, blok bir fırsattır ve blok imkanını değerlendirmeliyiz.
Blok güçleri ve adayları bunları söylüyor.
Şimdi bloku güçlendirme; blok adayları etrafında, bağımsız adayların olmadığı illerde de Emek Partisi çatısı altında sermaye partilerine karşı bir seçenek oluşturmak üzere birleşme ve ortak bir mücadele zamanıdır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00